Tartışmalı ‘ötanazi’ ifadesi kaldırıldı: 'Amaç halkın gözünü boyamak, tepkiyi azaltmak'
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL - Kamuoyunda 'katliam yasası' olarak nitelenen ve sokak hayvanlarının öldürülmesini öngören yasal düzenleme teklifinin geçen hafta başlayan görüşmeleri üçüncü oturumu ile bugün de sürüyor. Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik içeren yasa teklifinin, sokak hayvanlarına 'ötanazi' öngören ve hayvan hakları savunucuları tarafından en çok itiraz edilen 5. maddesi, dün yapılan komisyon görüşmelerinde AKP'nin önergesiyle yeniden düzenlendi.
Buna göre ‘ötanazi’ kelimesi teklif metninden çıkarılırken, söz konusu ifade yerine Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nda yer alan 'ötanazi' ile ilişkili var olan kanuna atıf yapıldı. Söz konusu kanunun 9'uncu maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen tedbirin uygulanacağı yönünde tekrar düzenlenen madde ise şu hükümleri içeriyor:
“Hayvanlara ötanazi yapmak yasaktır. Ancak,
a) Hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında,
b) Akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda,
c) Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötanazi yapılmasına karar verilebilir. Ötanazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır.”
Muhalefet, AKP’nin düzenlemeye gittiği söz konusu maddenin sokak hayvanlarını koruyan bir yanının bulunmadığı gerekçesiyle teklifin tümüyle geri çekilmesini talep ederken, hayvan hakları savunucularına göre yapılan bu değişiklik sadece kamuoyuna karşı ‘ötanaziyapılmayacak’ algısı yaratma çabası.
‘ÖTANAZİ KELİMESİNİN KALDIRILMASI HAYVANLARIN ÖLDÜRÜLMEYECEĞİ ANLAMINA GELMİYOR’
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HâKİM) kurucularından Fatma Biltekin, ‘ötanazi’ kelimesinin önergeden çıkarılmasının hayvanların öldürülmeyeceği anlamına gelmediğini söylüyor.
Değişiklik yapılan düzenleme ile saldırgan, hasta, yuvalandırılması yasak olan hayvanlarda da dahil teklifte tehlikeli olarak tanımlanan ve barınaklarda ömür boyu hapse mahkûm edilen hayvanların hemen öldürüleceğini kaydeden Biltekin yapılan değişiklikler ilgili şöyle konuştu:
“Saldırganlık tanımı ise çok muğlak. Çünkü biz sahada olan aktivistler olarak havlamayı, hayvanın boyutunu, hayvanın koşmasını saldırganlık olarak tanımlayan belediyeler olduğunu biliyoruz. Bu maddenin en tehlikeli kısmı ise “Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne atıf yapıyor olması. Bu sözleşmeye göre popülasyonun sorun teşkil ettiğine karar verilirse hayvanlar ‘hiçbir gerekçe aranmadan’ öldürülebilecek. Dolayıyla kamuoyunda oluşturulmak istenen hayvanların öldürülmeyeceği algısı doğru değil” ifadelerine yer veriyor.
‘HAYVANLARIN TOPLATILARAK BARINAKLARA HAPSEDİLMESİNİN TOPLU KATLİAMLARA YOL AÇABİLİR’
Biltekin, söz konusu teklifin yasalaşması durumunda “Al-kısırlaştır-aldığın yere bırak” uygulaması yerine “Al-kısırlaştır-tut” uygulamasına geçileceğini hatırlatarak, sokak hayvanlarının barınaklarda toplanmasını zorunlu hale getiren 4. maddenin de komisyondan geçtiğine dikkat çekti. Türkiye’de resmi verilere göre 4 milyon köpek, 105 bin kapasiteli 322 bakımevi bulunduğuna vurgu yapan Biltekin, bu şartlarda hayvanların toplatılarak barınaklara hapsedilmesinin toplu katliamlara yol açacağını savunuyor. Biltekin, barınakların çok büyük bir kısmının ‘ölüm kampları’ olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Konya, Beykoz ve Elâzığ örneklerinde olduğu gibi bu madde tek başına hayvanların topluca katledilmesi demek. Bu bakımevlerinde hayvanlar kapalı kapılar ardında işkenceye maruz kalıyor, öldürülüyor, açlıktan ve stresten birbirlerine saldırıyorlar. Bu durumda yasa teklifinin 5’inci maddesini dayanak alarak ‘popülasyon fazla’ diyerek hiçbir gerekçe göstermeden hayvanlar öldürülebilirler. Bu durumda hayvanları barınaklara kapatmak ne kadar sağlıklı bir uygulama olacak? Asla kabul edilemez.”
‘HALKIN GÖZÜNÜ BOYAMAK VE TEPKİSİNİ AZALTMAK İÇİN YAPILDIĞI AÇIK’
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi'nden Özge Özgüner de yasa teklifinden çıkarılan ‘ötanazi’ kelimesi yerine çok daha tehlikeli olan ‘Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne atıf yapıldığına dikkat çekti ve ekledi:
“Bu sözleşmeye göre hayvan popülasyonunun fazla olduğuna karar verilmesi durumunda, toplanan her köpek “gerekçe gösterilmeden” öldürülecek. Yine yasaya göre “tehlikeli” olarak tanımlanan ve bakımevlerine hapsedilen ırklar da yasa geçer geçmez öldürülecek. Yani kamuoyuna yansıtıldığı gibi ötanazikanun metninden çıkarılmadı. Bu yönde yandaş medyada yapılan yayınlar tamamen kasıtlı ve amaçlıdır. Yapılan bu değişikliğin ve yandaş medyada aktarılan bu yöndeki yayınların halkın gözünü boyamak ve tepkisini azaltmak için yaptırdığı çok açıktır.”
‘KÖPEKLERİN BARINAKLARA HAPSEDİLMESİ ZATEN ÖLÜM FERMANI’
Özgüner, sokak köpeklerinin barınaklarda toplanmasını zorunlu hale getiren 4’üncü maddenin de komisyondan geçmesinin tüm köpeklerin ölüm fermanı olduğunun altını çizdi. Türkiye’deki barınakların kötü fiziki koşullarının yanı sıra kapasitelerinin de yetersiz olduğuna dikkat çeken Özgüner,
“Utanç verici kanlı yasa teklifini önümüze getiren, tecrit ve katliamı normalleştirmeye çalışan zihniyetle her daim mücadelemiz sürecek. Yüzyıllardır sokaklarda bizimle yaşayan, ekmeğimizi suyumuzu paylaştığımız canlarımızı ölüm kamplarına tıkmalarına, aramızdan almalarına izin vermeyeceğiz. Yasayı kan kokan Meclis’te değil, sokakta yazmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
'Katliam yasası'nda düzenleme: 'Ötanazi' ibaresi çıkarılıyor
'Hayvanlar için Katliam Yasası' görüşmeleri 14 saat sürdü, dört madde daha kabul edildi
İmamoğlu 'Katliam Yasası'nı değerlendirdi: 'Kabul etmemiz mümkün değil'