Güldem Atabay: Türkiye, Ukrayna riskine karşı olabilecek en savunmasız durumda

Güldem Atabay: Türkiye, Ukrayna riskine karşı olabilecek en savunmasız durumda
Atabay, Ukrayna riskiyle ilgili, 'Yeni bir enflasyon şoku, turizm gelirlerinde iyileşme olmaması, yeni bir gıda enflasyonu şoku, TL'nin değer kaybı Türkiye ekonomisini vuracak alanlar' dedi.

+GERÇEK - Ekonomist Güldem Atabay, politikyol.com sitesinde yer alan bugünkü yazısında, Ukrayna'daki gelişmelerin hem küresel ekonomiye hem de Türkiye ekonomisine olası etkilerini değerlendirdi. Atabay, "Ukrayna kaynaklı enerji maliyet artışı şoku dünya ekonomisini özellikle enflasyon açısından kötü zamanda vuracak. Artan enerji fiyatları Rusya’ya gelir olarak yansırken, küresel ekonomide istenmeyecek sertlikte yavaşlama yaratacak" dedi.

UKRAYNA ŞOKU ENFLASYON AÇISINDAN KÖTÜ ZAMANDA VURACAK 

Atabay, "Rusya’nın Ukrayna’yı sınırlı ya da tamamen işgali ABD’nin sert ekonomik yaptırımları devreye sokmasına neden olacak. Avrupa’nın da katılacağı bu yaptırımlar karşılığında Rusya da bölgeye yönelttiği enerji akışını azaltabilecek. Rusya’nın Ukrayna macerası dünya ekonomisinde önemli etkiler yaratacak, birkaç alanda eş zamanlı vuracak potansiyele sahip. Hemen ilk akla gelen petrol ve doğalgaz fiyatlarının sert bir şekilde daha da artacağı. OPEC+’nın mart ayına kadar üretimi günlük 400 bin varil artırma sözüne rağmen çıktı hedeflerinin yaklaşık 900 bin varil geride kalmasıyla da özellikle petrol fiyatında beklenen yükseliş katmerlenmekte" dedi.

Atabay, "Ukrayna kaynaklı enerji maliyet artışı şoku dünya ekonomisini özellikle enflasyonun seviyesi açısından kötü bir zamanda vuracak. Artan enerji fiyatları Rusya’nın artan geliri olarak yansırken, küresel ekonomide istenmeyecek sertlikte yavaşlama yaratacak.  Daha da önemlisi yüksek enflasyonu iyice ivmelendirecek. Kısaca, Ukrayna riskinin gerçekleşmesi halinde dünya ekonomisi çifte darbe yiyecek" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE RESMİN NERESİNDE?

Atabay, gelişmelerin Türkiye ile ilgili boyutuna dair şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye Ukrayna riskinin gerçekleşmesine karşı olabilecek en savunmasız durumda.

Hafta sonu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamaları içinde Ukrayna’da olayların diplomasi ile çözüleceğini ve yakında enerji fiyatlarının bu gelişmeye bağlı düşmesinin Türkiye ekonomisine yarayacağı minvalindeki sözleri, AKP iktidarında ekonomiyi yönetenlerin gerçeklikten bir kez daha ne kadar kopuk olduklarının da ayrı göstergesi.

Ukrayna riskinin kısmi ya da tam bir işgal olarak gerçekleşmesi halinde yavaşlayan küresel ekonomi, artan petrol ve diğer emtia fiyatlarına bağlı olarak yeni bir enflasyon şoku, turizm gelirlerinde beklenen iyileşmenin olmaması, yeni bir gıda enflasyonu şoku ve tabii TL’nin değer kaybı Türkiye ekonomisini vuracak ana alanlar.

1.İhracat artışı: 2021 yılında elde edilen yüzde 33 ihracat artış hızı ocakta Bakanlık rakamlarına göre zaten yüzde 17’ye gerilemiş durumda. Buna karşılık ithalat artışı ocakta yüzde 55’in üzerine çıkmış durumda. Son üç aydır da dış ticaret açığında ve beraberinde cari açıkta artış var. Küresel talebin normalleşmesi ve baz yılı etkisi 2022’nin ilerleyen aylarında ihracat artış hızını daha düşük seviyelere zaten taşıyacak. Ukrayna şoku Avrupa’nın uzun yıllardır yaşadığı en büyük siyasi krizlerden bir tanesi; savaş kapısında. Küresel ekonominin yavaşlaması Türkiye’nin ihracat artışını daha da yavaşlatma potansiyeli taşıyor. İthalat tarafında da artan enerji fiyatları dış alım faturasını kabartacak.  Yeni enerji kısıntıları da bu sürece eşlik ederse, üretim sıkıntıları da baş gösterecek.

2.Enflasyon: Enerji fiyatlarının yaratacağı maliyet baskısı, yeni zamlar ve TL’nin olası değer kaybı 2022 sonunda yüzde 45-50 aralığında beklenen TÜFE enflasyonunun çok daha yükseklere gidebilmesine neden olabilecek. Kısmi ya da tam bir işgalin yaratacağı şok, swap hariç rezervleri eksi 55-60 milyar dolar civarında seyreden TCMB’nin şeffaf olmayan müdahalelerle TL’yi dolar karşı 13,5 civarında tutmasını zorlaştıracak.

3.Gıda arz ve fiyat şoku: Rusya’ya yapılacak olası ekonomik yaptırımlar Türkiye-Rusya dış ticaretini etkileyebilecek. Tahıl ihracatının hem Rusya hem Ukrayna için düşmesi Türkiye’nin tahıl ithalatını düşüreceği gibi, içerideki fiyatların yükselmesine yol açabilecek. Eş zamanlı olarak artacak petrol/mazot fiyatları tarım üretim maliyetini daha da artırarak yüzde 55 civarında olan gıda fiyatları enflasyonunu daha da yukarılara itebilecek. Yeni ekim sezonunda artan maliyet baskısı üretim miktarının düşmesine ve sonuçta gıda fiyatları enflasyonunun yükselmesine neden olabilecek.

4.Turizm: Rus turistlerin Türkiye’ye azalan ölçekte gelmesi, jeopolitik riskler nedeniyle Avrupalı turistin Türkiye’yi tercih etmekten uzaklaşması hem beklenen döviz gelirinin elde edilemeyişi ile sonuçlanacak. Cari fazla zaten söz konusu olmayacakken, cari açık miktarı yavaşlayan iç talebe rağmen beklenenden daha yükseğe gidebilecek. Bu da TL üzerinde yeni baskı oluşması anlamına gelecek."

Öne Çıkanlar