Valens’ten Erdoğan’a sınıf savaşının görüntüsü

Valens’ten Erdoğan’a sınıf savaşının görüntüsü
Bozdoğan Kemeri’nin taşlarında yazılı/kazılı hafızanın altında, Taksim meydanındaki hafızanın önünde duruyor polisler, çatışma düzeniyle. Çatışma ne, savaş düzeni aslında bu: Kask, kalkan, cop, gaz silahları…

Bugün 1 Mayıs 2024. Fotoğraf Saraçhane’den. Bozdoğan Su Kemeri’nin altından geçen yolu tutmuş polisler. Yüzleri Saraçhane’de bir araya gelen işçilere ve dostlarına, sırtları işçilerin gitmek istediği Taksim’e dönük. Tam teçhizatlılar. Bugün çok polis var İstanbul’da, vali 42 bin kişi “sahada” olacak dedi, Taksim’in etrafını çemberle tutup işçilerin ulaşmasını engellemek için. Tam saha engel.

bozdoganfoto.jpg

Taksim de suyla bağlantılı bir isim, su taksim etme yeri. Yeme ve içme ile döner ya hayat, ekmek ve su ile. “Su başlarını devler tutmuş” oldu bugün yine.
Kemerin bir adı da Valens Su Kemeri. Roma İmparatoru Valens yaptırmış, 378 yılında bitmiş. Yaklaşık 250 kilometrelik bir yoldan su taşıyan sistemin bugüne kalan parçası Valens kemeri. Yaptıran imparatorun adı var, yapan işçilerin (köleler, esirler…) adı yok.

Osmanlı döneminde de faal kemer. Bugün, 1 Mayıs 2024’te polis işçilere karşı altında bir baraj kurmuş. Vaktiyle silahlı imparatorluk görevlileri, o kemeri yaptırmak için işçileri çember içinde tutardı; 40 yıldan fazla bir zaman içinde eş anlı olarak işçinin çalışmasıyla yapıldı. Roma gitti. Osmanlı gitti. İşçiler hâlâ var, o yüzden polis de hâlâ var. Kemer artık su taşımıyorsa olsa bile bugünkü ekmek ve su kavgasının kadrajına boşuna girmedi. Kemer sadece uygarlığın bir mirası olarak muhafaza edilmiyor çünkü, uygarlık denilen şeyi var etmek için gerekli emeğin somut ürünü olarak da duruyor orada. Polislerin oluşturduğu saf ise Roma falanjlarını andırıyor bu yüzden.

unkapani-bozdogan-eski.jpg

Bugün artık kemerin üstünden su geçmiyor, Taksim’den de bir yere su taksim edilmiyor. Ama suyla ilgisi kalmadı diye önemi azalmış olmuyor. İstanbul’un Avrupa yakasının en önemli merkezlerinden biri. İşçi sınıf için de Anayasa Mahkemesi’nin seçtiği ifadeyle bir “hafıza mekanı” niteliğinde, mücadelenin hafızası.

Bozdoğan Kemeri’nin taşlarında yazılı/kazılı hafızanın altında, Taksim meydanındaki hafızanın önünde duruyor polisler, çatışma düzeniyle. Çatışma ne, savaş düzeni aslında bu: Kask, kalkan, cop, gaz silahları… Kemerin üstünde görünenlerin bir kısmı da denildiğine göre keskin nişancılar. Demek ki basit bir çatışmadan çok ötede, bir savaş düzeni bu. Sınıf savaşı düzeni. İstanbul’a adını veren Konstantin zamanında da var olan savaş, Valens zamanında da, Bizans zamanında da, Osmanlı zamanında da. Bugün cumhuriyet var, kölelik yok, esirlik bitti filan denilecek ya cumhuriyet işçiler için değil, işçileri çalıştıranlar, aşına, ekmeğine, suyuna göz koyanlar için cumhuriyettir diyor fotoğraf bize. Seyahat, örgütlenme, ifade, gösteri, yürüyüş hakkı yok onlara bu cumhuriyette.

Kemere “1 Mayıs Kemeri” adını takan işçi aklı, hiç okumasa da biliyor bütün bunları, çünkü o “kitapsız bilen”lerdendir. (Ali Duran TOPUZ)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar