Kaldırıma gömülen kemikleri kucağına aldı: Bu acının tarifi yok

Kaldırıma gömülen kemikleri kucağına aldı: Bu acının tarifi yok
'Ben yıllarca oğlumun bir gün geri gelip bana sarılacağı hasretiyle yaşadım, ama kucağıma verilen plastik kabın içindeki kemiklere sarıldım.'

27 yıl boyunca oğlu Burhan Altıntaş’ın yolunu gözleyen anne Sabiha Altıntaş, Kilyos Mezarlığı’nda plastik kaplara konularak kaldırıma gömülen oğlunun kemiklerini kucağına alarak, "Bu acının tarifi yok" dedi. 

Mezopotamya Ajansı'ndan Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığı 19 Aralık 2017’de yıkılarak, 282 cenaze ailelerinden habersiz çıkarıldı. Önce İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürülen cenazeler, ardından Kilyos Mezarlığı içinde kaldırıma gömüldü. Ailelerin uzun süren çabalarından sonra 21 cenazenin DNA eşleşmesi yapılarak teslim edildi.
 
Kilyos kaldırımına gömülen ve DNA eşlemesinin ardından ailesine teslim edilen cenazelerden biri de Burhan Altıntaş’a ait.  
 
İZNE GELDİ BİR DAHA DÖNMEDİ
 
1971 yılında Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Söğütlü (Peyndas) köyünde dünyaya gelen Altıntaş, ilkokulu bitirdikten sonra, çocuk yaşta tarım ve hayvancılıkla uğraşan ailesine yardım etmeye başlar. 1990’lı yıllarda çatışmalı sürecin yoğunlaştığı ve bölgede yaşayan sivil halk üzerinde devlet baskısının arttığı dönemde askere giden Altıntaş, Kürt kimliğinden kaynaklı burada çok yoğun baskılara maruz kalır. 1992 yılında İstanbul’un Kartal ilçesinde askerliğini yaparken, izinli olarak köyüne gelir. Burada yaklaşık 15 gün kaldıktan sonra aile fertleriyle vedalaşıp, askerliğini bitirmek için İstanbul’a döneceğini söyler. Aradan bir hafta geçtikten sonra Altıntaş’ın askerlik yaptığı birlikten ailesine haber yollanır ve "Oğlunuz askere gelmedi" denir. 
 
YILLARCA YOLUNU GÖZLEDİ
 
O tarihten sonra oğlunu arayan aile, bir süre sonra PKK’ye katıldığını öğrenir. Yaklaşık 2 yıl PKK’de kalan Altıntaş, 1994 yılında Bitlis kırsalında yaşanan bir çatışmada yaşamını yitirir. Çocuğunun yaşamını yitirdiği haberini çok sonradan öğrenen Altıntaş ailesi, cenazesini aramaya başlar. Yıllarca oğlunun cenazesini arayan anne Sabiha Altıntaş, tüm çabaları sonuçsuz kalsa da oğlunun cenazesini aramaktan vazgeçse de oğlunun yaşadığı ve bir gün geri geleceği umudunu hiç yitirmedi.
 
YILLAR SONRA BULDU YİNE KAYBETTİ 
 
Anne Altıntaş, 2014 yılında oğlunun cenazesinin Garzan Mezarlığı’nda olduğunu öğrenir. Vakit kaybetmeden Garzan Mezarlığı’na giden anne Altıntaş, mezar taşında oğlunun adını soyadını görür. Bir süre mezarlıkta kalan anne, oğluyla hasret giderdikten sonra, 3 kez daha oğlunun kabrini ziyaret eder. 2017 yılının Aralık ayında Garzan Mezarlığı’nın yıkıldığı haberini alan anne, tekrardan oğlunu aramaya başlar. Bir süre sonra cenazelerin İstanbul ATK’de olduğunu öğrenen anne Altuntaş, zaman kaybetmeden başvuruda bulunur. 
 
PLASTİK KAPTAKİ KEMİKLERE SARILDI
 
2019 yılının Aralık ayında DNA eşlemesi tutan anne, oğlunun cenazesini almak için Kilyos Mezarlığı’na gider. Anne Altıntaş, cenazelerin Kimsesizler Mezarlığı yerine yol kenarında bir kaldırıma gömüldüğünü görünce tekrar yıkılır. Cenazelerin gömüldüğü kaldırımın açılıp, oğlunun kemiklerinin plastik saklama kabının içine konulduğunu ve içinin suyla dolduğunu gören anne, o anları şöyle anlattı: "Oğlumun kemiklerinin olduğu kabı görünce kalbim duracak gibi oldu. Bunlar nasıl Müslüman dedim kendi kendime, bir insanın cenazesine bunu yapan Müslüman olamaz dedim. Saklama kabını benim kucağıma verdiklerinde, ilk önce oğlumun içinde olduğuna inanamadım, sonra kabı açıp kemiklerine bakmak istedim ama yanımda olanlar ilk önce buna izin vermediler. Daha sonra ısrar edince açıp baktım, çok kısa bir an kemiklerine baktım. Ben yıllarca oğlumun bir gün geri gelip bana sarılacağı hasretiyle yaşadım, ama kucağıma verilen plastik kabın içindeki kemiklere sarıldım. Allah bizim hakkımızı onlarda bırakmasın."
 
‘DOYASIYA SARILMAMA İZİN VERMEDİLER’
 
Altıntaş’ın kemiklerinin bulunduğu saklama kabı yıkandıktan sonra araca bindirilerek Bitlis’e doğru yola çıkarılır. İstanbul’dan Bitlis’e bir buçuk günde vardıklarını anlatan anne Altıntaş, "Cenazeye yapılanlar yolda da devam etti. Yol boyunca polis bizi takip etti. Geçtiğimiz her yerde ya asker ya da polis aracımızı durdurdu. Her seferinde kimliklerimiz alındı, cenaze defin kâğıdımız alındı ve saatlerce bekletildik. Köye vardığımızda mezarlığın etrafı askerler tarafından sarılmıştı. Aileden başka hiç kimse mezarlığa alınmadı. Bu şekilde saklama kabından çıkardığımız kemikleri tek tek yan yana dizerek defnettik. Orada oğlumun kemiklerine bile doyasıya sarılmama izin vermediler" diye anlattı. 
 
AİLELERE ‘BAŞVURU YAPIN’ ÇAĞRISI
 
Cenazelere yapılan bu zulmü hayatı boyunca unutmayacağını söyleyen anne Altıntaş, Kilyos kaldırımında halen yüzlerce cenazenin olduğunu ve bu cenazelerde alınıp kendi topraklarında defnedilmediği sürece, tuttukları yasın bitmeyeceğini söyledi. Garzan Mezarlığı’nda cenazesi olduğunu düşünen tüm ailelerin gidip kan örneği vererek cenazelerinin alınması için girişimlerde bulunmalarını isteyen anne Altıntaş, "Bize yaşatılan acının tarifi yok ama o kemikleri o kaldırımdan alarak biraz da olsa acımızı hafifletmeliyiz" diye konuştu.  

Öne Çıkanlar