Erdoğan 'Ezan… bayrak' dedi mi, bilin ki kara haber var
Can DÜNDAR
ARTI GERÇEK - Son 20 yılımız Erdoğan’ın basın toplantılarını izlemekle geçti. İstemeden her birimiz birer Erdoğan uzmanı olduk. Artık ne zaman, neyi, neden, nasıl diyeceğini ezbere biliyoruz.
Dün, herkes ondan salgında tam kapanma ihtimali, yeni kısıtlamalar, ülkenin risk haritası, çocuklara yüzyüze eğitim, esnafa destek konularında açıklama beklerken lafa, "darbe anayasası, Gezi Parkı, 15 Temmuz, felaket tellallarına karşı bayrak ve ezan etrafında birleşme ihtiyacı…" filan diye başlayınca, "Tamam" dedik, "…yine destek filan yok, kötü haber geliyor."
Nitekim bu uzuuun girizgâhtan sonra mevzuya geldi ve "Bütün memleket kıpkırmızı oldu, fedakârlık yine size düştü. Hafta sonu sokak yasak, para mara da yok" dedi özetle...
Eh, "Ben şehir şehir gezip kongre salonlarını lebaleb doldurdum, her gittiğim yerde salgını yaydım. Siz bana uymayın, kurallara uyun" diyemezdi ya…
Ha bir de açlıktan çöpten yiyecek, pazardan artık toplayan vatandaşa yine "Çıkarın yastık altından altınları, dövizleri" uyarısı yaptı. O arada yabancı yatırımcıyı da Türkiye’ye çağırdı.
Birisi Erdoğan’a, birkaç ayda bir Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirildiği, her gün hukukun çiğnendiği bir ülkeye yatırımcı değil, turist bile gelmeyeceğini söylemeli… Nitekim geçen hafta Alman Die Welt gazetesinde yayınlanan bir haber, yabancı yatırımcının niyetini gözler önüne serdi. Deniz Yücel, aralarında Siemens, BASF, Allianz, Deutsche Bank, Haribo, Bosch, Lufthansa gibi Türkiye'de uzun yıllardır faaliyet yürüten 20 şirkete, "Türkiye’ye yeni yatırım planınız var mı" diye sordu. Hemen hepsi, "Yeni yatırım planımız yok" cevabını verdi. Alman şirketleri, tahmin edeceğiniz nedenlerle, insan hakları, temel hak ve hürriyetler, yargı bağımsızlığı gibi konularda yorum yapmaktan çekiniyorlar. Ancak haberden, Volkswagen’in geçen yaz Manisa’da kurmayı planladığı fabrikadan vazgeçme kararının tamamen siyasi nedenle olduğunu da öğreniyoruz. "Dış minnaklar", yatırım kararı verirken duyduğuna değil, gördüğüne inanıyor çünkü…
