Servet Turgut’un kardeşi: Bizim ciğerimiz nasıl yandıysa onların da öyle yansın

Van'ın Çatak ilçesinde operasyonuna çıkan askerler tarafından 11 Eylül’de gözaltına alındıktan 2 gün sonra hastanede ortaya çıkan ve Osman Şiban’la birlikte helikopterden atıldıkları belgelenen Servet Turgut (55), 20 gündür verdiği yaşam mücadelesini bu sabah kaybetti. Tedavi gördüğü yoğun bakım servisinde yaşamını yitiren 7 çocuk babası Servet Turgut, Van’da toprağa verildi. 

Turgut için kurulan taziyeye Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van il ve ilçe yöneticileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van il yöneticileri, Mezopotamya Beşiğinde Ailelerini ve Yakınlarını Kaybedenlerin Derneği (MEBYA-DER) yöneticileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Taziyede konuşan kardeşi Naif Turgut, "Bütün dünyaya sesleniyoruz; Bu insana yapılan hukuksuzluk kimseye yapılmasın" dedi.  

‘ALLAH BU ZULMÜ BU VAHŞETİ KABUL ETMESİN’

Kendilerine zulüm yapıldığı dile getiren Turgut, "Bize büyük bir zulüm yapıldı. Bu insan evinden çıkarak köyüne gitti. Topladığı ot torbalarını bağlıyordu. Yanında sadece bir tek çuvaldız vardı.  Bu insan fakirdi, çalışkan biriydi. Zalim değil, masum bir insandı. Öncelikle Allah’a yalvarıyoruz, sen dünyaya zulmü içinde barındıran insan değil içi temiz insan gönder.  Bugün hayvan bir çukura düştüğünde itfaiye çağılarak o hayvanı kurtarıyorlar. Bu insana büyük bir zulüm yapıldı. Allah bu vahşeti kabul etmesin. Bizim ciğerimiz nasıl yandıysa onlarında öyle yansın" diye konuştu.

‘BARIŞ İSTİYORUZ’

Devlet yetkilerinden alınan izinle geri köylerine gittiklerini hatırlatan kardeş Turgut, şunları söyledi: "İşçi, emekçi olan bu insan devlet tarafından verilen kararla köyüne toprağına gitti. O topraklar kimsenin değil, bizim topraklarımız. Helikoptere bindirilerek ne yaptılar bilmiyoruz, orasını Allah biliyor. Savcı, hakim Anayasa var! Bu insan vahşice helikopterden atılarak şehit edildi. Bütün dünyaya sesleniyoruz; Bu insana yapılan hukuksuzluk kimseye yapılmasın. Ciğerimiz yandı, başkalarının yanmasın. Bu zülüm bitsin, biz insanlık barış istiyoruz. Azeri, Türk, Kürt fark etmiyor. Allah hepimizi insan olarak yarattı.  Allah zulmün tarafından değilim diyor, sizde olmayın.  Ama bu insanlar bizi köylerimizde bile öldürüyorsa Allah kabul etmesin. Allah bu zulmü, bu vahşeti kabul etmesin." (MA)