'Deprem sonrası yaşanan travmaların etkisi yıllar boyu sürüyor'

'Deprem sonrası yaşanan travmaların etkisi yıllar boyu sürüyor'
Psikolog Şenel Karaman, halledilmemiş travmatik deneyimlerin aile içi sorunlara, öğrenmeye, çalışma hayatına yansıdığını belirtti.

İzmir’de yaşanan deprem sonrasında 500 kişilik gönüllü grubuyla depremzedelerin yardımına koşan EMDR Derneği Travma İyileştirme Grubu, depremden etkilenenlere ücretsiz bir şekilde psikolojik destek veriyor. Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi ve Travma İyileştirme Grubu Komitesi Başkanı Şenel Karaman, İzmir’deki çalışmalarını, karşılaştıkları şikayetleri, tedavi yöntemlerini ve önerilerini anlattı.  

Deprem sonrası yaşanan travmalarının yıllarca sürdüüğünü belirten Karaman, "Deprem sonrası yaşanan psikolojik travma halledilemediğinde yıllar boyu süren etkileri oluyor. Bazıları alkol ve uyuşturucu madde kullanımına yöneliyorlar, bazılarında ciddi sağlık sorunları yıllar boyunca sürüyor" dedi. 

Serpil Kurtay'ın sorularını yanıtlayan EMDR Derneği’nin Travma İyileştirme Grubu Komitesi Başkanı Şenel Karaman'ın Gazete Duvar'da yer alan açıklamaları şöyle: 

’99 DEPREMİ’NDEN BERİ DESTEK VERİYORUZ’

İlk andan itibaren İzmir’de nasıl bir örgütlenmeye gittiniz?

Biz 1999 Marmara Depremi’nden bugüne travmatik olaylar sonrası psikolojik destek veriyoruz. Bu konuda iyi bir deneyimimiz var. Adım adım neler olabileceğini ve nasıl hareket etmemiz gerektiğini biliyoruz. Bu nedenle hızlıca İzmir Depremi sonrası psikolojik destek için buraya özgü bir çalışma başlattık. 500 EMDR eğitimi almış ruh sağlığı alanında çalışan gönüllü profesyonelle bu çalışmayı yürüteceğiz.

İnsanlar size siz insanlara nasıl ulaşıyorsunuz?

Birkaç kanaldan bize ulaşabilirler. Whatsapp başvuru hattımıza (0541 460 53 90) yazarlarsa oradaki arkadaşlar bir form gönderiyorlar. O form doldurulduktan sonra bir uzman arkadaşımız görevlendiriliyor. O da başvuran kişiyi arıyor ve kendi aralarında çalışacakları zamanı belirliyorlar.

‘HER ARTÇI DEPREMDE AYNI BELİRTİLER TETİKLENİYOR’

En çok fiziksel ve duygusal hangi belirtiler ve şikayetlerle karşılaştınız?

Doğal afet sonrası görülen tipik belirtiler, İzmir Depremi’ni yaşayan insanlarda da var. Hızlı nefes alıp verme, kalp çarpıntısı, bazılarında sık idrara çıkma, terleme, uyku sorunları, kas gerginliği, huzursuzluk, baş ağrısı gibi belirtiler gözleniyor. Başlangıçta bunları normal ve sağlıklı buluyoruz. Çünkü tehlikeli bir olaya bedenin verdiği normal tepkiler bunlar. Her artçı depremde, haberlerde, küçük sarsıntıda, duvarda görülen bir çatlakta cuma günü yaşanan deprem tetikleniyor. Bu belirtiler ortaya çıkıyor. Bazılarında uzun sürüyor, bazılarında kısa sürüyor.

Nasıl bir tedavi süreci uyguluyorsunuz? EMDR tedavisi mi yapıyorsunuz?

Biz, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün de önerdiği travmatik olay sonrası tercih edilmesi gereken tedaviyi, yani EMDR’ı kullanıyoruz. Kendi modelimiz ve adım adım yapacaklarımız var. Bütün arkadaşlarımız aynı yöntemi, aynı biçimde uyguluyorlar. Ortalama beş seans sürüyor. Bu bazen daha da kısa olabiliyor.

‘EMDR, KİLİTLİ KALMIŞ ANILARIN İŞLEMLENMESİNİ SAĞLIYOR’

Daha önce sizinle yaptığımız bir röportajda "İnsan beyninin aslında travmatik yaşantıları, normal anı haline getirme potansiyeli vardır. Biz EMDR’da beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlayacak kilidi açıyoruz" demiştiniz. Bu kilit açma nasıl oluyor? 

Her gün hepimiz travmatik deneyim yaşarız. Bu büyük bir olay ya da çok küçük bir olay olabilir. Beynimiz bu olumsuz deneyimi nötr anı haline getirebiliyor. Bu sayede normal hayatımıza devam edebiliyoruz. Bazen bu mekanizma çalışmıyor ve bellekte travmatik anı olarak duruyor. Eğer bir anı işlemlenmemiş ise yani normal, nötr anı haline gelmemiş ise her tetiklendiğinde kişi olayı yaşadığı andaki gibi davranıyor ya da tepkiler veriyor. EMDR’ın öyle bir sitemi var ki kilitli kalmış bu anının işlemlenmesini sağlıyor. Bunu yine çalıştığımız kişinin kendi beyni yapıyor.

Her birey rahatsız edici anıya yeni ve sağlıklı bir perspektiften bakabilir mi?

Tabii ki... Yaşanılan olay ne kadar trajik, karmaşık olursa olsun, insanın bunu halletme potansiyeli vardır. Ayrıca beynimizin farklı bölümleri bulunuyor. Travmatik bir deneyim, örneğin deprem sonrası kişi tetiklendiğinde limbik sistem devreye girer. Bu sistem, "savaş-kaç" gibi insan için son derece önemli olan koruma mekanizmasını devrede tutar. Bu sayede kendimizi koruruz. Bu sistem devreden çıktığında frontal lob devreye girer ve sağlıklı, mantıklı düşünme, problem çözme başlar. Halledilmemiş travmatik deneyimler kişinin sürekli alarmda olmasına, yani limbik sistemin sürekli çalışmasına neden olduğu için kişi duruma, olaylara sağlıklı bakamıyor.

‘HİÇ KİMSE O BİNALARDA YAŞAMAYI HAK ETMİYOR’

Peki, insanlar depreme sağlıklı bir perspektiften nasıl bakabilir?

Deprem bir doğal olay. Bu bize yönelik değil, doğanın kendi içinde gerçekleşen bir olay. Eğer depreme hazır isek yani uygun bir binada yaşıyor, deprem olduğunda ne yapacağımızı biliyor isek korunaklıyız demektir. İzmir’de 5 milyon insan yaşıyor. Hayatını kaybeden vatandaşlarımız, hiç de uygun olmayan binalarda yaşayanlardı. Onlar için çok üzülüyor ve acı çekiyoruz. Hiç kimse o binalarda yaşamayı hak etmiyor. Bizde bu bilincin oluşması lazım. Maalesef bu konuda ülke olarak bilinçlenmedik. Hayatımız değerli. Her birimiz değerliyiz. Evet, bu olay doğal bir afet ancak binaları bizler yapıyor, bizler içinde yaşıyoruz.

Depremler genel olarak toplumların sağlığını nasıl etkiler?

Deprem sonrası yaşanan psikolojik travma halledilemediğinde yıllar boyu süren etkileri oluyor. Bazıları alkol ve uyuşturucu madde kullanımına yöneliyorlar, bazılarında ciddi sağlık sorunları yıllar boyunca sürüyor. Halledilmemiş travmatik deneyimler aile içi sorunlara, öğrenmeye, çalışma hayatına yansıyor. Bu nedenle depremin yarattığı psikolojik etkiyi kimse göz ardı etmemeli. Bu depremi yaşayan vatandaşlarımızın bazılar bizim "travma sonrası büyüme" dediğimiz bir durumu yaşayacaklar ve psikolojik olarak daha da güçlenecekler bazıları ise travmanın etkisi altında ömürlerini geçirecekler.

‘ALINAN HER NEFESİN KIYMETİNİ BİLMEK GEREKİYOR’

Buna karşı neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli?

Alkol ve uyuşturucudan, aşırı yemek yeme gibi davranışlardan uzak dursunlar. Kendilerine dikkat etsinler, daha fazla sevdikleriyle olsunlar. Hayatın gerçekten değerli bir hazine olduğunu fark etsinler. Alınan her nefesin kıymetini bilmek lazım. İnsan hayatı işte, görüyorsunuz, bir depremle yok olup gidebiliyor. İhtiyaçlarına, hobilerine odaklansınlar.

Depremi yaşamayan insanlara deprem öncesinde vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?

Deprem bölgesinde yaşıyor iseler gerçekten güvenli bir binada yaşayıp yaşamadıklarını kontrol etsinler. Deprem anında ne yapacaklarının tatbikatını evde, işyerinde yapsınlar. Bu çok önemli. Çünkü deprem anında ne yapacağınızı daha önceden belirliyorsunuz. Beyniniz öyle kodluyor. Ben duyuyorum, "Depremden çok korkuyorum" diyor. Bu kişi korkacağını ve panikleyeceğini kodluyor. Oysa ne yapacağına odaklanırsa çok iyi bir iş yapmış olacak.

Öne Çıkanlar