İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu: Barış istemek bir haktır

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu: Barış istemek bir haktır
'AKP, bugün ülkemizi bir yıkım ve acıya sürüklerken de demokrat ve ilericileri hukuk sopasıyla tehdit etmektedir. Barış istemek bir hak ve korunması gerekir'

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlattığı askeri harekata ilişkin basın toplantısı düzenledi. İzmir Barosu toplantı salonunda yapılan açıklamaya, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Açıklamayı, Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın okudu.    
 
‘AKP ÜLKEYİ YIKIMA SÜRÜKLÜYOR’
 

Yaşanan ekonomik ve siyasi krize dikkati çeken Yalçın, "AKP iktidarı, toplumun içinde bulunduğu ekonomik krizin kendi iktidarına yönelik oluşturduğu tehdidi, ürettiği nefret dili ve ayrımcı söylemlerle toplumu kutuplaştırarak ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. İktidar, Suriye’de gerçekleştirdiği askeri operasyonla ülkenin içinde bulunduğu karanlığın tartışılmasını engellemektedir. Devlet, kendisinin çizdiği sınırların dışına çıkan eleştirilere tahammül edememektedir. Hiçbir zaman icraatlarına yönelik eylemlere karşı bir muhalefetin varlığından hazzetmeyen AKP, bugün ülkemizi bir yıkım ve acıya sürüklerken de demokrat ve ilericileri hukuk sopasıyla tehdit etmektedir" dedi.
 
‘DEVLET HESAP VERMEK ZORUNDA’
 
Sosyal medyada, sokakta afiş dağıtarak, basın açıklamalarıyla insanların bir arada barış içinde yaşama özlemlerini dile getirenlerin, gözaltına alınarak sindirilmeye çalışıldığını vurgulayan Yalçın, İzmir’de geçen hafta barış istediği için onlarca kişinin gözaltına alındığını hatırlattı. "Hiç kimse iktidarla aynı görüşte olmak zorunda bırakılamaz" diyen Yalçın, şunları söyledi: "Devlet, her attığı adımdan, her yaptığı işten vatandaşlarına hesap vermek durumundadır. Bu hesabın sorulmasının araçlarından biri de toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı ile bu hakla doğrudan bağlantılı olan ifade özgürlüğüdür. Barış istemenin de bir hak olduğunu ve korunması gerekir."
 
‘SAVAŞ PROPAGANDASINI YASAKLIYOR’
 
Türkiye’nin tarafı olduğu Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin 20. maddesinin her türlü savaş propagandasının yasalarla yasaklanmasını öngördüğünü ifade eden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü; "Düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde şiddete teşvik etmeyen, nefret içermeyen açıklamaların sadece iktidarın politikalarını eleştirdiği için yargı mercileri tarafından suç olarak tanımlanması kabul edilemez. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü toplumun demokratikleşmesi için son derece titizlikle korunması gereken haklardandır. Eşir, özgür, demokratik bir ülkede barış içinde yaşayabilmemiz temel hak ve özgürlüklerimizin korunmasına bağlıdır. Bizler, yoksulun, emekçinin, ezilenin haklarını korumaya, bu uğursa mücadele etmeye devam edeceğiz."

Öne Çıkanlar