Rojin Kabaiş dosyasındaki ihmaller ve çelişkiler Meclis gündeminde
DEM Parti Milletvekili Sümeyye Boz, Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne ilişkin ATK raporlarındaki çelişkileri ve ihmaller zincirini Meclis gündemine taşıdı.

Artı Gerçek- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Muş Milletvekili Sümeyye Boz, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne ilişkin hazırladığı iki ayrı önerge ile İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporlarındaki çelişkileri ve devlet kurumlarının zincirleme ihmallerini Meclis gündemine taşıdı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle verilen yazılı soru önergesi ve Meclis Araştırması açılması talebiyle sunulan önergede, ülkedeki kadın katliamlarında intihar kılıfı altında yürütülen cezasızlık politikasına dikkat çekildi.
İKİ FARKLI ERKEĞE AİT DNA
İstanbul ATK Biyoloji İhtisas Dairesi'nin 1 Kasım 2024 tarihli raporunda, Rojin Kabaiş'in bedeninden alınan örneklerde iki farklı erkek DNA’sı tespit edildiği ancak bu örneklerin vücudun hangi bölgelerinden alındığı belirtilmediğine dikkat çekileen önergelerde, raporun yaklaşık 10 ay sonra 10 Ekim 2025 tarihli ikinci bir yazıyla düzeltildiği ve bu yazıda DNA örneklerinin “sternal (göğüs)” ve “intra vajinal (vajina)” bölgelerden alındığının açıklandığı hatırlatıldı.
Sümeyye Boz, Adalet Bakanı Tunç’a şu soruları yöneltti:
“* İlk raporda DNA örneklerinin alındığı bölgelerin belirtilmemesinin gerekçesi nedir?
* Bu bilgi neden 10 ay sonra dosyaya eklenmiştir?
* Bu gecikme Bakanlığınızca incelenmiş midir?
* Raporların düzenlenme sürecinde herhangi bir iç ya da dış denetim yapılmış mıdır?
* Adli Tıp Kurumu’nda kadın cinayetleri ve cinsel saldırı vakalarında toplumsal cinsiyet temelli önyargıları önleyecek bir politika mevcut mudur?”
Soru önergesinde, ATK’nın ilk raporda erkek DNA’sı bulgularını etkisizleştirirken, ikinci raporda bu örneklerin yerini açıklamasına rağmen bulguları “bulaş (kontaminasyon)” olasılığıyla gerekçelendirdiği belirtildi. Önergede, "Kurum kendi raporunda bulaş riskinin bertaraf edildiğini belirtmesine rağmen delillerin kaynağını belirsizleştirerek şüpheli DNA örneklerini etkisiz hale getirmiştir” çelişkisine dikkat çekildi.
MECLİS ARAŞTIRMASI TALEBİ
DEM Parti Milletvekili Boz, ayrıca Meclis Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinde Rojin Kabaiş dosyasındaki zincirleme ihmalleri, "kadınların yaşam hakkı söz konusu olduğunda devlet kurumlarının sistematik sessizliği" olarak tanımladı. Önergede, "Bu vaka, yalnızca bireysel bir adli hata değil, üniversite, kolluk, savcılık ve Adli Tıp Kurumu’nun ortak ihmaliyle yürütülen yapısal bir sorun alanıdır" denildi.
Önergede, Türkiye’de kadın cinayetlerinde "intihar" söyleminin sistematik bir refleks haline geldiği, bu yaklaşımın ataerkil yargı sisteminin yapısal körlüğünü temsil ettiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
“Delillerin kadın aleyhine yorumlandığı, cinsel saldırı bulgularının görmezden gelindiği bir sistem, adaletin değil, cezasızlığın yeniden üretimidir. Rojin Kabaiş dosyası, erkek egemen adalet mekanizmasının kadınlar karşısında tarafsızlığını yitirdiği, delillerin bilinçli biçimde karartıldığı bir örnektir. Adli Tıp Kurumu’nun bilimsel bağımsızlığı sorgulanmakta, kadınların yaşam hakkı sistematik biçimde ihlal edilmektedir."
MECLİS'E ÇAĞRI: SORUMLULAR HESAP VERMELİ
DEM Partili Boz, hem yazılı soru önergesinde hem de araştırma önergesinde, Adli Tıp Kurumu başta olmak üzere tüm sorumlu kurumların hesap vermesi, denetim mekanizmalarının işletilmesi ve kadın cinayetlerinde delil karartmalarına son verilmesi çağrısında bulunuldu. Cezasızlık politikalarının tespit edilmesi, ATK’nin bağımsızlığının güçlendirilmesi ve kadınların yaşam hakkını güvence altına alan adli mekanizmaların oluşturulması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması istendi. (MA)