‘Mücadeleye devam edeceğiz’

‘Mücadeleye devam edeceğiz’
22 yıldır çalıştığı TRT’den Mahir Çayan ve arkadaşlarını andığı tweet nedeniyle çıkarılan Deniz Salman: TRT kanunsuz bir ceza verdi, mücadelemiz sürecek.

Esra ÇİFTÇİ


ARTI GERÇEK - Deniz Salman, Haber-Sen'in yöneticisi. TRT’de tam 22 yıldır şef montajcı olarak çalıştı. TRT'nin düzenlediği harem-selamlık sınavdan bir gün sonra açılan soruşturmada attığı bir tweet gerekçe gösterilerek işten çıkartıldı.

Kaç yıldır TRT’de çalışı yordunuz?

1998 yılında TRT’ye 3 aşamalı sınavlardan geçerek girdim. Yaklaşık 22 yıldır TRT’de çalışıyordum. Şef Montajcı idim ve işimi çok severek yapıyordum.

İlk sizi ne zaman açığa aldılar?

Hakkımda soruşturma başladığını, 23 Nisan belgeseli için gittiğim, Bayburt Baksı’da, çekimde öğrendim. Konuyu bilmeden İstanbul’a döndüm ve müfettişe ifademi 05 Nisan 2021 tarihinde sözlü olarak verdim. Kurumda yürüttüğüm kamu hizmeti ile ilgisi olmayan ve kişisel hesabımdan attığım tweetler yüzünden hakkımda soruşturma başlatıldı. 

Soruşturmaya konu sosyal medya paylaşımları, TRT Harbiye binasındaki taşınma süreci ile ilgili; görevde yükselme sınavının haremlik-selamlık düzende yapılması; Milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu, Barış Atay ve Kızıldere katliamının yıldönümü üzerineydi. 

09 Nisan 2021 günü, "Teslim Olmuyoruz!" ve On’ların isimlerinin olduğu Kızıldere hastagli tweet terörü desteklediği için, görev başında bulunmam ‘sakıncalı’ denilerek, soruşturma sürecince açığa alındım. Belgeseli istediğim gibi bitiremedim, arkadaşlarıma emanet ederek o gün TRT’yi terk ettim. 

Sendikam Haber-Sen, suçsuzluk karinesi ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkelerine aykırılık nedeniyle Yürütmeyi Durdurma talebinde bulundu. Yazılı savunmamızı yaptık, TRT’nin kendini hâkim savcı yerine koyarak bir mahkeme gibi karar veremeyeceğini de belirttik. Tam yazılı savunmamızı yaptığımız sırada benzer paylaşımlar için savcılığın ‘kovuşturmaya gerek yoktur’ kararını TRT’ye bildirdik. 

İşinize tamamen ne zaman son verdiler? Son verdiklerinde ne dediler, hangi gerekçeyi sundular?

Bizim açtığımız yürütmeyi durdurma davası reddedildi, itirazımız da reddedildi. Burada dikkat çekici olan; soruşturmamın 657 Sayılı Kanun’a göre disiplin soruşturması yürütülmedi. 375 sayılı KHK’nin Geçici 35. Maddesi’ne dayanarak ihraç amaçlı soruşturma yürütüldü. Mevcut siyasi iktidar, Meclisten geçen tasarı ile adı kalksa da OHAL’i sürdürüyor. Mahkemelerce beraat kararlarının olduğu Kızıldere paylaşımım nedeni ile, geçici bir madde ile keyfi, hukuksuz ve politik bir kararla memuriyetten çıkarıldım. 

Siz KESK üyesisiniz, sendika olarak ne tür bir mücadeleniz var, ya da olacak?

KESK’e bağlı Haber-Sen üyesiyim. Geçmiş dönemde şube kadın sekreterliği, şube sekreterliği görevlerini yürüttüm. Görevimden çıkarılana kadar Ulus Yerleşkesi temsilcisi idim.

Hepimizin bildiği, ülkede derin sarsıntıların olduğu OHAL döneminde sendikacılık yapmaya çalıştık.  OHAL KHK’ları ile bir gecede işlerinden olan binlerce insanın yaşadıklarını tarihe not düşmek istedik. ‘Hakikatin Gücü’ adında sözlü tarih belgeselini KESK’li kadınlar ile yaptık.  Temel hukuk doktrinlerinin yok sayıldığı, hukuksuzluk tarihine geçecek günler yaşandı, yaşanıyor. Artık ben de ihracım…

Sendikal mücadele ile kadın mücadelesi yürüttük. Eşitsizlik, ayrımcılık, şiddet, taciz, baskılara karşı mücadele yürüttük. Bu sırada yine bir sendikal çalışma olan ve kadının emeğinin görünmezliğinin meslekleşmiş hali hemşireliği konu alan   ‘İlk Sesten Son Nefese’ belgeseli SES’li sağlık emekçileri ile yapıldı. 

TRT’de ise 2018 yılında, son OHAL KHK’sı olan 703 No’lu KHK ile filli olarak şirketleşmiş, istihdam biçimi değişmişti. Sendika olarak ‘TRT Şirketleşemez’ dedik, özerk-demokratik gerçek kamu hizmeti yayıncılığı için çalışmalar yürüttük. Peşi sıra gelen kıdemli yayıncıların emekliliğe teşvik adı altında zorlanmasına karşı mücadele yürüttük. 

TRT’de siyasi kadrolaşma artıyor, istihdam biçimi hızla değişiyordu. Emekli olmayan kıdemli yayıncılar, istihdam fazlası denilerek diğer kurumlara gönderilmeye başlandığında yürüttüğümüz etkili ulusal ve uluslararası mücadele ile durdurduk. 

İstanbul’da TRT binalarının depreme dayanıksız denilerek boşaltılmasını kamuoyu ile paylaştık, şimşekler üstümüzde idi. Son olarak ‘görevde yükselme’ sınavında Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ne ihale edilse de TRT sorumluluğunda olan sınavda kadın-erkek ayrı sınıf düzenin Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı olduğunu belirterek yürüttüğümüz yazışmalar esnasında hakkımda soruşturma açıldı. 

Anayasa'ya ve TRT Yasasına aykırı bir şekilde atanan yeni TRT yönetiminin ilk icraatı 22 yıldır çalıştığım TRT’den beni işten atmak oldu. Özerk, demokratik ve katılımcı bir TRT yaratma mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.  Kamu kaynaklarını kullanmanın ‘ticari sır’ olamayacağını, siyasi kadrolaşmanın olamayacağını her yerde söylemeye devam edeceğiz. TRT kimsenin değil, herkesindir, halkındır. 

Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Hukuki süreç başlayacak. Yürütmeyi durdurma ve iptal davası açılacak. Alanlarda işe iade oluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Sendikam, muhalif milletvekilleri, yurttaşlar, kadınlar desteklerini esirgemiyor. Bu keyfi ve açık olarak hukuksuz olan karar geri çekilene kadar hem ulusal hem de uluslararası mecrada mücadele edip, haksızlığı anlatacağız.

OHAL bitmesine rağmen antidemokratik uygulamalar devam etmekte. OHAL KHK’ları ile haksız, hukuksuz işinden olan binlerce yurttaşın yaşadığı haksızlık da en kısa sürede bitmeli, insan hakları ihlalleri son bulana kadar, eşit, laik, demokratik, sosyal ve erkek değil gerçek adaletin olduğu ülkede kardeşçe yaşayana kadar mücadeleye devam. 

Öne Çıkanlar