Sosyolog Beşikçi: Kürtler uluslararası geçerliliği olan bir statü sahibi olabilmek için mücadele etmelidir

Sosyolog Beşikçi: Kürtler uluslararası geçerliliği olan bir statü sahibi olabilmek için mücadele etmelidir
Yazar-Sosyolog İsmail Beşikçi; Laiklik tartışmaları, şeriatçı akımlar ve Kürt sorununa dair soruları yanıtladı.

İsmail Beşikçi, şeriatçı akımların devlet eliyle güçlendirilmesi olgusunun Alevi ve Kürt nüfusa yönelik asimilasyon politikalarıyla ilişkisine dikkat çekerek, "Türkiye’nin laik bir devlet olduğu söyleniyor. Aslında, devlet denetiminde bir din anlayışının geçerli olmasından dolayı, Türkiye’nin laik bir devlet olmadığını söylemek daha doğrudur. Bu çerçevede Alevi köylerine cami yapmak, her mahallede Kuran kursları açmak evrensel laiklik ilkesine aykırıdır"  diyen Beşikçi BirGün’den Yasin Durak’ın sorularını yanıtladı.

BEŞİKÇİ: DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI GİBİ BİR KURUMUN DEVLET KURUMLARI İÇİNDE YER ALMASI, LAİKLİK İLKESİNE AYKIRIDIR

Evrensel laiklik anlayışının temeli nedir? Laiklik nasıl kurulmalıdır? sorusuna Sosyolog İsmail Beşikçi şöyle yanıt verdi:

Laiklik, devletin hiçbir kurumunun dinsel ilkeleri esas almamasıdır. Devletin bütün dinsel inançlara eşit mesafede durmasıdır. Dinsel yapıların, ibadethanelerin vs. özel kişiler kurumlar tarafından yapılmasıdır. Buralarda çalışanların ücretinin özel kişiler kurumlar tarafından ödenmesidir. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun devlet kurumları içinde yer alması, laiklik ilkesine aykırıdır. Devletin, Sünni-Hanefi bir inancı bütün topluma aşılamaya çalışması, evrensel laiklik ilkesine terstir. Cami, Kuran kursu gibi yapıların devlet tarafından yapılması, buralarda çalışanların ücretinin devlet tarafından ödenmesi, buralarda istihdam edilenlerin devlet memuru olmaları, laiklik ilkesine aykırıdır. Türkiye’de laiklik ilkesi üzerinde çok duruluyor. Anayasalarda bu ilkeye yer veriliyor. Türkiye’nin laik bir devlet olduğu söyleniyor. Aslında, devlet denetiminde bir din anlayışının geçerli olmasından dolayı, Türkiye’nin laik bir devlet olmadığını söylemek daha doğrudur. Bu çerçevede Alevi köylerine cami yapmak, her mahallede Kuran kursları açmak evrensel laiklik ilkesine aykırıdır.

Laikliğin Aleviler ve Kürtler için önemi nedir ise şöyle ifade etti:

Alevilik İslam dışı bir inançtır. İslam’dan çok önceki bir inançtır. Kuzey Mezopotamya kökenli bir inançtır. İran’daki Ehl-i Hak ve Irak’daki Kakailer, Ezidiler, Aleviler bir ulu çınarın üç dalı gibidir. Bu halk ve inanç gruplarını Sünni-Hanefi İslam’a asimile etmeye çalışmak, evrensel laiklik ilkelerine zıttır. Kürtler içinde, farklı inanç gruplarının yaşamlarını sürdürdüğü bilinmektedir.

Beşikçi şeriatçı akımlarla ilgili ise: Resmi ideolojinin üzerinde en çok durduğu konu, en hassas olduğu konu Kürtler konusudur. Kürtlerin Türklüğe asimilasyonunu gerçekleştirmeye çalışmak, resmi ideolojinin hiç taviz vermediği bir konudur. Şeriatçı akımlar da devletin bu görüşünü aynen benimsemiştir. Bu akımlar, devletten, hükümetten güç alarak güçlenmeye, örgütlenmeye gayret etmektedir.

‘KÜRT ULUSLARARASI GEÇERLİLİĞİ OLAN BİR STATÜ SAHİBİ OLABİLMEK İÇİN MÜCADELE ETMELİDİR’

Kürt illerinde RP’nin yükselişini olumlu karşıladıkları tespitinde bulunmasını ise söyle açıklıyor Beşikçi;

Bu, Kürt sorununu çok yakından ilgilendiren bir sorudur. Kürtler için çok önemli bir konu, Kürt haklarının, özgürlüklerinin kazanılmasıdır. Anadilde eğitim elbette çok önemli bir konudur. Bir statüye sahip olmak, Kürtler için vazgeçilmez bir konudur. RP’nin İslami söylemi ise, bu temel gelişmeleri frenleyen, hatta Kürtlerdeki bu temel gelişmeyi, İslami söylem içinde eritmeye çalışan bir öze sahipti. Kürtler her koşul altında, Kürt haklarını ve özgürlüklerini savunmalıdır. Uluslararası geçerliliği olan bir statü sahibi olabilmek için mücadele etmelidir.

Öne Çıkanlar