'Türkiye'de Mülteci Karşıtı Söylemler Raporu' yayınlandı

'Türkiye'de Mülteci Karşıtı Söylemler Raporu' yayınlandı
"Türkiye'de Mülteci Karşıtı Söylemler: 2020 Sonrasına Dair Karşılaştırmalı Bir Okuma" araştırması, BAYETAV Yayınları tarafından e-kitap formatında yayınlandı. Araştırma, Türkiye'deki göç politikasının değişimini ve kırılma noktalarını inceliyor.

Artı Gerçek - Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) bünyesinde yürütülen ve Türkiye'deki mülteci karşıtı söylemleri ele alan araştırma sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Zeynep Özen Barkot tarafından kaleme alınan "Türkiye'de Mülteci Karşıtı Söylemler: 2020 Sonrasına Dair Karşılaştırmalı Bir Okuma" adlı araştırma kitabı, son 3 yıllık dönemde Türkiye'de giderek artan mülteci karşıtlığının bir panoramasını sunuyor.

Çalışma, 2020-2022 yılları arasında Türkiye'de hem siyasi iktidar hem de muhalefetin mültecilere olan yaklaşımını, medya analizi ve İzmir'deki sivil toplum aktörleriyle yapılan saha araştırmasından elde ettiği bulgularla haritalandırıyor.

İKTİDARIN GÖÇ POLİTİKALARI

Araştırmada, AKP'nin temsil ettiği ulusal göç politikasının 2019'dan bu yana büyük bir değişim gösterdiğini, öncesinde daha ılıman bir rota izleyen siyasi iktidarın düzensiz göçle mücadele stratejisi kapsamında mülteciler üzerinde denetim ve baskı kurduğunu belirtiliyor.

Sadece düzensiz göçmenlerin değil, aynı zamanda geçici koruma altındaki Suriyelilerin de bir güvenlik meselesine dönüştürüldüğünü verilerle ortaya koyan analiz, göçün kriminalize edildiği bir politikaya geçiş yapıldığını gösteriyor. Benzer şekilde kitap, mültecilerin/göçmenlerin entegrasyonuna yönelik AKP'nin herhangi bir stratejisinin olmadığını, vatandaşlık hakkının ise iktidarın gündeminden tümüyle düştüğünü aktarıyor.

MUHALEFETİN YAKLAŞIMI

Özen'in kitabı aynı zamanda ana muhalefet ve sol siyasette yer alan diğer partilerin mültecilere ilişkin yaklaşımını da ele alıyor. Bu noktada ana muhalefetin geri gönderme esaslı mülteci söylemi öne çıkarken sol eğilimli diğer siyasi parti ve oluşumların bu meseleye yeterince ağırlık vermediği görülüyor. Bunun yanı sıra araştırma, genel olarak muhalefetin gerçekçi ve hakkaniyetli bir göç politikasında uzlaşamadığının ve mültecilere ilişkin söylem ve uygulamaların siyasi iktidarın hegemonyasında kaldığının altı çiziliyor.

SİVİL TOPLUM AKTÖRLERİ NE DÜŞÜNÜYOR?

Araştırma kapsamında İzmir'de mülteci alanında çalışan sivil toplum aktörleriyle yapılan mülakatlar, en önemli engellerden birinin giderek artan mülteci karşıtı söylemler olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanlar, mülteci karşıtlığı ile mücadelede yerel yönetimlere büyük önem veriyor. Yerel yönetimler, gerek sahip oldukları kaynakların adilane paylaşımında, gerekse de mültecilere yönelik yeni temsil ve iletişim stratejisinin geliştirilmesinde kritik aktörlerin başını çekiyor. Kent sakinlerinin perspektifini değiştirmenin önemine de vurgu yapan sivil toplum aktörleri, yerel ölçekte uygulanabilir mülteci politikalarının oluşturulmasına dikkat çekiyor.

Erişime açık olan araştırma kitabının tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz. (HABER MERKEZİ)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar