İşkence raporunu yayınlamayan Ankara Barosu'nda istifa depremi

İşkence raporunu yayınlamayan Ankara Barosu'nda istifa depremi
İnsan Hakları Merkezi üyesi avukatlarının hazırladığı rapor Ankara Barosu yönetimi tarafından yayımlanmayınca tepki istifaları art arda geldi.

+GERÇEK- Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde 'Fetullah Gülen yapılanmasına' üye olmak iddiasıyla gözaltında tutulanlara işkence yapıldığı iddiası, baronun İnsan Hakları Merkezi üyesi avukatları tarafından raporlaştırıldı. Raporun Ankara Barosu yönetimi tarafından yayımlanmaması üzerine avukatlar tepki göstererek istifa etmeye devam ediyor.

Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Divan Üyesi Avukat Deniz Can aydın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla istifa ettiğini duyurdu. "İnsan hakları mücadelesi yalnızca akademik ve tüketilmesi gereken hukuki yollara ilişkin teknik bir rol olmayıp, bütün yurttaşlara ilişkin sorumluluk duyulmasını gerektirmektedir" diyen avukat Aydın, " insan olarak vicdani bağlamda doğru bulmadığım bu durumun bir parçası olmayı reddediyorum" ifadelerini kullanarak istifa ettiğini duyurdu.

Aydın'ın paylaşımıda eklediği açıklama şu şekilde:

"... Uzun bir sürece tekabül eden olumsuz bu durumlar, İnsan Hakları Merkezi Divanı'nda yer almam vesilesiyle üstlendiğim sorumluluk gereği kabul edemeyeceğim bir noktaya ulaşmıştır. İnsan hakları mücadelesi yalnızca akademik ve tüketilmesi gereken hukuki yollara ilişkin teknik bir rol olmayıp, bütün yurttaşlara ilişkin sorumluluk duyulmasını gerektirmektedir. Aynı zamanda her bir Merkez üyemizin emeğine duyduğum saygı gereği, yukarıda aktarılan olumsuzlukların ortadan kaldırılması için elimden gelen çabayı büyük bir sabırla sarf etsem de maalesef bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması yönünde bir çabanın var olmadığını düşünmekteyim.

Benimsediğim ilkeler ve sahip olduğum bakış açısı vesilesiyle avukat olarak hukuki, insan olarak vicdani bağlamda doğru bulmadığım bu durumun bir parçası olmayı reddediyorum.

İnsan hakları mücadelesinde üstlenmeye çabaladığım sorumluluk gereği yürüttüğüm Divan Üyeliği görevinden ve Merkez üyeliğinden, aynı hissiyat ile üstlenmem gerektiğine inandığım sorumluluk vesilesiyle istifa ediyorum. ..."

İstifasını duyuran bir diğer isim Sercan Aran oldu. Sosyal medya hesabından Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevinden istifa ettiğini duyuran Aran, "Son raporun yayımlanmaması ve öncesinde yaşanan kronikleşen sorunların çözüleceğine dair inancım kalmadığından bugün itibariyle bu görevimden istifa ettim" ifadelerini kullandı.

Aran'ın paylaşımıda eklediği açıklama şu şekilde:

"Bir avukat olarak mesleğe başladığım ilk günden bu yana halkın hakları mücadelesi verdim ve insan haklarını her zaman savundum. Bugün yedi yıldır üyesi bulunduğum Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi üyeliğimden ve son dönemde yürüttüğüm başkan yardımcılığı görevimden yukarıda açıkladığım gerekçelerle istifa ediyorum. İnsan hakları mücadelesini dün olduğu gibi yarın da sürdüreceğim. Hak ihlallerinin karşısında her daim duracağım. Saygılarımla."

AVUKAT GİZAY DULKADİR: VERDİĞİMİZ TÜM ÇABANIN HİÇBİR KARŞILIĞI OLMADIĞINI GÖRDÜK

Avukat Gizay Dulkadir de Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevinden istifa ettiğini duyurudu. Dulkadir açıklamasında, "meslektaşımız olan Aysel Tuğluk’un yaşadığı hak ihlaline karşı duyarsızlık, cumartesi insanlarına ilişkin yapılan açıklamaya uygulanan sansür Türkiye aleyhine karar olduğu için sadece AİHM’nin 2021 Aralık ayında verdiği kararların özetinden ibaret bir bültene dair kararın askıda bırakılması ve askeri öğrencilere ilişkin bir yazının yayınlanmaması için ortaya atılan bahaneler ile yaşanan rapor açıklamama krizidir" ifadelerini kuallandı.

Avukat Gizay Dulkadir'in açıklaması ise şu şekilde:

"Merhabalar. Geldiğimiz aşama itibariyle, Ankara Barosu yönetimiyle bir insan hakları mücadelesi vermenin mümkün olmadığına olan inancımla, insan hakları merkezi başkan yardımcılığı görevimden istifa etmiş bulunmaktayım. Yaklaşık 10 gündür devam eden ve yegane amacı, işkence ve kötü muamele ile etkin bir mücadele olan süreç neticesinde yaşananlar ben ve arkadaşlarım bakımından bardağı taşıran son damla olmuştur.

İstifa dilekçemde de detaylı olarak izah ettiğim üzere, beni bu karara götüren hadiseler, aynı zamanda meslektaşımız olan Aysel Tuğluk’un yaşadığı hak ihlaline karşı duyarsızlık, cumartesi insanlarına ilişkin yapılan açıklamaya uygulanan sansür Türkiye aleyhine karar olduğu için sadece AİHM’nin 2021 Aralık ayında verdiği kararların özetinden ibaret bir bültene dair kararın askıda bırakılması ve askeri öğrencilere ilişkin bir yazının yayınlanmaması için ortaya atılan bahaneler ile yaşanan rapor açıklamama krizidir.

Üzülerek ifade etmeliyim ki, 10 gün boyunca çözüm üretmek adına verdiğimiz tüm çabanın hiçbir karşılığı olmadığını gördük. Ankara Barosu yönetiminin hak mücadelesinden tamamen koptuğuna bizzat şahit olduk. Üzülerek ifade etmeliyim ki, 10 gün boyunca çözüm üretmek adına verdiğimiz tüm çabanın hiçbir karşılığı olmadığını gördük. Ankara Barosu yönetiminin hak mücadelesinden tamamen koptuğuna bizzat şahit olduk.

Yukarıda sıraladığım gerekçelerden yönetim kurulu üyelerimizden sayın @revsan_deniz ve sayın Mihriban Şentürk’ü tenzih ettiğimi ve emekleri için kendilerine müteşekkir olduğumu da ifade etmek isterim."

AVUKAT DURUDOĞAN: İNSAN HAKLARI MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİM

Avukat Nadire Durudoğan da Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Divanı üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu. Durudoğan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Bir süredir yaşanan Ankara Barosu Yönetim Kurulu’nun insan hakları mücadelesini engellemeye yönelik girişimleri samimiyetle insan hakları mücadelesine emek veren bizlerin kabul edemeyeceği bir aşamaya vardığını bu nedenlerle Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Divanı üyeliğinden, istifa ettiğimi kamuoyuna bildiririm" ifadelerini kullandı.

Duru Doğan'ın açıklaması şu şekilde:

"25.12.2022 günü Ankara TEM Şube Müdürlüğü’ndeki işkence iddialarına ilişkin Ankara Barosuna bağlı İnsan Hakları Merkezimiz bünyesinde yapılan çalışmada, kamuoyunu bilgilendirmek ve işkencenin ivedi olarak sonlanmasını sağlamak amacıyla yazdığımız açıklamada "mağdur beyanlarının" sansürlenmesi ve merkezimiz divanının hazırladığı raporun hukuka aykırı yönetim kurulu kararı ile yayınlanmaması üzerinden 10 gün geçmiştir. Yönetim kurulunun çoğunluğu tarafından İnsan Hakları Merkezi bir süredir fiilen çalıştırılmamaktadır. Bu fiili olarak çalıştırılmama hali yalnızca bu işkence iddialarına gerekli müdahalenin yapılamaması ile sınırlı değildir. Ankara Barosu’nun merkezimizin hazırladığı raporu yayınlamaması işkenceye ilişkin açıklama da mağdurun beyanlarının sansürlenmesi tarafımca anlaşılamamıştır.

Kaldı ki baro kamuoyu oluşturma görevini hayata geçirmeyecek ve insan hakları noktasında atıl kalmayı tercih edecekse, ivedi bir tutum alamayacak ve buna ilişkin de makul bir gerekçe sunamayacaksa bir insan hakları mücadelesi verdiğinden söz edemeyiz. Raporun yayımlanması, açıklamanın sansürlenmeden yayımlanması konusunda olumlu oy kullanan azınlık oylarını tenzih ederek söylüyorum ki devletin pozitif yükümlülüğünü harekete geçirmek konusunda öneme sahip olan raporun gerekçesiz bir şekilde yayımlanmaması benim insan hakları mücadelesine bakış açımla bağdaşmamaktadır.

Bu sebeplerle bir süredir yaşanan Ankara Barosu Yönetim Kurulu’nun insan hakları mücadelesini engellemeye yönelik girişimleri samimiyetle insan hakları mücadelesine emek veren bizlerin kabul edemeyeceği bir aşamaya vardığını bu nedenlerle Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Divanı üyeliğinden, istifa ettiğimi kamuoyuna bildiririm.

Fakat insan hakları mücadelesine dair kararlı bir şekilde sunmaya çabaladığım emeği bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da samimiyetle ve cesaretle sürdüreceğim."

CENK YİĞİTER: ANKARA BAROSU YÖNETİM KURULU'NU İSTİFAYA DAVET EDİYORUM

Avukat Cenk Yiğiter de istifa edeceğini duyurarak Ankara Barosu Yönetim Kurulu’nu istifaya çağırdığını bildirdi.

Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Divan üyeliğinden istifa eden meslektaşlarımızın istifa nedenleri son derece çarpıcı olduğunu belirten Yiğiter, "bu yönetimle, İnsan Hakları Merkezi'nin üyesi olmayı da anlamlı görmediğimden ben de üyelikten istifa edeceğimi duyuruyorum" dedi.

Yiğiter’in açıklaması şu şekilde:

"Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Divan üyeliğinden istifa eden meslektaşlarımızın istifa nedenleri son derece çarpıcıdır. Ankara Barosu'nun bir mensubu olarak Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nu istifaya davet ediyorum. Aynı zamanda bu yönetimle, İnsan Hakları Merkezi'nin üyesi olmayı da anlamlı görmediğimden ben de üyelikten istifa edeceğimi duyuruyorum."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar