'Barışı, eşitliği geliştiren çok dilliliğe ihtiyacımız var'

'Barışı, eşitliği geliştiren çok dilliliğe ihtiyacımız var'
Dr. Şebnem Bahadır ve Prof. Dr. Dilek Dizdar, Almanya'daki Johannes Gutenberg Üniversitesi bünyesinde kurulan ilk Türkçe bölümün kuruluş sürecini ve gayesini Artı Gerçek'e anlattı.

Süheyla KAPLAN


ARTI GERÇEK-Almanya Johannes Gutenberg Üniversitesi Mainz’a bağlı ve Germersheim'da bulunan Çeviri Bilim, Dil Bilimi ve Kültür Bilimi Fakültesi‘nde ilk Türkçe bölümü kuruluyor .

Almanya doğumlu ikinci kuşak Türklerden iki kadın akademisyen Dr. Şebnem Bahadır ve Prof. Dr. Dilek Dizdar 2008 yılında Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi'nde Almanya çapında ilk kez ana dili Türkçe olan profesyonel çevirmen adaylarına yönelik Almanca-Türkçe yüksek lisans çeviri programının açılmasını sağladı. Şimdi ise Prof. Dr. Dilek Dizdar, üniversitenin Germersheim kampüsünde bulunan Çeviri, Dil ve Kültür Bilimleri Fakültesi'nin ikinci kadın ve ilk göçmen kökenli dekanı olarak yeni Türkçe ekibiyle birlikte bir ilke daha imza atıyor: Fakültede artık yabancı dil olarak Türkçe’nin de okutulduğu bir lisans programı açıldı. Dil, Kültür, Çeviri konulu lisans programının eğitim verdiği 12 dil arasında artık Türkçe de var.

TÜRKÇE BÖLÜMÜNE BAŞVURULAR 1 HAZİRAN'DA BAŞLADI

Türkçe Dil, Kültür, Çeviri lisans programına başvuruların 1 Haziran tarihinde başladığını ve Eylül ayına kadar devam edeceğini belirten Bahadır "Seslenmek istediğimiz iki değişik öğrenci grubu var: Hem sıfırdan Türkçe öğrenmek isteyenler hem Türkçesi artık ana dili yani en güçlü dilleri düzeyinde olmayanlar bu bölüme başvurabilirler. Özellikle aileleri Türkiye kökenli olup Türkçeleri artık sadece aile içinde konuşulan bir dil haline gelen ama Türkçeye ilgi duyan genç kuşaklara yönelik düşündük bu programımızı. Amacımız lisans programında dil ve kültür uzmanı yetiştirmek. Dil bilim, kültür bilim ve çeviri bilim alanlarından dersler alarak bilimsel bir altyapıyla iletişim uzmanlığı ve metin yazarlığı konuları da ön planda olacak" dedi.

Dr. Şebnem Bahadır
"Fakültemizde sonbaharda başlamak üzere Türkçe lisans programıyla birlikte Arapça programı da açıldı" diyen Bahadır şunları ekledi:

"Almanya'da Abitur'unu (lise bitirme sınavını) tamamlayan dil, kültür, çeviri alanlarında bilimsel bir temel geliştirmek, daha sonra da belki yüksek lisansta da çevirinin değişik türleri ve alanlarında uzmanlaşmak isteyenler fakültemize başvurabilirler."

‘ALMANYA'DA TOPLUMDA VE ÜNİVERSİTELERDE ÇOK DİLLİLİĞE KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUZ’

Almanya'nın aslında uzun yıllardır çok dilli ve çok kültürlü bir toplum yapısı olduğundan hareketle akademik düzeyde ve uzmanlık alanlarında da çok dilliliğe katkıda bulunmak istediklerini ifade eden Bahadır, "Artık dünya toplumları tek dilli eğitimin yetersizliğini anlamış durumda. Türkçe'nin de ekonomi ve siyasette, sanat ve bilimde saygın bir konuma gelmesi için, yüksek düzeyde dil uzmanı ve çevirmen yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Türkçe, Arapça, Kürtçe gibi azınlık dilleri sadece sokaklarda konuşulan, konuk işçi ya da mülteci dilleri olmaktan çıktı. Türkiye'den Almanya'ya göçün oluşturduğu elli yıllık toplumsal bir doku var. Bu potansiyeli akademik düzeyde işleyip Alman ve Türk toplumları arasında elçi olabilecek uzmanlar yetiştirmek istiyoruz" şeklinde konuştu.

‘BARIŞ VE EŞİTLİK İÇİN HER ALANDA ÇOK DİLLİLİĞE İHTİYACIMIZ VAR’

Çok dilliliğin aynı zamanda barış ve eşitliğin sağlanmasında önemli bir etken olduğunu da vurgulayan Bahadır sözlerini şöyle sürdürdü:

"Almanya'da üçüncü ya da dördüncü kuşak Türkiyeli gençler Türkçe dili saygınlık kazanmadığı ve okullarda yeterince okutulmadığı için dillerini iyi öğrenemedi. Türkiye'de de aynı şekilde Türkiye’nin coğrafyasında yüzlerce hatta binlerce yıldır var olan farklı diller siyasal, kültürel vb faktörlerden dolayı iyi öğrenilemedi. Bir çevirmen ve çeviri bilimci olarak farklı dillerin bugüne kadar insan topluluklarına hep yarar getirdiğine inanıyorum. Farklı dillere hakim insanlar olayları, hayatı farklı açılardan değerlendirebilir, esnek ve karmaşık düşünebilir. Çok dillilik toplumsal barışı, toplumlardaki eşitlikçi yapıyı güçlendiren önemli bir unsurdur. Şu anda hem Almanya’da hem Türkiye’de bu potansiyelin olduğuna inanıyoruz. Toplumların ve toplulukların iletişime geçmelerine ve barış içinde yaşamalarına katkıda bulunabilecek uzmanlara ihtiyacımız var."

Prof. Dr. Dilek Dizdar
Çok dilliliğin aynı zamanda 'kabul görmek' ve saygı görmek anlamına da geldiğini vurgulayan Bahadır "Tek dil olma gücünü ve konumunu belli siyasetler yaratır. Diller, her biri eşit bir güçtür. Yan yana ve birlikte var olabilirler. Azınlık dillerinin dünyanın her yerinde güçlendirilmesi gerekiyor" dedi.

Bahadır ve Dizdar sayesinde Germersheim’daki Çeviri bilim, Dil bilim ve Kültür bilim fakültesi kapılarını, 2008 yılından bu yana yüksek lisans programında Türkçe-Almanca çeviri konusunda uzmanlaşan anadili Türkçe olan öğrencilerin yanı sıra Eylül itibariyle Türkçe’yi en baştan öğrenmek isteyen ya da var olan sınırlı Türkçe bilgisini genişletmek isteyenlere de açacak. Alman öğrenciler, Almanya'da doğup Türkçe‘yi sadece aile içinde öğrenen Türkiye kökenli öğrenciler ve Türkçe’yi ve Almanca’yı birlikte akademik düzeyde öğrenmek isteyen başka ülkelerin vatandaşları olan öğrenciler 1 Haziran’dan 1 Eylül’e kadar internet üzerinden yeni lisans programına başvurabilirler:

https://studium.fb06.uni-mainz.de/bewerbung-zum-studium/bewerbung-zum-bachelor-sprache-kultur-translation/

Türkçe Bölümü’nün web sayfası:

https://tuerkisch.fb06.uni-mainz.de/

Öne Çıkanlar