Hükümete yakın yazar: 'Hayat Eve Sığar' sloganı her şeyin serbest bırakıldığı bu süreçte anlam taşımıyor
Hükümete yakın Habertürk gazetesi köşe yazarı Muharrem Sarıkaya, hükümetin Haziran ayında başlattığı normalleşme sürecinde Coronavirus (Covid-19) vakalarının arttığına dikkat çekti, eleştirilerde bulundu.
Sağlık Bakanlığı’nın salgının başında başlattığı "Hayat Eve Sığar" kampanyasının da artık anlamsız kaldığını ifade eden Sarıkaya, "Son dönem Ankara’da çevremde çok daha fazla sayıda Covid-19 enfeksiyonu kapmış kişiyle karşılaşır olmaya başladım" dedi.
Salgının ‘Grip salgını’ gibi algılandığını, fiziki mesafenin eskisinden daha kötü olduğu yerlerde denetim yapılmadığını kaydeden Habertürk yazarı, yaşananların "kaygı verici" olduğunu belirterek, vaka sayısının 'patlayabileceği' uyarısı yaptı.
‘Çözüm’ olarak hüzünlü ve beyaz ameliyat maskelerinin değil, renkli maske üretilmesi gerektiğini ifade eden Sarıkaya’nın "Sizi sevenler ölmesin" başlıklı yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
"Son yılların en yüksek hava sıcaklığına tanıklık edilen bu günlerde COVİD-19 vakaları da aynı oranda arttı.
Oysa bütün varsayımlar, grip salgını gibi algılandığı için yaz sıcakları ile birlikte salgın nedeniyle oluşan vaka sayısının azalacağı, gerileyeceği üzerine kuruluydu.
Tam tersi oldu; bırakın verileri son dönem Ankara’da çevremde çok daha fazla sayıda Covid-19 enfeksiyonu kapmış kişiyle karşılaşır olmaya başladım.
Bu da ister istemez herkes gibi benim de kaygımı yükseltiyor."
‘MESAFE ESKİSİNDEN ÇOK DAHA KÖTÜ DURUMDA VE YETERİNCE DENETİM YAPILMIYOR’
"Salgının bu denli arttığı bir ortamda İngiltere’nin tersine lunaparkları açarsanız, tatil bölgelerinde iç içe doldurulmuş, bırakın kişi sayısını, mesafenin eskisinden çok daha kötü hale gelmiş kahve ve restoranlarda yeterince denetim yapamazsanız, o zaman bu kampanyaların yapılmasının da bir önemi kalmaz."
‘HAYAT EVE SIĞAR SLOGANI, HER ŞEYİ SERBEST BIRAKMAKLA ANLAM TAŞIMIYOR’
"Öncelikle insanların eve kapanmasını sağlamak için başlangıçta belki doğru slogandı ama Hayat Eve Sığar sloganı bu denli açılmanın, her şeyi serbest bırakmanın yaşandığı süreçte anlam üretmiyor.
Tam tersine yapılacak mücadeleyi zayıflatıyor, algısını önemsizleştiriyor.
Çünkü hayat artık eve değil yaşama sığmak istiyor; onun sloganını evle sınırlamaya kalktığınızda, 4 ay önce yaşadığı bunalım onun düşünsel ardılında isyana neden oluyor; tepkiyi üretiyor."
‘FLORASAN RENKLİ MASKER ÜRETİLMELİ’
"Kabul edelim ki beyaz maske bize ameliyathaneyi anımsatır, toplum algısındaki yeri, hüzün ve kaygıdır...Böyle olmakla birlikte üreticilerin hepsi beyaz maskede ısrarına devam ediyor. Oysa beyazdan çıkarıp, daha coşkulu floresan renklerle bezesek, belki görsel algıyı kıracağız.
Bütün bunların önüne geçilmesi yaptırımla değil, dilin inşası ile söz konusu olabilir. İyi bir dil inşa edemezsek, sürü bağışıklığı olursa bu işin çözüleceği gibi yanlış bir algıyla devam edersek şunun şurasında 20 gün sonra başlayacak serin havayla birlikte vaka sayısını patlatırız…"
‘3 HAFTA SONRA ANLAYACAĞIZ’
"Bayramda ne denli salgının yayılmasını engelleyici kurallara uyulduğunu 3 hafta sonra anlarız.
Zaten o zaman da sonbahar gelmiş olur, bu süreç böyle devam edip gider…"
