Mitsubishi Electric Başkanı 'hileli işlemler' nedeniyle istifa etti

Mitsubishi Electric Başkanı 'hileli işlemler' nedeniyle istifa etti
Mitsubishi Electric Başkanı Sakuyama Masaki, tren ekipmanları denetlemelerinde 'hileli işlemlerin' ortaya çıkması' sonucu görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Mitsubishi Electric Başkanı Sakuyama Masaki, tren ekipmanları denetlemelerinde 'hileli işlemlerin' ortaya çıkması' sonucu görevinden istifa ettiğini açıkladı. Sakuyama, düzenlediği basın toplantısında, "Şirketimizin yüz yüze geldiği en büyük sorun yönetim ve fabrikalarda çalışanlar arasındaki irtibat kopuklukları" dedi.

Mitsubishi Electric şirketinin "köklü değişikliklere" ihtiyacı olduğunu belirten Sakuyama, "Gözden kaçırılmalardan kendimi sorumlu hissettim" diye konuştu.

Sakuyama, hem şirket görevinden hem de ülkenin en büyük iş lobisi Japonya İş Federasyonu (Keidanren) Başkan Yardımcılığı görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Firma dışından avukat ve akademisyenlerden oluşan uzman heyetin raporu sonrası, Sakuyama'nın istifa etmesi dikkat çekti.

Heyetin yayımladığı soruşturma raporuna göre, "hileli işlemlerde bulunan" Mitsubishi Electric çalışanları "dürüst prosedürlerle" kalite kontrol gerçekleştirmedi.

Nagazaki tesislerinde üretilen havalandırma sistemleri ve kompresörlerin kalite kontrol denetlemeleri, bilgisayar programları kullanılarak otomatik olarak üretildi.

Gifu tesislerinde ise elektromanyetik şalterlerde, halihazırda güvenlik sertifikasyon kuruluşuna kayıtlı olanlardan farklı parçalar kullanıldı.

Şirketten yapılan açıklamada, "çalışanların üstleriyle görüş alışverişinde bulunabileceği, hatalara tahammül edilebilen ve sorunların çözümünde iş birliğinin teşvik edileceği kurumsal kültürün" sağlanmaya çabalanacağı kaydedildi.

"Hileli denetleme" sürecinin 30 yılı aşkın olduğu tahmin ediliyor. Mitsubishi Electric CEO'su Sugiyama Takeşi de iddiaların ortaya atıldığı temmuz ayında istifa etmişti.

O dönem Sugiyama, "görevi kötüye kullanmaya yönelik hileli işlemlerin" 1985 sonrası dönemde süregeldiğini belirterek, durumun "organizasyonel" olduğunu savunmuştu.

Öne Çıkanlar