'Romanlar, çalışma alanında, siyasette, günlük yaşamda ötekileştiriliyor'

'Romanlar, çalışma alanında, siyasette, günlük yaşamda ötekileştiriliyor'
Romanların yaşadığı mahallelerin giriş ve çıkışlarında polis beklediğini söyleyen aktivistler, ön yargı son bulması gerektiğini, yaşamın her alanında Romanlar ötekileştiridiğini söylediler.

İzmir Konak ilçesinde bulunan Emirsultan Mahallesi’nde (Kuruçay) yaşayan Romanlar, kimliklerinden dolayı ayrımcılığa uğradıklarını, birçok çalışma alanında iş bulmakta zorlandıklarını belirtiyor. Toplumun en dezavantajlıları Romanlar olduğunu belirten roman aktivist Gökhan Tünel, her zaman ikinci planda kaldıklarını ifade etti. Tünel, "Bu ülke birçok etnik kökene sahiptir. Herkes gibi Romanlar da ayrımcılığa uğramadan haklarından yararlanmak istiyor. Çalışma alanında, siyasette, günlük yaşamda Romanlar ötekileştiriliyor. Hiç kimseyi ötekileştirmiyorsak, insan oldukları için değer veriyorsak karşımızdakinin de bu şekilde davranmasını istiyoruz" dedi.

‘ÖN YARGI SON BULMALI’

 Romanların yaşadığı sorunlarla mücadele eden roman aktivistler yaşananları Mezopotamya Ajansı’na anlattı.  Romanların suça meyilli olarak lanse edildiğine dikkati çeken Tünel, yapılan ayrımcılık ve ötekileştirmeden dolayı Romanların özel ve resmi sektörlerde iş bulmakta zorlandığını söyledi. Bu yaklaşımın sistemsel bir sorun olduğunu vurgulayan Tünel, anlayışın değişmesi gerektiğini ifade etti. Romanların da sosyal güvenceli işlerde çalışmak istediğini kaydeden Tünel, "Romanların yaşadığı mahalleleri görüyorsunuz. İzmir’in neresine giderseniz gidin mahallenin girişi ve çıkışında polis güvenlik noktası göremezsiniz. Çünkü bir ön yargı var. Dünyanın her yerinde suç işleniyor. Suçu Roman toplumuna mal edemezsiniz. Bu ön yargı son bulmalı" diye belirtti.

‘ROMANLAR İŞ BULMAKTA ZORLANIYOR’

Roman aktivist Tolga Küleş ise, yoksulluğun her geçen gün arttığını ve beraberinde sorunların arttığını vurguladı. Küleş, "Romanlar iş bulmakta zorlanıyor. İşe başlamak için öz geçmişimizde Roman olduğumuzu belirttiğimiz zaman önümüze engel çıkıyor. Önyargılardan dolayı çoğu zaman iş başvuruları bu sebeplerden dolayı reddediliyor. Birçok kişi üniversite mezunu ama bu mahallede oturduğu için potansiyel suçlu olarak görülüyor. ‘Roman mı aman bunlara bulaşmayalım’ deniliyor. Romanlar istihdam edilmezse, iş olmazsa topluma nasıl ayak uyduracak. Kâğıt ya da çöp toplamaya gidildiğinde bile zabıtalar kâğıt bile toplattırmıyor. Önyargılardan bıktık" diye belirtti.

 ‘YEŞİL KART ALAMAYAN İNSANLARIMIZ VAR’

Roman mahallelerinde ciddi bir mobingin de yaşandığına dikkat çeken Küleş, "Pandemi döneminde eğlence sektörü kapandığı için birçok genç intihar etti. İnsanlar sabaha kadar müzisyenlik yapıyor, 100 TL yevmiye alıyor. Geçmişte Tekel’de Sümerbank’ta çalıştı. Demek ki Romanlar iş verildiğinde çalışabiliyor. Belediyelerde, ambarlarda, tekstillerde çalışmak istiyoruz" dedi.

Roman gençlerinin en büyük sorunlarından birinin de uyuşturucu olduğuna işaret eden Küleş, uyuşturucu kullanım yaşının 12’ye kadar düştüğünü aktardı. Mahallelerinde uyuşturucuyla ilgili merkezler kurulmasını istediklerini dile getiren Küleş, "Gençler topluma kazandırılsın. Evrensel insan haklarının öngördüğü yaşama, sağlık, barınma ve çalışma hakkını istiyoruz. Yeşil kart alamayan insanlarımız var. Gençlerimizi ya mezardalar ya cezaevinde ya da uyuşturucu bataklığındadır. Kadınlar ya soğukta çiçek satıyor ya da kayıt dışı, güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyor" şeklinde konuştu.

Öne Çıkanlar