MHP'li belediye Alevi dergahı önüne cami temeli attı: '139 caminin olduğu ilçede bir dergaha tahammül yok'
Mehmet MENEKŞE
AMASYA - Çorum’un Osmancık İlçesi’nde Alevi inanç merkezlerinden olan Koyunbaba Türbe ve dergahının önüne MHP’li Belediye Başkanı Ahmet Gelgör, bir iş insanının ismini verdiği ve desteği ile cami temeli attı. Ahmet Gelgör 5 Aralık 2019’da yapılan Koyunbaba Kültür Derneği’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada dergahın gerçek sahiplerine verilmesi ve yanına bir cemevi yapılması için elinden gelen gayreti gösterme sözü verdi. Ancak ikinci kez MHP’den aday olup belediye başkanı seçilen Ahmet Gelgör, bu sözlerinin tam tersine hareket etti ve Koyunbaba Türbesi ve dergahının önünde, Alevilerin cem yaptığı alala cami temeli attı.
'ASİMİLASYONCU ZİHNİYET SAHNEDE'
Alevi toplum temsilcileri yaşananlara tepkili. Artı Gerçek’e konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri ve Samsun Şube Başkanı Cem Sultan Ermiş, Alevi dergahları ve Aleviliğe yönelik asimilasyon projelerinin devam ettiğini belirtti ve şunları söyledi:
“Alevi dergahlarına işgal ve Alevi inancına yönelik asimilasyon projeleri geçmişten günümüze tam hızıyla devam ediyor. Osmanlı da Yavuz ve Kanuni ile Başlayan II. Mahmut ile tavan yapan Alevi Dergahlarına el koyma ve kayyum atama süreci bugün de Osmancık’ta devam ediyor. Osmanlı Padişahı II. Mahmut 1834 yılında Hacı Bektaş Veli Dergahı Postnişini Hamdullah Çelebi’yi önce idam ile yargılamış, arkasından Amasya’ya sürgün etmiş, dergahın içine cami yaptırarak, Nakşibendi Tarikatı Şeyhlerini burada görevlendirmişti. Bugün de Çorum Osmancık’ta aynı zihniyete sahip belediye başkanı Alevi dergahının bahçesine cami yaptırıyor, dergahımız müftülüğe verilerek mescit olarak kullanılıyor. Alevi yol önderi olan Koyunbaba türbesi ve dergahı yıllardır mescit olarak kullanılıyordu. Şimdi de dergahın altındaki parka biz Alevilerin Dergah da yapamadığımız cem ibadetinin yaptığınız parka camii temeli atıldı.”
'ALEVİLERİN SİNİR UÇLARINA DOKUNUYORLAR'
Koyunbaba türbe ve dergahının yıllardır işgal altında olduğunu, gerçek sahibi Alevilere verilmediğini belirten Cem Sultan Ermiş şu şekilde konuştu:
“5 Aralık 2019 yılında Osmancık’ta Koyunbaba Kültür Derneği’ni kurduk ve buransın mescit statüsünden çıkarılarak Alevi dergahı olarak Alevilere verilmesini istedik. 2023 Ekim ayında Karadeniz’de ki Alevi Örgütleri Olarak Çorum Valisini ziyaret ederek Koyunbaba Dergahın Osmancık’da kurulu olan Koyunbaba Kültür Derneğine tahsis edilmesini talep ettik. Ama ne yazık ki bu talebimiz karşılık bulmadığı gibi üstüne cem olduğumuz alana camii temel atarak Alevilerin sinir uçlarına oynuyorlar. AKP MHP koalisyonun sahte Alevi açılımının son perdesi Koyunbaba Türbesini cami yapmak olmuştur. Bu durum Alevilere ve Aleviliğe yönelik yok sayma, ortadan kaldırma eylemidir. Bu durumu kabul etmemiz asla mümkün değildir ve hukuksal olarak mücadelemizi yapacağız.”
'CEMEVİ SÖZÜ VEREN AŞKAN CAMİ TEMELİ ATTI'
Kendilerine cemevi yapma sözü veren belediye başkanının dergahın önüne cami temeli atmasına tepki gösteren Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şube Başkanı Nurettin Aksoy da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz Koyunbaba Kültür Derneğini kurduğumuz dönemde Osmancık Belediye Başkanı Ahmet Gelgör ziyaret ettik, ziyarette buraya bizim için cemevi yapmak için söz vermişti. Cemevi değil de başkan cami yapıyor, bir de Koyunbaba Dergahının yanında, bizim cem yaptığımız yere cami temeli atıldı.”
'DERGAHIN GERÇEK SAHİBİ ALEVİLERE VERİLMESİNİ İSTEDİK'
Dergahın gerçek sahibi Alevilere verilmesi için mücadele ettiklerini belirten Nurettin Aksoy hukuk mücadelelerinin sonuçsuz kaldığını belirtti; Nurettin Aksoy hukuksal süreci şu şekilde anlattı:
“Dergahımızı geçtiğimiz yıllarda önce İsmail Ağa Cemaatine sonra Müftülüğe Mescit olarak tahsis edildi. Dergahın gerçek sahibi Alevilere devredilmesi için yıllardır sürdürdüğümüz hukuk mücadelesinden bir sonuç alamadık. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi bakımını ve temizliğini yapmak, geçmişte olduğu gibi kurban, niyaz, ziyaret, ibadetlerimizi yerine getirmek amacı ile dergahın Alevilere verilmesi için 2013 yılında Vakıflar Tokat Bölge Müdürlüğüne, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Çorum Valiliğine yaptığımız başvurular her seferinde ret edildi. Buna rağmen Koyunbaba Dergahı Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından dergah 4 Kasım 2014’te Osmancık Müftülüğü’ne devredildi. Müftülük de Alevi dergahını mescit yaparak imam atadı. Diyanet İşleri Başkanlığına başvurarak Koyunbaba Dergahını bieze verilmesini istedik ancak Diyanet “Tekke ve Zaviyeler Kanunu”nu gerekçe gösterip “olmaz” dedi. 18 Haziran 2015’te Koyunbaba Dergahının Alevilere verilmesi için tekrar Çorum Valiliğine başvurduk. Valilik, 4 yıl sonra 18 Ağustos 2017 tarihinde “Koyunbaba Türbesi mescittir ve mescide de imam atanmıştır” diyerek, devrinin mümkün olmadığını bildirdi. Bunun üzerine Çorum İdare Mahkemesine dava açtık, mahkeme ret etti. Davayı Bölge İdare Mahkemesine taşıdık, Bölge İdare Mahkemesi yapılan başvuruyu ret ederek Diyanet İşleri Başkanlığının savunması doğrultusunda karar verdi. Davayı Yargıtay’a taşıdık ancak dört yıl aradan sonra geçtiğimiz yıl Yargıtay Diyanete sordu ve buranın mescit olarak kalması yönünde karar verdi.”
'İKİ YÜZ YILLIK ÇAM AĞAÇLARINI KESTİLER'
Dergah önüne cami temeli atan Osmancık Belediyesi’nin cem yaptıkları alanı imara açtığını ve yasal itiraz süresini beklemeden cami temeli attığını belirten Nurettin Aksoy şunları söyledi:
“Biz kendi yol önderimizin dergahında cem yapamıyor, dergahın önündeki alanda cemlerimizi yapıyorduk. Şimdi de tam o cem yaptığımız dergahın önüne belediye cami temeli attı. Birincisi buraya cami yapmak için iki yüz yıllık çam ağaçlarını kestiler. Koyunbaba’nın suliyetini bozdular, türbe ve dergah caminin gerisinde kalacak ve bakıldığında Koyunbaba türbesinin görünmesi artık mümkün değil. Osmancık Belediyesi dergahın önünü imara açtı, yapılan imar düzenlemesinin itiraz süresi kırk gün bitmeden caminin temelini oraya attılar. Osmancık’ta Samsun tarafına doğru bir sürü cami yapılabilecek yer var ve getirip tam dergahın önüne yapmak iyi niyetli bir durum değil. Kasıtlı olarak dergahın önüne cami yapıyorlar ve burasını camiin bir devamı gibi gösterecekler."
'İDARE MAHKEMESİNE DAVA AÇACAĞIZ'
Koyunbaba Kültür Derneği ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum şubesi olarak dava açacaklarını belirten Nurettin Aksoy; “Koyunbaba Dergahı ve türbesi Alevi vatandaşların ziyaret ettiği, gelip ibadet ettiği, adak adadığı bir inanç merkezi. Pazartesi günü (Bugün) arkadaşlarla konuyu değerlendirip Çorum İdare Mahkemesine yürütmenin durdurulması için dava açacağız. Bu doğrudan inanç merkezimizin işgal edilmesidir. Biz dergahın mescit yapılmasına karşı çıkıp, iptal edilmesi için mücadele ederken getirip dergahın önüne cami temeli attılar.” dedi.
'139 CAMİNİN OLDUĞU İLÇEDE BİR DERGAHA TAHAMMÜL YOK'
Karadeniz Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Muharrem Erkan da sistematik asimilasyon politikaları karşısında ancak örgütlü olarak durulabileceğini belirtti.
Erkan şu görüşlere yer verdi:
“Asıl ismi Seyit Ali Sultan olan, İmam Rıza evladı, Hacı Bektaş Veli’nin de halifesi olan, halk arasında Koyubaba olarak bilinen Alevi yol önderinin dergahı ve türbesi adeta işgal edilmiştir. Koyun Baba Dergahı Alevi öğretisinin gözesi, önemli bir merkezidir. Ülke genelindeki hemen hemen tüm Alevi dergahları mescit ya da camiye çevrildi, minare yapıldı. Bunlar Anadolu Alevi inancına, kültürüne yönelik bir saldırı, yok etme, asimile etme politikasıdır. Dergaha giremiyoruz ve dışarıda cem yapıyoruz. Gelip görün, bizim ibadetimiz, yolumuz, erkanımız bu, biz namaz kılmayız. Bizim yolumuz dostluktur, kardeşliktir, barıştır. Bu yolu ortadan kaldırmak için maalesef hükümetler Alevi dergahlarını, Alevi yol önderlerinin türbelerini cami yaptılar, minare diktiler. Bunu yaparak bir mevzi kazanmış gibi sanıyorlar. Dergahlarımıza yönelik bu tür saldırı, yok etme girişim ve politikalarını halkımıza anlatacak, gerekli mücadeleyi vereceğiz. Dergâhı camiye çevirmek, sadece bir inanç özgürlüğü ihlali değil, aynı zamanda toplumsal barışın yok edilmesidir. Kamu gücüyle ideolojik ve mezhepçi işgalidir. Çünkü karar ile inkar edilen Aleviliktir. 139 caminin olduğu ilçede, tek Alevi-Bektaşi dergâhına tahammül göstermemek, ‘milletçe dayanışma ve bütünleşme’ değil, kutuplaştırmadır. Alevilik bu ülkenin gerçeğidir ve yok sayılamaz. İnançların, ibadet yerlerinin ve kutsal değerlerin ne olup olmadığına, karar vermek ya da belirlemek, devletin görevleri arasında değildir.” dedi.
