Başak Demirtaş: Sayın Başsavcı, haksızsınız haksız ve sanırım 'ustalık dönemi'nizde değilsiniz
Başak Demirtaş, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamasına yanıt verdi. Demirtaş, savcılığın gerçekleşleri çarpıttığını söyleyerek, "Edirne Cumhuriyet Başsavcısı, hakikati kendisine göre evirip çevirip bir açıklama yazmış. Sayın Başsavcı, haksızsınız haksız. Ve sanırım "ustalık dönemi"nizde değilsiniz" dedi.
Başak Demirtaş, dün yaptığı bir açıklamada Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Coronavirus salgını kapsamında alınan "önlemler" gerekçe gösterilerek çocuklarıyla görüştürülmediğini söylemişti.
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı ise Başak Demirtaş'ın ifadelerini yalanlayarak, "Her tutuklu ve hükümlü gibi Selahattin Demirtaş da Ağustos ayında kapalı görüş ve telefonla görüşme haklarını kullanmıştır" demişti.
Başak Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamayla savcılığın iddialarına yanıt verdi. Başak Demirtaş, eşi Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmelerin tarihlerini sıralayarak, savcılığın çarpıtma yaptığını söyledi.
Demirtaş, "Başsavcı açıklamasında, tüm görüşlerde en fazla iki kişiye izin verildiği şeklinde bir algı yaratmaya çalışmış. Oysa Haziran ve Temmuz aylarındaki görüşlerde sadece bir kişiye izin verilmişti. Başsavcı bunu gizlemiş. Ağustos ayındaki durum, Haziran ve Temmuz'da da geçerliymiş gibi bir hava vermeye çalışmış" açıklamasında bulundu.
'AİLECE GÖRÜŞMEMİZE İZİN VERİLMEDİ'
Başak Demirtaş'ın açıklamasının tamamı şöyle:
"Edirne Cumhuriyet Başsavcısı lütfetmiş, benim tweetlerimle ilgili, gerçekleri çarpıtan bir açıklama yapmış. Öncelikle, tweetlerimde yazdıklarımın tamamının doğru olduğunu belirtmek isterim. Ben en son, corona tedbirleri alınmadan önce, 13 Mart'ta Edirne'de Selahattin ile kapalı görüş yaptım. Daha sonra aile görüşleri yasaklandı. 13 Mart'tan sonra, Selahattin ile ilk defa, tam 3 ay 5 gün sonra 17 Haziran'da kapalı görüş yaptım Bu görüşte sadece bir kişiye izin verdiler.
17 Haziran sonrası, Selahattin ile ikinci görüşüm 22 Temmuz'da oldu. Kızlarımı da bu görüşe götürmek istedim. Ancak sadece bir kişiye izin verebileceklerini, ikinci kişinin görüşmesinin mümkün olmadığını belirttiler. Dolayısıyla bu görüşe de tek başıma gittim. Oysa daha önce üçümüz birlikte Selahattin ile görüşebiliyorduk.
Başsavcı açıklamasında, tüm görüşlerde en fazla iki kişiye izin verildiği şeklinde bir algı yaratmaya çalışmış. Oysa Haziran ve Temmuz aylarındaki görüşlerde sadece bir kişiye izin verilmişti. Başsavcı bunu gizlemiş.
Ağustos ayındaki durum, Haziran ve Temmuz'da da geçerliymiş gibi bir hava vermeye çalışmış.
Üçüncü görüş 10 Ağustos'ta oldu. Bu kez sadece iki kişiye izin verebileceklerini belirttiler. Dolayısıyla ben bu görüşe tweetlerimde de belirttiğim gibi yalnızca kızım Delal'i götürebildim.
Sadece Ağustos ayına özel olarak, Kurban Bayramı vesilesiyle bir görüş daha yapabileceğimizi söyledikleri için ve yine sadece iki kişiye izin verdikleri için, 20 Ağustos'ta bu kez de kızım Dılda ile görüşe gittik.
Yani 5 buçuk ayda kızlarımı, o da ayrı ayrı olmak üzere sadece birer kez görüşe götürebildim. Tekrar belirtiyorum, her iki kızımızın babalar-IN/la birlikte görüşmelerine izin vermediler. Ailece görüşmemizi engellediler.
Başsavcı, Selahattin'in iki çocuğumuzu birlikte görmesine izin verilmemesini corona tedbirlerine bağlamış. İktidarın etkinliklerinde ve mitinglerinde corona bulaşmıyor da cezaevindeki kapalı görüşte, ortada fiziki bir temas yokken, arada cam ve mesafe, yüzlerde ağızlık ve siperlik varken mi corona bulaşıyor Sayın Başsavcı?
Başsavcı ayrıca, "ayda iki defa kapalı görüş hakkından yararlanmakta" demiş. Bu da doğru değil. 13 Mart'ta yaptığımız kapalı görüşün ardından salgın tedbirleri kapsamında açık ve kapalı görüşler tamamen kaldırıldığı için Nisan ve Mayıs aylarında, Başsavcı'nın iddia ettiği gibi ayda iki kez değil, hiç görüşemedik. Hiç. Yani O. Yazıyla sıfır.
Özetle, 13 Mart'tan bugüne 5 buçuk ayda 4 kez kapalı görüş oldu. Yani ayda 1 kez bile değil. Oysa Başsavcı açıklamasında, ayda iki kez görüş yapıldığını belirtmiş. Bu kesinlikle doğru değil.
Gelelim telefon konuşması hakkına. Salgından önce hafta 1 kez 60 dakikalık görüş, haftada 10 dakika da telefon görüşmesi hakkımız vardı. Salgın bahane edilerek o 60 dakikalık yüz yüze görüş kaldırılıp yerine 10 dakika telefon görüş hakkı verdiler.
'AÇIKLAMA DEĞİL ALGI ÇALIŞMASI'
Başsavcı açıklamasında, "Demirtaş ağustosta ailesiyle sekiz defa telefonla görüşmüştür" demiş. Ama süresini yazmamış nedense. Her bir telefon görüşmesinin süresi 10 dakika. Üstelik bu görüşmelerden 4'ü, yüz yüze görüş yerine. Yani 60 dakika yüz yüze görüşün yerine 10 dakika telefon görüşü.
Bunun altını çizmek istiyorum. Savcı, "sekiz defa telefonla görüşmüştür" demiş ama süreyi yazmamış. Kaldırılan 60 dakikalık yüz yüze görüşün yerine sadece ve sadece 10 dakikalık telefon görüşü verildiğindense hiç söz etmemiş. Çünkü aslında bir açıklama değil, algı çalışması yapmak istemiş.
Gerçekler belirttiğim şekildedir. Edirne Cumhuriyet Başsavcısı, hakikati kendisine göre evirip çevirip bir açıklama yazmış. Sayın Başsavcı, haksızsınız haksız. Ve sanırım "ustalık dönemi"nizde değilsiniz. "
— Başak Demirtaş (@Basak__Demirtas) September 2, 2020