YSK'nin İstanbul kararı: Kurul oluşmamış, karar Anayasa'ya aykırı
Avukat Baran Kaya, Anayasa ve kanundaki maddeleri sıralayarak, YSK'nin İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararında birçok hukuki boşluk olduğunu söyledi.
Onur DALAR
ARTI GERÇEK - Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin yenilenmesi kararını 7 asıl, 4 yedek üye ile almasına dair hukuki tartışma devam ediyor. Tartışmayı gündeme getiren isimlerden Avukat Baran Kaya, Anayasa'da ve Yüksek Seçim Kurulu Teşkilatı ve Görevleri Hakkındaki Kanun’da karar verecek kurulun nasıl oluşması gerektiğinin açık olarak belirtildiğini anlattı.
Anayasa’da Yüksek Seçim Kurulu’nun nasıl oluşacağının belirlendiğini, kanunla da bu görevin nasıl icra edileceğinin ortaya konduğunu söyleyen Kaya, "Ama ne YSK’nin sitesinde, ne de kararların altındaki imzalarda yedek ve asillerden oluşan bir kurulun varlığını göremiyoruz. Dolayısıyla kurul oluşmadan verilebilecek bir karar mümkün değil" dedi.
Artı Gerçek'in sorularını yanıtlayan Kaya, YSK'nin İstanbul seçimlerinin yenilenmesine dair kararının hukuki olarak birçok boşluk içerdiğini söyledi.
[Avukat Baran Kaya]
'YASA KURUL 7 ASIL VE 4 YEDEK ÜYEDEN OLUŞUR DİYOR'
- YSK'nin 7 asıl ve 4 yedek üye ile aldığı karar hukuki olarak soru işaretleri doğurdu. Yasalar karar verecek kurulun nasıl oluşması gerektiğini ve kimlerin oy kullanabileceğini belirtmiyor mu?
Anayasa'nın 79. Maddesinde Yüksek Seçim Kurulu’nun nasıl oluşacağı belirleniyor. Görevini nasıl icra edeceği ise 'kanunla belirlenir' diyor. Bu da bizi Yüksek Seçim Kurulu Teşkilatı ve Görevleri Hakkında Kanun'a götürüyor. Elimizde iki temel belge var. Biri Anayasa diğeri de bahsettiğim kanun. Anayasa 79. Maddesi'nde de, kanunun 4. Maddesi'nde de 'Kurul 7 asıl ve 4 yedek üyeden oluşur' diye açıkça belirtilmiş durumda.
Bunun nasıl seçileceği ise ayrıntılarıyla Anayasa'nın 79. Maddesinin 5. fıkrasında yazılı. Kurayla isim çekilerek yedek ve asıl üyeler belirlenir. Başkan ve Başkanvekili kuraya katılmazlar. Aynı maddenin 4. fıkrasında ise 'üyeler salt çoğunluk ve gizli oyla başkan ve başkanvekili seçerler' diyor.
'ASIL ÜYELERİN BELİRLENMESİYLE KURUL OLUŞUR'
Buradaki kelime seçimi çok önemli. Anayasa başkan ve başkanvekili seçiminde kurul değil 'üyeler' kelimesini kullanıyor. Çünkü kurul henüz oluşmamış. Kurul ise 5. fıkrada belirtilen yedek ve asıl üyelerin belirlenmesiyle oluşuyor. Dolayısıyla başkan ve başkanvekilinin seçimi esnasında bütün üyelerin beraber oy kullanımı söz konusu. Fakat daha sonra kurulun oluşumu işlemleri bittikten sonra alınan kararlarda 'kurul karar alır' şeklinde ifadeler kullanılıyor. Bu da aslında asıl üyelerin belirlenmesiyle kurulun oluşacağı sonucuna götürüyor bizi.
'ASİL VE YEDEKLERDEN OLUŞMUŞ BİR KURULUN VARLIĞINI GÖREMİYORUZ'
-YSK'nİn verdiği karara baktığımızda böyle bir kurulun varlığını görebiliyor muyuz?
Şöyle açıklayayım. Yüksek Seçim Kurulu Teşkilatı ve Görevleri Hakkında Kanun'un 5. maddesinde 'Kurul, kararlarını salt çoğunlukla verir. Oyların eşitliği hâlinde Başkanın bulunduğu tarafın görüşü doğrultusunda karar verilmiş olur' şeklinde nasıl karar verileceğini gösteriyor.
İlk cümleye baktığımızda karar alınırken iki temel sınırlama getirilmiştir:
1- 'Kararı kurul alır.' Burada da, yukarıda açıkladığım gibi öncelikle oluşumunu tamamlamış olması gereken bir kurula işaret ediliyor. Ama ne YSK'nin sitesinde, ne de kararların altındaki imzalarda yedek ve asillerden oluşan bir kurulun varlığını göremiyoruz. Dolayısıyla kurul oluşmadan verilebilecek bir karar mümkün değil.
2- 'Kararlar salt çoğunluk ile alınır.' Fakat buradaki ifade o kadar belirsiz ki bizi birden fazla değerlendirme yapmaya itiyor. 'Salt çoğunluk', bütün üyelerin salt çoğunluğu mu, asıl üyelerin salt çoğunluğu mu, oy kullanabileceklerin salt çoğunluğu mu belli değil. Eğer kurul olarak karar alınır şeklinde kabul edeceksek asıl üyelerin salt çoğunluğu gerekir. Eğer bütün üyeler oy kullanacaksa yedek ve asıl üye belirlemenin bir manası yok.
'BAŞKANVEKİLİNİN OY KULLANMA HAKKI YOK'
Bir de oy kullanabilecekler meselesi var. Bana kalırsa asıl üyeler içerisinde yer alsa dahi Başkanvekilinin oy kullanma hakkı yoktur. Çünkü kendisi adı üstünde Başkan'ın vekilidir. Başkan'ın yokluğunda ancak oy kullanabilir. Zaten 5. maddenin ikinci cümlesinde oyların eşitliği durumunda yapılacaklardan bahsediyor. Kanun bunu düzenlemiş. 7 ya da 11 üyeli bir toplamın ret veya kabul oyu verecekleri bir oylamada oyların eşit olması matematiksel olarak mümkün değil. Bir mahkeme üyesinin çekimser oy kullanması da düşünülemez. Meclis oylaması değil sonuçta. Dolayısıyla eşitlik ihtimali üzerine yazılan bir madde bize başkan vekilinin de oy kullanamayacağı imasında bulunuyor. Başkanın yedeği olan Başkanvekili oy kullanamazsa asıl üyelerin yedekleri zaten kullanamaz.
'KARARIN HUKUKİ ALTYAPISI DÜŞÜNÜLMEDEN VERİLMESİ, SİYASİ OLDUĞUNU GÖZÜMÜZE SOKUYOR'
Zaten bu kararın hukuki kısmından çok siyasi kısmı bence daha ağır. Hukuk tartışması sanki ikincil gibi kalıyor. Ama böyle baktığımızda ne kadar üstünkörü, hukuki alt yapısı hiç düşünülmeden verilmesi, kararın siyasi olduğunu daha çok gözümüze sokuyor. Üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen kararın gerekçesi de hâlâ yazılabilmiş değil. Gerekçesinin de bu hukuka aykırılıklardan farklı olacağını sanmıyorum. Zaten bu usule aykırılıklara bakınca, gerekçeyi incelemeye de, YSK'nin daha önceden benzer durumlarda verdiği farklı kararları tartışmaya da pek lüzum yok. Özetle bu kararın en azından biraz hukuki görünmesi için çaba sarf edilebilirdi diye düşünüyorum.
PROF. DR. KABOĞLU: KARAR ÇOK TARTIŞMALI
Konuya ilişkin görüşünü sorduğumuz Anayasa Profesörü ve CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise YSK'nin seçimlerin yenilenmesi kararını 7 asıl ve 4 yedek üye ile almasının çok tartışmalı olduğunu ifade etti.
Hukukçu Prof. Dr. Yaman Akdeniz de 7 asıl ve 4 yedek üye alınan kararın anayasasının 79. Maddesi'ne aykırı olduğunu ve yok hükmünde sayılması gerektiğini söylemişti.