Hatimoğulları Adana'da konuştu: Demokrasi olmadan barış kalıcı olmaz, operasyonlar süreci sabote ediyor

DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, CHP'ye yönelik operasyonları 'süreci sabote ediyor' sözleri ile eleştirirken, komisyonun da 'demokratik entegrasyon yasaları' gibi adımları biran önce atması gerektiğini vurguladı. Hatimoğulları, siyasi partilere 'ezberleri bozalım' sözleri ile seslendi.

Hatimoğulları Adana'da konuştu: Demokrasi olmadan barış kalıcı olmaz, operasyonlar süreci sabote ediyor

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti), “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında Adana’da gerçekleştirdiği halk buluşmasına Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları da katıldı.

Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlenen buluşmada konuşan Eş Genel Başkan, Kürt halkının 'ödediği bedellere rağmen barış demekten vazgeçmediğini' ifade etti.

1 Ekim’den bu yana Türkiye’de yeni bir sürecin başladığını söyleyen Hatimoğulları, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrıyı hatırlatarak, "İmralı Heyeti’nde ben de vardım. Saatlerce süren görüşmemizde Sayın Öcalan, bu çağrıyı neden yaptığını, bu çağrının tarihi önemini, toplumun tamamıyla paylaşılmasının ve sabitlenmesinin ne kadar önemli olduğunu özellikle vurguladı" dedi.

'DEMOKRASİ OLMADAN BARIŞ KALICI OLMAZ'

Hatimoğulları konuşmasında şu sözleri ifade etti:

"Sayın Öcalan, ‘Şimdi sıra, siyasi ve hukuki zeminde Kürt sorununun çözülmesindedir’ dedi. Demokratik olmayan bir Türkiye’de, Kürt de, Arap da, Ermeni de, Laz da, Çerkes de hiçbir halk hakkını alamaz. Hiçbir barış kalıcı olamaz. Geçici barış süreçleri olabilir ama bizim bu süreçteki temel derdimiz, Sayın Öcalan’ın özellikle vurguladığı gibi barışı kalıcılaştırmaktır. Bunun için de Türkiye’nin topyekûn bir demokratikleşme sürecine girmesi şarttır.

KAMU EMEKÇİLERİNE VURGU

Yine çok defa kendisinin ifade ettiği gibi bu çağrı, aynı zamanda Türkiye’nin emekçilerine, yoksullarına, işçilerine, emeklilerine yöneliktir. Biliyorsunuz, şu anda toplu sözleşme görüşmeleri var. Hangi kesimden olursa olsun tüm emekçiler tek yürek oldu; eylemlerde, alanlarda birlikte yürüdü ve biz buradan, Adana’nın Çukurova’nın sarı sıcağından, toplu iş sözleşmesi sürecinde alanları ve meydanları dolduran, grevleriyle Türkiye’de en önemli adımları atan kamu emekçilerine selamlarımızı iletiyoruz.

'ÖZNE KADINLAR'

‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın en önemli öznesi kadınlardır. Sayın Öcalan görüşmedeki her konuşmasında kadın özgürlüğüne vurgu yaptı. Savaş ve çatışmaların en ağır bedelini kadınlar ödüyor. Adana’dan baktığımızda çok iyi görüyoruz. Ne yazık ki kadın cinayetlerinin en çok yaşandığı kentlerden biri burasıdır. Diyoruz ki; barışın ve demokratikleşmenin öncüsü kadınlar olacak. ‘Jin, jiyan, azadî’ diyerek mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizlere düşen en önemli görev, birleşerek güçlü bir biçimde toplumsal bir örgütlülüğe evrilmesi, kalıcı çözümler üretecek bir güce dönüşmesidir. İşte bu nedenle bu döneme ‘örgütlenme, dönüştürme ve yepyeni bir inşa süreci’ diyoruz.

CHP'YE DÖNÜK OPERASYONLARA TEPKİ

Bugün Türkiye’nin önceki dönemlerde de acısını çokça yaşadığımız baskıcı zihniyetini görüyoruz. Yerel yönetimlere operasyonlar yapılması, seçilmişlere el çektirilmesi, milletvekillerinin gözaltına alınması, tutuklanması, dokunulmazlıklarının kaldırılması… Bizler bunun acısını yüreğimizin derinliklerinde hisseden bir partiyiz. Ama bütün bu baskılara karşı yılmadık, boyun eğmedik, mücadele ettik; dimdik ayakta kalarak bugüne geldik. Şimdi benzer operasyonlar, ana muhalefet partisinin belediyelerine yönelmiş durumda. Burada, Adana’da bulunduğumuz kentte, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar dahil olmak üzere iki ilçe belediye başkanı şu anda tutuklu. Türkiye genelinde de çok sayıda belediye başkanı tutuklu. Bizler bu konudaki tutumumuzu her yerde apaçık ifade ettik. Diyarbakır’da demokrasiye sahip çıkıyorsak, İstanbul’da da baskıya karşı çıkmak görevimizdir. Bu operasyonların bir an önce durdurulması, sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından çok önemlidir. Çünkü bu operasyonlar süreci sabote etmektedir.

'SÜREÇ PARTİLER ÜSTÜDÜR'

‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ partiler üstü bir meseledir. Bizim en temel yaklaşımımız şudur; barış toplumsallaşmalı, barış herkes tarafından kabul edilmelidir. Bu süreç A partisi, B partisi ya da C partisi meselesi değildir. Siyasi partileri aşan bir süreçtir. Türkiye’nin yüz yıllık sorununu çözmeye talip olduğumuz bir süreçtir. O yüzden iktidara, devlete, muhalefete ve bütün kesimlere çağrımızdır; Meclis'te bir komisyon oluşturulsun. Hangi partinin mensubu olduğuna bakılmaksızın bütün belediyeler incelensin. Eğer gerçekten bir yolsuzluk varsa açığa çıkarılsın. Ama bu bütün belediyeler için yapılmalıdır.

Örneğin, AİHM kararlarının uygulanması; Sevgili Can Atalay’ın serbest bırakılması, Osman Kavala’nın, Figen Yüksekdağ’ın, sevgili Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğüne kavuşması sağlanmalıdır. Bilinmelidir ki bu adımlar sürecin ruhuna, sürecin tarihsel önemine hizmet edecek adımlardır.

MECLİS KOMİSYONU ÖCALAN’I DİNLEMELİ

Hiç kimse bu süreci oyalama zemini haline getirmemelidir. Bir aydır Sayın Abdullah Öcalan’la hiçbir görüşme gerçekleşmedi. Oysa toplumun beklentisi, sistematik görüşmelerin yapılması, Sayın Öcalan’ın özgürce çalışabileceği ve düşüncelerini paylaşabileceği koşulların oluşturulmasıydı. Bu hala gerçekleşmedi. Sayın Öcalan’ın özgür çalışabileceği, özgürce ifade edebileceği koşullar acilen sağlanmalıdır. Aydınların, yazarların, gazetecilerin, sanatçıların, hukukçuların ve siyasetçilerin ortak talebi budur. Oluşturulan komisyon, zaman kaybetmeden Sayın Abdullah Öcalan’la acilen görüşmelidir. Kendisi, görüşmelerin başladığı ilk andan itibaren parlamentoda böyle bir komisyonun kurulmasının önemini vurgulamıştır.

'EZBER BOZALIM'

Türkiye’de bu sürecin muhatabı ve baş müzakerecisi Sayın Öcalan’dır. Öcalan ile görüşülmemesi veya görüşmelerin geciktirilmesi sürecin tıkanması demektir. Bu da, Türkiye halklarının istemeyeceği bir durumdur. O nedenle bu görüşmeler derhal başlatılmalıdır. Sayın Bahçeli, yaptığı bir konuşmada ‘Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun’ demişti. İşte şimdi tam da toplumun beklediği şey budur. Toplumun komisyondan beklentileri büyüktür. Bu beklentilerin başında da demokratik entegrasyon yasaları, özgürlük yasaları, infaz yasasının yeniden düzenlenmesi ve özel bir barış yasasının çıkarılması gelmektedir. Bütün bunlar acilen bu komisyonun gündemine alınmalıdır. İktidarıyla, devletiyle, muhalefetiyle bu süreçte ezber bozalım."

Tülay Hatimoğulları’nın konuşmasının ardından etkinlik basına kapalı devam etti. (MA)

dem parti Tülay Hatimoğuları süreç komisyon chp