Şule Çet iddianamesi: Tecavüz ettiler, öldürdüler, camdan attılar
Üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüyle ilgili iddianamede iki sanık için 'cinayet', 'cinsel saldırı' ve 'hürriyeti tehdit' suçlarından ceza istendi.
ARTI GERÇEK- Ankara'da bir plazanın 20. katından düşerek yaşamını yitiren Şule Çet’in şüpheli ölümüne dair soruşturmada savcılık "cinayet" dedi ve iki kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet istedi.
Gazi Üniversitesi Sanat-Tasarım Fakültesi tekstil tasarımı bölümü 2. sınıf öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs’ın ilk saatlerinde Yeşil Plaza’nın 20. katından düşerek yaşamını yitirmişti. Şule’nin ölümüyle ilgili soruşturmada Çağatay Aksu ve Berk Akand, 14 Temmuz 2018 tarihinde "Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" ve "Cinsel saldırı" suçlarından tutuklanmıştı.
Şüphelilerin gözaltına alınıp serbest bırakılması ve hiçbir şeyi tespit edemeyen adli tıp raporları ile gündeme gelen Şule Çet’in ölümüyle ilgili soruşturma tamamlandı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Aykut Hüseyin Koca, hazırladığı iddianameyi Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu.
İŞ BULMA BEKLENTİSİYLE GÖRÜŞMEYE GİTTİ
9 sayfalık iddianamede, üniversite öğrencisi Şule Çet’in çalıştığı işyerinin Çağatay Aksu tarafından devralınmasının ardından kapatıldığı, Çet’in işsiz kalması üzerine Aksu’yu arayarak iş konusunda yardımcı olup olamayacağını sorduğu belirtildi.
İddianamede yer alan bilgilere göre, Şule Çet, 28 Mayıs akşamı Aksu ile görüşmek üzere bir lokantaya gitti. Burada Berk Akand ve M.A. da bulunuyordu. Yemekten sonra Şule Çet, Aksu ve Akand ile birlikte Aksu’nun Yelken Plazanın 20. katındaki ofisine gittiler.
İddianamede, Şule Çet’in evden çıkarken ev arkadaşı L.T’ye iş görüşmesi için Çağatay Aksu ile görüşmeye gittiğini, Aksu’nun kendisine asıldığını söylediği aktarıldı.
İddianamede şüpheliler Aksu ve Akand’ın ifadeleri de aktarıldı. Buna göre, Aksu ifadesinde, çalışma ofisinde içki içtiklerini, Şule’nin bir süre sonra camdan sarktığını, tutmaya çalışsa da tutamadığını ve bu sırada parmağının kırıldığını iddia etti.
Berk Akand ise olay sırasında aynı odada olmadığını, Çağatay’ın gelip kendisine "kız atladı" dediğini ve sonra aracına binip gittiğini, bir süre sonra geri döndüğünü söyledi. Akand, odadan hiç ayrılmadığını iddia ederek, herhangi bir kavga ya da yakınlaşma olmadığını ileri sürdü.
İddianameye göre, tanık olarak dinlenen plazanın güvenlik görevlileri ise saat 03.50 sıralarında düşme sesi duyduklarını, güvenlik kameralarından 20. katta Berk Akand’ın kapının önünde çömelerek kafasını iki elinin arasına aldığını anlattı. Şüphelilerin aşağı indiklerinde şüpheli davranışlar gösterdiklerini, birbirleriyle itişip kakıştıklarını ve Aksu’nun aracına binerek gittiğini söyleyen güvenlik görevlileri, "yanında bayan vardı, ne oldu" diye sordukları Berk Akand’ın ise "o çıktı görmedin mi" yanıtını verdiğini ifade etti.
Şule Çet’in ev arkadaşına gönderdiği mesajlar da iddianamede yer aldı. Buna göre, Şule saat 00.19’dan başlayarak saat 03.03’e kadar "bu adam bana abayı yakmış, Allahım salmıyor", "biliyordum böyle olacağını", "bırakmıyor", "of analog", "keşke gelmeseydim" şeklinde mesajlar gönderdi. Ev arkadaşı da yanıtında "Şule yaz bana seni merak ediyorum, gelim alim seni" diye yazdı.
İLGİLİ HABER: ŞULE ÇET RAPORU: BİZ NOKTA KOYMASINI BEKLERKEN ATK SORU İŞARETİ KOYDU
İNTİHAR BULGUSU YOK
Çağatay Aksu’nun ifadesinde Şule’nin intihara meyilli olduğu yönündeki beyanı aktarılırken, Ankara Valiliği Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın Şule’nin cep telefonunda intihar ve intihara özendirici belge ve bulgu olmadığı yönündeki raporu dosyaya konuldu.
Ayrıca lokantada birlikte oturdukları M.A’nın tanık olarak verdiği ifadede, Şule’nin neşeli, keyifli ve sakin olduğu yönündeki ifadesi iddianamede yer aldı.
‘ŞÜPHELİ BEYANLARI ÇELİŞKİLİ’
Savcı Koca, iddianamenin sonuç bölümünde Şule Çet’in öldürüldüğü kanaatine vardı. "Adli tıp raporları, bilirkişi raporları, uzmanlık raporları ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın beyanlarının çelişki oluşturduğunu" belirten savcı Koca, üniversite öğrencisi Şule Çet’in aynı zamanda çalıştığını ve işsiz kalması üzerine Aksu’nun kendisine iş bulacağı beklentisiyle daveti kabul ettiğini vurguladı.
İddianamede, şüphelilerin Şule ile bir cinsel eylemlerinin olmadığını belirtmelerine rağmen, Adli tıp raporlarında Şule’nin anal sürüntüsünde erkeklere ait PSA antijeni, tükürük ve anal travma tespit edildiği hatırlatıldı. Raporlarda söz konusu bulguların kime ait olduğu tespit edilememişti. Savcı, o gün Şule’nin sadece Akand ve Aksu ile görüştüğüne dikkat çekerek, "anal yolla olacak şekilde cinsel saldırıya maruz kaldığı, anal bölgede travma tespiti karşısında Çet’in rızasının olmadığının anlaşıldığını" kaydetti ve şüphelilerin ifadelerinin raporlar karşısında çeliştiğinin altını çizdi.
MESAJDA CİNSEL SALDIRIYI ANLATIYOR
İddianamedeki bir diğer çelişkili durum ise Berk Akand’ın P.T. adlı arkadaşına gönderdiği mesajlarla ortaya çıktı. Buna göre, güvenlik görevlileri düşme saatini 03.50’de duyduklarını belirtirken, Berk Akand arkadaşı P.T’ye saat 02.39’da "çok kötü şeyler oldu bana ulaşman lazım, telefonu aç" şeklinde mesaj gönderdi. Savcı Koca, Şule’nin ev arkadaşına saat 02.45’de gönderdiği "of analog" şeklindeki mesajı ise "uğradığı cinsel saldırıyı anlatmaya çalıştığı saptandı" şeklinde yorumladı.
Savcı, ayrıca, Çağatay Aksu’nun Şule’yi kurtarmaya çalışırken Berk Akand’a seslendiği ancak müzik sesinden dolayı Akand’ın duymadığı yönündeki ifadesinde de çelişki gördü. Bilgisayarda yapılan bilirkişi incelemesinde saat 00.49’a kadar müzik dinlendiğini aktaran savcı Aykut Hüseyin Koca, "Çağatay Aksu’nun seslenmiş olması halinde Akand’ın duymuş olması gerektiğini, kaldı ki laptoptan dinlenen müzik sesinin böyle bir mücadelede çıkacak seslerden yüksek olamayacağını" belirtti.
OLAY SONRASI DELİLLER TEMİZLENDİ
Şüphelilerin içki bardaklarını yıkamasını "işlenen suçun delillerini gizleme çabası" olarak değerlendiren savcı Koca, yine pencerede yapılan incelemede şüpheliler ya da Şule’ye ait DNA ve parmak izi bulunamaması ve Çağatay Aksu’nun plazadan ayrılıp sonra tekrar dönmesini de yine "temizlik faaliyeti" olarak değerlendirdi.
Şüphelilerin olay süreci ve zamanı hakkındaki beyanlarının, kamera kayıtları ve tanık ifadeleriyle çeliştiğini de ifade eden savcı, "şüphelilerin 02.00-03.00 aralığında Şule Çet’e anal yolla ve zorla cinsel saldırıda bulundukları, Şule Çet’in bu olayı sorun edeceğini düşünerek Akand ve Aksu’nun Çet’i darp ederek öldürdükleri ve sonra da oluşan travma ve şiddet delillerini karartmak için Şule’yi ofisin penceresinden aşağıya attıkları" yönünde kanaatini belirtti.
Berk Akand’ın Şule ile sadece tokalaştığını, başka bir fiziksel temasın olmadığını belirtmesine rağmen Şule’nin tırnaklarında DNA örneğine rastlandığını aktaran savcı, yine Aksu’nun parmağının da bu aşamada kırılmış olabileceğini belirterek, tüm bunların taraflar arasındaki mücadeleyi gösterdiğine işaret etti.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 39’AR YIL
Savcı, 14 Temmuz’dan bu yana tutuklu bulan Berk Akand (32) ve Çağatay Aksu (33) hakkında "Kasten öldürme", "cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "nitelikli cinsel saldırı" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıl hapis cezası istendi.
Duruşma tarihi henüz belirlenmedi.