Murat Aksoy ve Atilla Taş tahliye edildi
29 kişinin “Gülen Cemaati’nin medya ayağı olmak” iddiasıyla yargılandığı davada, Murat Aksoy, Atilla Taş ve Davut Aydın’ın tahliyesine karar verildi.
Aynur TEKİN
ARTI GERÇEK - 2'si firari 29 kişinin 'Darbenin medya ayağı olmak' iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Atilla Taş, Murat Aksoy ve Davut Aydın'ın tahliye edildiği davada, diğer sanıkların tutukluluğunun devamına karar verildi ve dava 4 Aralık 2017 tarihine ertelendi.
İkinci duruşması bugün görülen davada, hâkim sanıkların Bank Asya ve Bylock raporlarını okudu. Rapora göre sanıkların çoğunun Bank Asya hesabı yok, hesabı olanların kayıtlarındaysa herhangi bir olağandışı işlem bulunmuyor.
TAŞ: HUKUK SOPASIYLA DAYAK YEMEKTEN YORULDUM
Davada savunma yapan Atilla Taş, şöyle konuştu: "Konuştuğum kişinin telefonunda Bylock olduğunu nereden bilebilirdim" diyen Taş, ilk kez gazeteciliğe niyet ettiğini ve onda da kendisini tutuklattığını söyledi. Hukuka güvenini yitirmek istemediğini belirten Taş şöyle konuştu: "Gazetede yazdığımda terörist olduğumu bilsem yazar mıydım? Bahtsız bedeviyim ben. Gazeteciliğe niyet ettim onda da kendimi tutuklattım. Hukuk sopasıyla dayak yemekten yoruldum. Çok susadığım adalete ve sevdiklerime kavuşturmanız dileğiyle."
"Atilla Taş ile terör olsa olsa espriyle ancak yan yana gelebilir. Atilla Taş ne yapmış? Bir tweet atmış, bir gazetede yazmış, o gazetede yazmak suçmuş. Bu gazetede yazan bir tek ben miyim? Bu gazetenin Ankara temsilcisi savcılıktan elini kolunu sallayarak giderken, diğer yazarlara soruşturma dahi açılmazken, kimisi kaçmışken, günah keçisi bir ben miyim? Amcası olan, dayısı olan, ByLOck'u olan, kayınpederi olan kuş gibi uçarken Atilla Taş 14 aydır neden hapis yatıyor?"
"TEK SİLAHIM KALEMİM"
Hayatı boyunca eline silah almadığını söyleyen gazeteci yazar Murat Aksoy, hiçbir örgüt toplantısına katılmadığını kaydetti. Aksoy, "Yazdığım 1000'in üzerindeki yazıya açılmış tek bir dava yok. 14.5 aydır tutukluyum. Benim tek silahım kalemim, klavyem. Bir de tutamadığım dilim" dedi.
"40 KİLOYUM KENDİME BAKACAK DURUMDA DEĞİLİM"
Duruşmaya öğle saatlerinde ara verildi. Aranın ardından sanıklar ve sanık avukatları söz almaya devam etti. İddianamede Merkurhaber isimli bir yerel haber sitesinin editörü ve Twitter’da osmanyagmur1 isimli hesabın sahibi olmakla suçlanan Davut Aydın savunmasında, şöyle konuştu: "40 kiloyum, kendime bakacak durumda değilim ama 35 kişilik koğuşun işlerine katılmak zorundayım. Raporlara rağmen içerideyim. İleri derecede skolyoz hastasıyım, bir adım sonrası felç. Benim karartacağım bir delil yok, her şeyim elinizde. Tahliyemi istiyorum."
Meydan Gazetesi yazarı Abdullah Kılıç, savunmasında Bank Asya hesabını çocuklarının okul taksitlerini yatırmak için açtığını söyledi. Çoğulcu bir anlayışla yayın yapacağını düşündüğü ve o dönemde işsiz olduğu için Meydan Gazetesi'nde yazarlık yaptığını ifade eden Kılıç, yazılarından örnekler vererek gazeteyle fikir ve eylem birliğinde olmadığını vurguladı.
"KANUNLARI UYGULAMANIZI İSTİYORUM"
Gazeteci Gökçe Fırat Çulhaoğlu, savunmasında adaletin mahkemede değil toplumda karşılaşılan bir şey olduğunu ifade etti ve "FETÖ güçlü olduğu zamanda aleyhinde en çok yazı yazan adamı ne ile örgüt üyesi olarak tutuyorsunuz? Kanunlar aynı kanun ama içtihatlar değişti. Eylemlerimiz aynı ama burada bir kısmımız terör örgütü üyesi bir kısmımız darbeci. Bu eşitsizliği gidermek elinizde. Adalet değil, kanunları uygulamanızı istiyorum." diye konuştu.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan iddianamede, firari sanıklardan Said Sefa’nın "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütü yönetmek" suçundan da 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede diğer sanıklar Atilla Taş, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta,Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.
NE OLMUŞTU?
'FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik davanın İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 31 Mart'ta görülen duruşmasında Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edilmiş, duruşma savcısı 8'inin tahliyesine itiraz etmişti.
Duruşma savcısının itirazını aynı gün işleme koyan 26. Ağır Ceza Mahkemesi talebi kabul ederek Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu hakkında yeniden yakalama kararı çıkarmıştı ve söz konusu sekiz kişi tahliye olamadan cezaevinde kalmıştı.
Savcının tahliye talebinde bulunduğu ve mahkemenin de tahliye ettiği aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da bulunduğu 13 kişi hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün darbe soruşturması kapsamında gözaltı kararı vermiş, bu kişiler de cezaevinden çıktıktan sonra gözaltına alınarak emniyet müdürlüğüne götürülmüştü. Burada sorgulanan şüpheliler çıkarıldıkları sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanarak yeniden cezaevine gönderilmişti.