İşçi sınıfının çağı bitti, proleter devrimler çağı da öyle. Sınıf mı kaldı? AVM’lerdeki tezgâhtarlar, marketlerdeki kasiyer kızlar, çağrı merkezlerinde soluksuz çalışanlar... Onlar sınıf değil.
Romanların yaşadığı mahallelerin giriş ve çıkışlarında polis beklediğini söyleyen aktivistler, ön yargı son bulması gerektiğini, yaşamın her alanında Romanlar ötekileştiridiğini söylediler.
Erdoğan’ı Erdoğan’ın dilini içselleştirerek, sahiplenerek yenemezsiniz. Yeni bir dil lazım. Yaraları sarıcı, birleştirici ve geleceğe güven verici. Yoksa Türkiye bedel ödemeye devam edecek.
Her şeyin monte edildiği kavramlarla hareket ediliyor son yıllarda.
Devletin uzman çavuşu tecavüzle, devletin aydını da kalemiyle amacına ulaşmaya çalışıyor. 'Kürtlere siyasi soykırım uygulanıyor' cümlesi bir ajit-prop ibaresi değildir.
Ülkenin refah ve eğitim düzeyi en yüksek kentinin ‘nezih’ semtlerindekiler bile sorun çözme yöntemi olarak yargısız infazı ve linçi seçebiliyorsa, o ülkede vahim bir sorun var demektir!
Kahramanmaraş Belediye Başkanı’nın Trabzonlu kadına söylediği sözler ne bir ‘espri’ ne de bir ‘yol kazası.’ Bu topraklarda bitmeyen devlet anlayışının tezahürü…
'Türkiye'de ırkçılık rastlantısal değil, devlet aklının ürettiği; halka yaydığı, halkın bunu yeniden üretmesinde kolaylaştırıcı olduğu; deyimlere, fıkralara işleyecek kadar sistematik.'
Bilgi Üniversitesi'nin araştırmasına göre, gençlerin yüzde 90'ı kızlarının başka toplumsal gruplardan biriyle evlenmesine, yüzde 84'ü arkadaş olmasına bile karşı.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.