‘Ben affetmemişken af yasası ile ceza indirimi yapılması kimsenin hakkı olamaz’

‘Ben affetmemişken af yasası ile ceza indirimi yapılması kimsenin hakkı olamaz’
Başak, kendisini 28 yerinden bıçaklayan ve ölüm tehditlerini sürdüren eski eşinin İnfaz Kanunu ile yarı açık cezaevine geçtiğini öğrendiğinden beri rahat uyku uyuyamıyor.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- Başak*, 2014 yılında eşi tarafından 28 yerinden bıçaklandı ve bir ay hastanede yoğun bakımda kaldı. Katil zanlısı erkek 13,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Başak’ın korkuları bir gün olsun azalmadı. Çünkü E. A, tehditlerini cezaevinden de sürdürdü. Akrabaları aracılığı ile defalarca "çıkınca yarım bıraktığım işimi bitireceğim" diye haber gönderdi. 

Tehditlerle ilgili Başak’ın yaptığı suç duyurusu üzerine savcılık, cezaevindeki E. A. için uzaklaştırma kararı verdi.

‘EŞİNİZ YARI AÇIK CEZAEVİNE GEÇMİŞ’

6 yıldır cezaevinde olan E. A, 15 Nisan 2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve kamuoyunda af yasası olarak anılan İnfaz Kanunu ile yarı açık cezaevine sevk edildi. Başak, bu durumu Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı ŞÖNİM’den gelen bir telefonla öğrendi. 

Telefondaki ŞÖNİM görevlisi, "Size şiddet uygulayan eski eşiniz, af kapsamında yarı açık cezaevine geçirilmiş ve her an oradan kaçabilir, sizin ve kızınızın can güvenliği olmadığını düşündüğümüzden kadın konuk evinde kalabileceğinizi belirtmek için aradım" diyerek telefonu kapattı.

‘BEN AFFETMEMİŞKEN CEZA İNDİRİMİ YAPILMASI KİMSENİN HAKKI DEĞİL’

Bu telefonla birlikte kendi deyimiyle korkuları on kat artan ve rahat uyku uyuyamayan Başak, "her an öldürülebilirim" diyor. Başak, isyanını şu sözlerle dile getiriyor: 

"Birçok kadın da benim gibi defalarca can güvenliğim yok, öldürülebilirim, diyerek devletten yardım istemesine rağmen öldürülmüş, korunamamıştır. Ben ve kızım onlardan biri olmak istemiyoruz. Yaşamak bizim hakkımız. Beni öldürmeye kalkan bu caniyi ben affetmemişken af yasası ile ceza indirimi yapılması hiç kimsenin hakkı olamaz. Benim yerime bu kararın verilmesi vicdani ve hukuki değildi.

"Bu cani cezaevinden çıkacak, normal yaşamına dönecek özgürce dışarıda yaşayacak. Ben de ya öldürülmek için bekleyeceğim ya da kızımla kadın sığınma evine girerek mi yaşamaya çalışacağım. Bu mu seçeneklerim? Bunun neresinde adalet? Devlet, o caniyi cezaevinde tutamayıp, beni ve kızımı bir yere kapatarak mı koruyabilecek?"

ADRESİNİ NASIL BULDU?

Başak, yaşadığı kâbus dolu yılların ardından kızıyla yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Vücudundaki yaralar nedeniyle hâlâ ellerini, kollarını, boynunu kullanamasa da bir işte çalışıyor. 

Hem vücudundaki hem ruhundaki yaralara dikkat çekerek, "Bunun karşılığı 13.5 yıl, bunun da yarısını cezaevinde geçirecek ve yine beni öldürmeye kalkacak" diyen Başak, mahkeme kararıyla adresi gizli olmasına rağmen eski eşinin adresine ulaşarak mektup gönderebildiğine vurgu yapıyor ve ekliyor: "Neler yapacağını ben biliyorum da devlet kurumları bilmiyor mu?" 

Cumhuriyet Savcılığı ile Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dilekçeler gönderen Başak, kızı ve kendisinin can güvenliği için tüm tedbirlerin alınmasını istiyor. 

*Kadının güvenliği için gerçek ismi kullanılmamıştır.

Öne Çıkanlar