'Onlar kaçtı, eşlerimiz rehin kaldı'

'Onlar kaçtı, eşlerimiz rehin kaldı'
29 gazetecinin yakınları koridorda saatlerdir beklemekten bitap düşmüş. Çoğu eşleri tutuklanınca İstanbul'u terk etmek zorunda kalmış. Öfkelerinin...

29 gazetecinin yakınları koridorda saatlerdir beklemekten bitap düşmüş. Çoğu eşleri tutuklanınca İstanbul'u terk etmek zorunda kalmış. Öfkelerinin büyük bölümü de yurt dışına giden Gülen medyası yöneticilerine.

ARTIGERÇEK- Mahkeme salonu önünde hem endişeli hem de heyecanlı bir bekleyiş var. Heyecanlılar çünkü tahliye umutları var. Endişeliler çünkü tutuklulukları devam edebilir. Yargıya olan güvenleri önceki tecrübeleri nedeniyle zedelenmiş vaziyette. Kimi tutuklu gazetecilerin sekiz, kimilerinin ise dokuz ay boyunca iddianameleri hazırlanmadığı için benzer bir hukuki mağduriyete kendilerini hazırlamış vaziyetteler.

Pazartesi başlayan ve 29 gazetecinin ‘FETÖ' üyeliğinden yargılandığı davada bugün aktifhaber.com Genel Yayın Yönetmeni Yetkin Yıldız ve Rotahaber yöneticisi Ünal Tanık ifade verdi.

Saat 10'da başlayacağı duyurulan davanın başlaması 11.20'ye sarktı. Aileler mahkeme salonuna giden koridorun önünde saatlerdir beklemekten bitap düşmüş vaziyette. Duruşma salonunda da yakınlarını görmek isteyen sanık durumundaki gazeteciler için de benzer bir bekleyiş hakim.

Mahkeme salonuna girildiği anda, tutuklu gazeteciler heyecanla arkalarına dönüp sevdiklerini görmenin telaşı içindeydi. Göz göze gelinip, tebessümler edildikten sonra ifadelere geçildi. Yargılananların çoğunun birinci dereceden yakınlarıydı gelenler. Çoğu da İstanbul dışından. Eşleri işten atılınca bir kısmı çocuklarını da alarak başka şehirlerdeki ailelerinin yanına yerleşmiş. Maddi zorluklar bunu gerektirmiş.

İSTANBUL DIŞINDAN GELMEK ZOR

Bu nedenle haftada bir gerçekleştirilen kapalı görüşlere gelmekte de zorluk çekiliyor. Ancak iki ayda bir izin verilen açık görüşü kaçıran neredeyse yok. İki aya karşılık bir saat.

Birçoğu yakınlarının attığı tweetler nedeniyle içeride olduğunu anlatıyor. "Beş tweet, üç retweet. Hükümeti eleştiren tweetler. Bir kısmı da darbeye lanet okuyan tweetler" yorumunu yapıyor.

Kimi sekiz, kimi dokuz aydır hapiste. Bugünü iple çektikleri her hallerinden belli çünkü iddianamelerinin hazırlanması ayları aldı. Tutuklu gazeteci yakınlarından birinin talebi net: Sekiz ay cezalandırma yetmedi mi? Yetsin artık. Bıraksınlar eşimi.

ONLAR KAÇTI, EŞLERİMİZ REHİN KALDI

Kimi gazetecilerin eşleri, haklarında tutuklama kararı verildikten sonra yurtdışına kaçan Gülen medyası gazetecilerine öfkeliler. "Onlar kaçtı, eşlerimiz rehin kaldı" diyorlar. "Sizi arayan soran oldu mu" sorusuna ise yanıtları net: Ne bir arayan oldu ne de bir soran. Halimizi hatırımızı sormadılar. Oysa yayın politikasını belirleyen, nefret dolu tweetleri atan ve Zaman muhabirlerine öfkenin yönelmesine sebep olan onlardır. En önce yurtdışına kaçanlar da onlar oldu."

Öfkeliler. Aranmamakla kalmamışlar aramalarına da cevap verilmemiş. Telefonlar kapı duvar olmuş. Tepkileri benzer: "Eşlerimizin tek suçu o medya grubunda çalışmaktı."

"GERİ DÖNÜP GAZETECİLİK YAPMASINLAR"

Tutuklu muhabirlerden birinin yakını hayli öfkeli ve şunları söylüyor: Yurtdışına kaçan gazeteciler dönerler de yeniden bir medya kurup oralarda çalışırlarsa bunu içime sindiremem. Muhabirlerini bırakıp kaçanları affetmeyeceğim asla.

Aynı eş, kocası tutuklanınca iki çocuğunu da almış Manisa'ya ailesinin yanına gitmiş. İki oğlundan büyük olana durumu anlatmışlar ama altı yaşında olana babasının çalışmaya gittiğini söylemiş ve eklemiş: "Bu kez babanı alıp geleceğim."

Yine Manisa'dan gelen ve yargılanan kadın gazetecilerden birinin kardeşi mesafeye rağmen her hafta kapalı görüşe gelmeye çalışıyor. Tweetleri ve kitapları nedeniyle hakkında "terör örgütü üyeliği" suçlaması var. Yine de morali yerinde ve tahliye umudu taşıyor.

"Hukuka güveniyor musun" sorusu karşısında, "Gülümseyerek umut işte" yanıtını veriyor. Tahliye olmazsa hem ablası hem de kendisi için büyük bir hayal kırıklığı olacağını söylüyor.

CEMAAT ALEYHİNE KONUŞAN GAZETECİLERE SAHİP ÇIKILMIYOR

Bir diğer gazeteci eşi ise kocasının Zaman'da haber müdürüyken tutuklandığını anlatıyor. Ancak dönemin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile yaşadığı görüş ayrılığı nedeniyle zaten kızağa çekilmiş bir haber müdürü. Bir nevi by-pass edilmiş. Ama çok uzun yıllar gazetede emeği olduğu için de işten çıkarılmamış. Herkes yurtdışına kaçtığı sırada haber müdürü olan gazeteci kalmayı tercih etmiş. Aktif bir görevi olmamasına rağmen attığı sekiz tweet nedeniyle önce gözaltına alınmış sonra da tutuklanmış.

Onu da kimse arayıp sormamış. Eşinin muhalif tutumunun bunda etkili olduğunu düşünüyor. Zaten bu raddeden sonra aramalarını da istemiyor. Geçirdiği zor günleri anlatırken de, "Geceler boyu çocuklarımla ağladık" diyor.

Bir diğeri ise eşi nedeniyle görevden alınmadığı için kendini şanslı sayıyor. İki çocuğu var. "FETÖ ile bağlantı kuramazlar. Ne sendikalarına üyeyim, ne okullarında okudum. Tüm bunlara rağmen atılırsam bu büyük bir hukuksuzluk, haksızlık olur."

Haftada bir yapılan görüşler hafta içine denk getirildiği için çocukları babalarını görmeye gelemiyor. Ancak iki ayda bir birbirlerini görebiliyorlar. En çok bozuldukları husus ise, Erdoğan'ın tutuklu gazetecileri, "terörist, çocuk istismarcısı ve vatan haini" olarak tanımlaması.

"Kızım soruyor: Gaspçı, tacizci ve katil dışarı çıkıyor anne. Benim babam neden içeride? Hiç adil değil."

İKİ GÖZLÜKLE GELMEME İZİN VERİLMEDİ

İfade veren tutuklu gazetecilerden Ünal Tanık, mahkemeye gelirken iki gözlük kullanmasına izin verilmediğini o nedenle bazı yazıları okumakta zorlandığını söyledi. Mal varlığıyla ilgili MASAK tarafından verilen, "kara para yoluyla elde edilmiş kazanç" raporuyla ilgili bölümü anlatırken de ağlamaya başladı.

"Ben emeğimle kazandığım o geliri Rotahaber'i ayakta tutmak için harcadım."

NOHUT-PİLAVCI AÇACAĞIM

Aktifhaber GYY Yetkin Yıldız ise Fuat Avni haberleri nedeniyle yargılananlardan. O da soruyor, "Hürriyet, Sözcü ve tüm gazeteler Fuat Avni haberi yaptı. Neden bir tek ben buradayım. Kimse tutuklansın istemem ama benim suçum ne?"

"Eşimle nohut-pilavcı açmayı planlıyoruz. Gazetecilik yapmayı düşünmüyorum. Neyi yazacak haber yapacağım ki?"

"Can Dündar'a saldıran kişi altı ay yattı çıktı. Ben kimseyi vurmadım içerideyim. Bunu sizin vicdanınıza bırakıyorum. Ben gazeteciyim, terörist değilim."

Öne Çıkanlar