Ekonomistler büyüme verisi için ne dedi: Reel mi yoksa Zoom ortamında mı büyüdük?

Ekonomistler büyüme verisi için ne dedi: Reel mi yoksa Zoom ortamında mı büyüdük?
Türkiye'nin Covid-19'un etkisinin zayıf kaldığı ilk çeyrekteki yüzde 4,5'lik büyüme verisine kamu harcamalarındaki ve ithalattaki artış damgasını vurdu.

ARTI GERÇEK - Türkiye ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5 büyüdü. Ekonominin, coronavirus etkilerinin henüz tam olarak hissedilmediği ocak-mart döneminde yüzde 5,2 büyümesi bekleniyordu.

Bugün açıklanan büyüme verisi Covid-19 etkilerini minimum düzeyde yansıtıyor. Türkiye'de 11 Mart’ta görülen ilk coronavirus vakasından sonra kademeli bir şekilde önlemler alınmaya başladı. Bu nedenle, ilk çeyreğin son 15 gününde virüsün sektörleri etkilemeye başladığı görüldü. Dolayısıyla Covid-19’un ilk çeyrek büyümesi üzerinde ciddi bir etkisi görülmüyor. Bu nedenle Türkiye'nin ilk çeyrek performansı diğer bazı ülkelere göre görece daha iyi durumda.

Türkiye ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde henüz virüsün ekonomik etkilerinin çok zayıf olduğu bir dönemde, geçen yıldan gelen pozitif bir baz etkisinin de desteği ile yüzde 4,5 büyüdü.

Devletin nihai tüketim harcamaları, 2020 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 6,2 arttı. 

Mal ve hizmet ithalatı, 2020 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 22,1 arttı ihracatı ise yüzde 1,0 azaldı. Ekonomistler, kamunun yaptığı harcamaların ve ithalat artışının büyüme verisine etkisine işaret etti.

Öte yandan, TÜİK’in büyüme rakamlarını açıklamasının ardından, sosyal medyadan gelen, "Hocam, reel mi yoksa zoom ortamında mı büyüdük? İthalat mı yoksa ihracatla mı büyüdük? Üretimle mi yoksa tüketimle mi büyüdük?" sorusu dikkat çekti.

Peki ekonomistler büyüme rakamları için ne söylüyor? 

İKİNCİ ÇEYREKTE YÜZDE 20'YE YAKIN KÜÇÜLME KAÇINILMAZ

Ekonomist Mustafa Sönmez, büyüme rakamlarını beklediğinden az geldiğini belirterek, "Birinci çeyrek büyüme; yüzde 6 yerine yüzde 4,5. Demek ki pandemi ayı martta sert duruş oldu. İkinci çeyrekte yüzde 20'ye yakın küçülme kaçınılmaz" görüşünü ifade etti.

SEVİNÇ HALLERİNE GİRMEYELİM, ASIL SINAV BUNDAN SONRA BAŞLIYOR

Prof. Dr. Emre Alkin, "Büyüme rakamları pozitif gelecek. Ancak bunun iki sebebi var: geçen yılın aynı döneminde büyüme rakamı oldukça kötüydü. Bir de Covid-10 etkisi mart ayının ortasında başladı. Dolayısıyla pozitif çıktı diye aşırı sevinç hallerine girmeyelim. Asıl sınav bundan sonra başlıyor" değerlendirmesi yaptı.

REEL Mİ YOKSA ZOOM ORTAMINDA MI BÜYÜDÜK?

Bir Twitter kullanıcısının Prof. Dr. Burak Arzova'ya, "Hocam, reel mi yoksa zoom ortamında mı büyüdük? İthalat mı yoksa ihracatla mı büyüdük? Üretimle mi yoksa tüketimle mi büyüdük? Yani özetle gerçekten mi büyüdük? Cevaplarınızı bekliyorum" sorusu dikkat çekti.

Arzova, "İki sebep var: Birincisi, veri geçen yılı baz alan bir veri. Geçen yıl (2019) çok kötü olduğu için baz etkisi yüksek oldu, ikincisi Covid-19 etkisi Türkiye’ye gecikmeli geldi (Nisan 2020). Bu nedenle olumsuz rakamlar ilk çeyrek içine çok az dahil oldu" cevabı verdi.

EKONOMİK BÜYÜME DEVLET HARCAMALARIYLA GERÇEKLEŞTİ

Prof. Dr. Veysel Ulusoy da, "Ekonomik büyüme devlet harcamaları ve ithalat ile gerçekleşti. Hane halkı harcamaları onlara yardım etti" diyerek, Türkiye ekonomisinin birinci çeyrekte, cari fiyatlarla 176 milyar 146 milyon ABD dolarlık üretim gerçekleştirdiğini belirtti.

SALGIN OLMASAYDI DA DANDİK KOMPOZİSYONLU BİR PERFORMANS

Prof. Dr. Refet Gürkaynak, "2020 birinci çeyrek büyümesinin negatif olmasını bekleyen epey insan vardı (profesyonel tahminci değil, "sade" vatandaş). Halbuki salgın mart ortasında iktisadi faaliyeti ciddi etkilemeye başladı. Etkisi çok büyük, ama çeyrek içinde etkilediği dönem çok kısa. 

Birinci çeyrek yüzde 4.5 büyüme Türkiye için de sıkı bir büyüme oranı. Sonu salgına denk gelmeseydi daha da kuvvetli olacaktı. Sevinelim mi? Sevinelim. 2018'den beri devam eden krizde biraz nefes almış olmak üzülecek şey değil. Krizi atlattık mı? Hayır.

Bu "hayır" salgın ile ilgili değil. Salgın olmasaydı da dandik kompozisyonlu, ilerisi için ümit vermeyen bir performans. 2019'un son çeyreği ve 2020'nin ilk çeyreğindeki hızlı büyümeye rağmen özel sektör yatırımlarının negatif olduğunu, işsizliğin de düşmediğini görüyoruz.

Büyümeyi kamu harcamaları ve özel tüketim sürüklüyor. Bu harcamaları karşılayacak kaynağı da yaratmıyoruz, dış açık yine hızla artıyor. Zaten iler tutar tarafı olmayan yeni ekonomi programının en tutarsız yanlarından biri büyümenin artıp cari açığın düşeceğini öngörmesiydi.

Türkiye ekonomisinde değişen bir şey olmadığını, büyümek için dış kaynak olması gerektiğini görüyoruz. Son on yılın tek hikayesi. Özel tüketimin artması işler biraz sakinlediği için bekleyen tüketim talebinin ortaya çıkması nedeniyle" açıklamalarında bulundu.

Capital Economics, Gelişmekte Olan Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Jason Tuvey, Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte ocak ve şubat aylarındaki güçlü seyirle büyümeyi başardığını belirtti. Tuvey, büyümenin iç taleple desteklendiğini ifade etti. Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte ocak ve şubat aylarındaki güçlü seyirle büyümeyi başardığını aktaran Tuvey, hane halkı harcamaları ve yatırımlardaki artışa dikkat çekti.

Kamu harcamalarındaki artışa da değinen Tuvey, kamu harcamalarındaki keskin artışın kısmen Covid-19 vakalarındaki artışla birlikte sağlık harcamalarında gerçekleşen yüksek orandaki harcamaları yansıttığını dile getirdi. Tuvey, net ticaretin büyümeyi biraz desteklediğini ancak fazla da katkı sağlamadığını söyledi.

İKİNCİ ÇEYREK TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN ZOR OLABİLİR

Rabobank Gelişen Piyasalar Kıdemli Kur Stratejisti Piotr Matys de, ikinci çeyreğin Türkiye ekonomisi için zor olabileceğini ancak küresel krizin Türkiye için bir fırsat sunabileceğini vurguladı.

Çin'den Avrupa'ya yaklaşmayı planlayan ya da tedarik zincirini çeşitlendirmek isteyen yabancı şirketler için Türkiye'nin cazip bir ülke olabileceğini belirten Matys, Türkiye en büyük üretim üslerinden birine dönüşebileceğini ifade etti.

Matys, ithal ürünlerin yerini içerideki eşdeğerlerinin yer almasının cari açığı da ilgilendirdiğini ve enflasyonun da azaltabileceğini aktardı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar