Şule Çet davası: 4 kritik delil incelenmedi

Şule Çet davası: 4 kritik delil incelenmedi
Şule Çet cinayetinin aydınlatılamamasının nedeni dünkü duruşmada mahkemeye sunulan yeni bilirkişi raporuyla bir kez daha ortaya çıktı.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- Ankara’da bir plazanın 20. katından düşerek yaşamını yitiren Şule Çet’in şüpheli ölümü, olayın üzerinden 9 ay geçmesine rağmen aydınlatılamadı. Şüphelilerin iki kez gözaltına alınıp serbest bırakılması ve skandal adli tıp raporları nedeniyle oluşan tepki, dünkü duruşmada sanıkların ve avukatlarının adeta Şule’yi suçlayan ifadeleriyle arttı. 

Peki Şule’nin şüpheli ölümü neden aydınlatılamıyor? Bu sorunun yanıtı, dünkü duruşmada mahkemeye sunulan yeni bilirkişi raporuyla bir kez daha ortaya çıktı. Sanığın cep telefonunun dahi 9 ay sonra incelenecek olması soruşturmanın nasıl yürütüldüğüne dair işaretler taşıyor. Ne polis ne de soruşturmayı ilk yürüten savcının hiçbir işlem yapmadığı birçok avukat tarafından dile getiriliyor. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan iki profesörün hazırladığı bilirkişi raporu da etkin soruşturma yürütülmediğini doğruluyor. 

Sanık avukatlarının duruşmada ileri sürdüğü pek çok tez de bu bilirkişi raporunda çürütülüyor. Raporda, cinsel saldırı olup olmadığı ya da Şule’nin öldürülüp mü atıldığı konularında önemli bilgiler yer alıyor. 

Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım’ın talebi üzerine hazırlanan 39 sayfalık raporda Adli Tıp uzmanları Prof. Dr. Halis Dokgöz ve Prof. Dr. Hakan Kar’ın imzası bulunuyor. 
Olay yeri inceleme raporları, ifadeler, telefon mesaj kayıtları, adli ölü muayenesi, adli otopsi ve laboratuvar tetkikleri ile olay yeri, ölü muayene ve adli otopsi fotoğraf ve videoları incelenerek hazırlanan raporda, boyunda bulunan Hyoid kemiğinin nasıl kırıldığına dair değerlendirmeler yer alıyor. 

ÇOĞUNLUKLA ELLE BOĞMADA GÖRÜLÜYOR 

Rapora göre, hyoid kemik sağ boynuzunda etrafı yaygın ekimozlu kırık bulunuyor. Adli Tıp literatüründe etrafı ekimozlu hyoid kemik kırığı boyun bölgesinin travmaya maruz kaldığını gösteriyor. Asma, elle boğma ve bağla boğma olgularında hyoid kemik kırıkları görülebildiği belirtilen raporda, değişik bilimsel araştırmaların sonuçları aktarıldı: "Elle boğma olgularında boyun kemik kırıkları (hyoid kemik ve tiroid kartilaj) oranı %68 ila %92 arasında görülmektedir. … Yüksekten düşmeye bağlı olguların %5’inde laringiohyoid kemik kırıkları tespit etmişlerdir. 78 boyun kırığı olgusunun %7,7’si (6 olgu) yüksekten düşmeye bağlı bulunmuştur." 

CANLIYKEN BOYUN BÖLGESİ TRAVMAYA MARUZ KALDI

Bilirkişi uzmanları, sonuç olarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Şule Çet’in otopsisinde tespit edilen ‘Hyoid kemik sağ boynuz orta bölümde ekimozlu kırık’ bulgusunun, kişi canlı iken boyun bölgesinin travmaya maruz kaldığının göstergesi olduğu, bunun yüksekten düşme sonucu oluşabileceği gibi boyna bası sonucu da oluşabileceği, aralarında tibben ayrım yapılamadığı kanaatine varılmıştır. Ancak adli tıp literatürüne göre ekimozlu hyoid kemik kırıklarının boyna bası olgularında yüksekten düşme olgularına göre çok daha sık görüldüğü belirtilmektedir."

HİÇBİR İSTEMLİ İLİŞKİDE EKİMOZ SAPTANMADI

Raporda, anal muayene bulguları da değerlendirildi. 

Sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand, Şule ile hiçbir cinsel ilişkilerinin olmadığını iddia ediyor. Ancak Şule’nin otopsi raporunda anal bölgede "damar dolgunluğu" tespit edilmişti. Mersin Üniversitesi’nden adli tıp uzmanları ise bu damar dolgunluğunun "ekimoz" olduğu kanaatine vardı. Raporda, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre istemli anal ilişki sonrasında yaralanma görülmesinin çok nadir olduğu vurgulandı. Raporda yine değişik bilimsel çalışmaların sonuçları aktarıldı. Buna göre, Therese Zink ve arkadaşlarının 120 istemli cinsel ilişki vakasını inceledikleri çalışmada hiçbir olguda anal bölgede ekimoz saptanmadı. Adli tıp uzmanlarına göre, anal bölgedeki ekimozun yüksekten düşme ile ilgisi yok. 

SPERM BULUNMAMASI CİNSEL SALDIRI OLMADIĞINI GÖSTERMEZ

Yine anal bölgede tespit edilen PSA (erkeklerde bulunan bir organ olan prostatta üretilen, meninin kıvamını düzenleyen bir enzim) ve tükürük amilazı konusunda da değerlendirme yapıldı. 

Şule’nin otopsi raporunda vücudunda sperm bulunamamıştı. Sanık avukatları buna dayanarak Şule’ye tecavüz edilmediğini iddia ediyor. Ancak bilirkişi raporunda sperm bulunmamasının cinsel saldırı olmadığı anlamına gelmediği vurgulandı. Raporda, "Adli Tıp literatüründe, cinsel saldırı olgularından alınan örneklerde, 13 farklı araştırmada sperm saptanma oranı %13 ile %63 arasında (ortalama %38) değişmektedir. Görüldüğü üzere cinsel saldırı olgularının sadece yaklaşık üçte birinde sperm tespit edilebilmekte olup, sperm tespit edilmemesi cinsel saldırı olmadığını göstermemektedir" denildi. 

PENİS DUHULÜNÜ GÖSTERDİĞİ

Raporda, Şule için "Anal frotti örneklerinde Prostat Spesifik Antijen (PSA) tespit edilmesinin anal bölgeye penis penetrasyonunu (duhulünü) gösterdiği, Anal frotti örneklerinde Tükürük Amilazı tespit edilmesinin, kişilerin ağız bölgelerinin anal bölgeye temasını veya anal kayganlaştırıcı olarak anal bölgeye ve/veya penise tükürük sürüldüğünü gösterdiği kanaatine varılmıştır" ifadeleri yer aldı. 

TIRNAKLARDAKİ DNA TOKALAŞMADAN DEĞİL

Şule’nin tırnak aralarında sanıklardan Berk Akand’ın DNA’sı tespit edilmişti. Akand, bunun tokalaşma ile olabileceğini iddia etmiş, aynı zamanda kendi cep telefonunu fotoğraf çekmesi için Şule’ye verdiğini, kuruyemiş paketini uzattığını ve onun kullandığı laptop’u Şule’nin de kullandığını söylemiş ve temaslarının sadece bu kadar olduğunu ileri sürmüştü. 

Ancak bilirkişi raporuna göre, tırnak arasındaki DNA’ların Akand’ın söylediği şekliyle geçmesi imkansız. Raporda, yapılan bilimsel çalışmalarda çok az oranda da olsa tokalaşma, tensel temas gibi yollarla YSTR DNA içeren doku örneklerinin transfer olabileceği, ancak bu örneklerin uzun süre birlikte yaşayan ve gün içinde sürekli temas halinde olan bireylerde anlamlı ve ölçülebilir olduğu belirtildi. Tırnak altı korunaklı bir alan olduğu için doku transferinin mümkün olmadığı ifade edildi. 

4 ÖNEMLİ DELİL İNCELENMEDİ

Adli tıp uzmanları, fotoğraf ve videolardan tespit ettikleri ve incelenmeyen 4 önemli delile de işaret etti. İncelenmeyen deliller şunlar:

-Olay yerinde sperm, kan gibi biyolojik leke tespiti için değişik dalga boylarında ışık kaynağı ile ışıklı inceleme yapılmamış

-Çöplerdeki atıklar üzerinde biyolojik ve kimyasal inceleme yapılmamış

-Olay yerinde masalar, sehpalar, lavabolar ve zemindeki halılar üzerinde birçok taze ve kurumuş leke görülüyor. Bunlar üzerinde biyolojik ve kimyasal inceleme yapılmamış

-Ölü muayene videosunda ve fotoğraflarında Şule Çet’in üzerinden çıkartılan iç çamaşırı ve içerisindeki ped ya da peçete adli otopsi tutanağında bulunmuyor ve iç çamaşırı ve içerisindeki ped ya da peçete üzerinde sperm, kan, tükürük vb. incelemeler yapılmamış

Raporda, olayın üzerinden zaman geçmesine rağmen söz konusu incelemelerin yapılabileceği ve yeni deliller elde edilebileceği belirtildi. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar