Mis-C vakalarının çoğu farkında olmadan Coronavirus geçirmiş

Mis-C vakalarının çoğu farkında olmadan Coronavirus geçirmiş
Coronavirus'ün çocuklarda hafif seyrettiği düşünülse de sonrasında ortaya çıkabilen Mis-C sendromu, çocukları yoğun bakıma, hatta yaşam destek ünitesi ECMO’ya dahi götürebiliyor.

Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Feriha Öz Acil Durum Hastanesi ve Çekmeköy Devlet Hastanesi uzmanları, çocuklarda Coronavirus sonrası görülen "gizemli sendrom" Mis-C hakkında önemli uyarılarda bulundu. Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil ve Çocuk Sağlığı Hastalıkları Klinik Şefi Prof. Dr. Şirin Güven ile Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Fatih Varol, kendi merkezlerinde Eylül ayından beri 20’ye yakın Mis-C vakası izlediklerini ve bunların 15’inin yoğun bakımda tedavi edildiğini, dördünün ise yaşam destek ünitesi ECMO’ya girecek kadar ağırlaştığını söyledi. Uzmanlar, Mis-C ile takip edilen çocuklarda PCR testlerinin negatif olduğunu ve genellikle antikor testiyle tanı konarak tedavilerine başlandığının altını çizdi.

BİR AYLIK BEBEKTE DE GÖRÜLDÜ

Prof. Dr. Şirin Güven, pandeminin ilk dalgasında Kawasaki’ye benzeyen Mis-C vakaları yayınlandığında kendi kliniklerinde de Temmuz-Haziran ayında bir iki olguya rastladıklarını söyleyerek asıl tırmanışın ikinci dalgada, Eylül ayından itibaren olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Güven, şu bilgileri verdi: "Bugüne kadar yaklaşık 4 ay içerisinde, çocuk kliniğinde ve çocuk yoğun bakımda 20 Mis-C vakası yatırdık. En küçük hastamız 1-1,5 aylıktı. En büyük çocuğumuz ise 17 yaşındaydı. Vakalarımızın birçoğunda PCR testleri negatifti. Bu hastalar Covid’i asemptomatik olarak geçirmiş, çoğunun Covid geçirdiğinden haberi bile yoktu. Bazılarının temas öyküsü vardı, bazılarında bu da yoktu fakat büyük çoğunluğunda antikor testi Covid geçirdiğini gösteriyordu. Bize Mis-C şüpheli vakalar geldiğinde, diğer viral sebepleri de (grip vb) ekarte etmek için diğer testleri de yapıyoruz. Ama hiçbiri pozitif çıkmazsa antikor testi ile Mis-C açısından doğrulama sağlıyoruz. Hatta 1-2 vakamızda antikor da saptayamadık ama hastaların yakın temas öyküsü ve ayrıca Sağlık Bakanlığı, DSÖ ve İngiltere ile Amerika’daki uzmanlık derneklerinin yayınladığı rehberlere uygun laboratuvar ve klinik bulgular yönünden değerlendirerek Mis-C tanısı koyduk."

'İYİLEŞSE BİLE UZUN SÜRELİ TAKİP GEREKİYOR'

Mis-C vakalarının aslında çok kritik olduğuna değinen Prof. Dr. Güven, sözlerini şöyle noktaladı:

"Birçok hastamızda plazma değişimi, intravenöz (damar yolundan) immünglobülin veya steroid (kortizon) tedavisine rağmen hemoperfüzyon (kandaki toskinlerin temizlenmesi), hatta ECMO’ya kadar gitmek zorunda kaldık. Yaşam destek ünitesi olarak bilinen ECMO çok zor bir uygulamadır. Dünyada bu çocukların ECMO’da kaybedilme oranı yüzde 25’lerde. Biz merkez olarak bu konuda çok başarılıydık, sadece 1 çocuğumuz kaybettik; yüzde 75’ini taburcu ettik. Fakat bu hastaların taburculuktan sonra da uzun süre takip edilmesi gerekiyor. Çünkü birçok sistemi tutan, inflamatuar bir hastalık Mis-C ve hangi organda nasıl bir hasar bırakacak, bunu uzun süreli çalışmalar gösterecek. Biz kendi Mis-C vakalarımızın verilerini Türkiye'deki diğer vakalarla birlikte topluyoruz. Pek yakında bu sonuçlarda ve uzun dönem sonuçları da ortaya çıkacaktır. Kendi ünitemizde tedavi ettiğimiz hastalarımızı da aylık veya taburcu ettiğimiz gündeki durumuna göre belirli sıklıklarla kontrole çağırıp uzun süreli takibe aldık."

İKİNCİ DALGADA MİS-C VAKALARINDA ARTIŞ

Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Fatih Varol ise özellikle ikinci dalgada Mis-C vakalarında artış görüldüğüne değinerek "20'ye yakın Mis-C hastası çocuk takip ettik ve bunların 15’ini çocuk yoğun bakıma yatırdık. Çok hafif vakalar olmakla birlikte, çok ağır seyreden vakalarımız da oldu. ağır seyreden hastalarımız da başta hafif başlangıçlı olduğu için, Mis-C vakalarını genel anlamda yoğun bakımda izlemek gerekiyor. Çünkü çok hafif vakalar bile ağırlaşabiliyor" dedi. Mis-C tanısını her hastaya aynı belirtilerle koymadıklarının da altını çizen Dr. Varol, "Temas öyküsü, antikor testi pozitifliği, geçirilmiş Covid ya da Covid PCR pozitifliği olması gerekiyor. Bağışıklık sisteminin aşırı yanıtı olan bir hastalık bu, abartılmış bir bağışıklık yanıtı olduğu için genellikle Covid enfeksiyonundan bir süre sonra ortaya çıkıyor. Dolayısıyla tanıyı da bu şekilde netleştirebiliyoruz" diye konuştu.

YAŞAM DESTEK ÜNİTESİ ECMO’YA GİDEN HASTALAR DA OLDU

Özellikle iki veya daha fazla organ tutulumu ile ağır seyreden hastalarda, çeşitli medikal ve girişimsel tedaviler uyguladıklarını belirten Dr. Varol, şu bilgileri verdi: "Medikal tedavi olarak en çok damar yolundan immünglobulin ve steroid (kortizon) tedavisi tercih ediyoruz. Bunlara yanıtsız vakalarda hemofiltrasyon dediğimiz, sitokin tutucu filtre olarak tanımlayabileceğimiz (çünkü bu hastalıkta bağışıklık sistemindeki stokin fırtınası söz konusu), işlemi yapıyoruz. Plazma değişimi ile plazmadaki antikorlar ve sitokinleri temizlemek için bir tedavi uyguluyoruz. Bunlara rağmen ECMO’ya giren hastalarımız da oldu. Bu hastalar çok ciddi kalp ve dolaşım sistemi destekleyici ilaç ihtiyacı ile yatıyorlar. Çok ciddi organ yetersizlikleri oluyor. Bu tablonun hemoperfüzyon altında çok hızlı bir şekilde düzeldiğini fark ettik."

Coronavirus'ten ne kadar süre sonra Mis-C sendromunun geliştiğine dair bir standart da olmadığına dikkat çeken Dr. Fatih Varol, sözlerini şöyle noktaladı:

"Covid’den ortalama 2 ila 3 hafta sonra ortaya çıkıyor genellikle. Ama bu süreçte hastaların PCR’ları negatife dönmüş oluyor. Antikorları oluşmuş oluyor. 2-3 haftadan daha geç de ortaya çıkabilir ama Coronavirus enfeksiyonu sırasında gelişmesini beklemiyoruz. Şunu da söylemek gerekiyor, Coronavirus geçirdiği bilinen ailelerdeki çocuklarda PCR negatif bile olsa sonrasında Mis-C açısından bu semğtomların takip edilmesi önemli. Burada izlediğimiz ağır Mis-C hastalarında genellikle çok ciddi bir bağışıklık sistemi sorunu ya da başka bir kronik hastalık görmedik. Bir hastamızda immün yetersizlik vardı inflamatuar bağırsak hastalığı vardı hastanın. Ancak bugünlerde takip ettiğimiz çok esktrem bir vakamız var. 14 yaşında T hücreli ALL tanısı ile yatırdığımız (lösemi).  Kemoterapi alırken Covid gelişmiş ancak tam 3 aydır PCR testi pozitif. Bir türlü negatife dönmüyor. Çok ciddi kemik iliği depresyonu (baskılanması) var. Ama aynı zamanda bu hasta sepsis bulgularıyla geldi bize. Ona rağmen Mis-C tanısı koyduk çünkü kalp bulguları bu yönde pozitifti. Bu hastada hemoperfüzyona başladık ve durumu iyiye gitti. Hastayı solunum cihazından ayırmayı planlıyoruz. Mis-C’nin erişkinlerde değil de çocuklarda görülmesi ise çocukların bağışıklık sisteminin erişkinlerden çok farklı olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca genetik nedenler de olabilir."

Öne Çıkanlar