Tolga Şardan: Soylu ile Bahçeli arasında mekik dokuyan polis müdürleri

Tolga Şardan: Soylu ile Bahçeli arasında mekik dokuyan polis müdürleri
Furkan üyelerine yönelik polis şiddetiyle yeniden tartışılan İçişleri Bakanı Soylu’nun ekibinin MHP ile temaslarını yazan Şardan, "Teşkilat bu kadar siyasetin içinde anlayacağınız…" dedi.

T24 yazarı Tolga Şardan, Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeki atamaları inceleyerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yakın olan emniyetteki ekiplere ilişkin bir yazı kaleme aldı. Soylu'ya yakın olan üst düzey emniyet müdürlerinin siyasi merkezli çalışmalarını devletin başka kurumlarının dikkatini çektiğini belirten Şardan "Soylu'ya muhalif olan isimler üzerinde "hedef çalışması" yapanların, kendilerinin de başkalarının hedefi olduğunu, kendileri hakkında hazırlanan kimi resmi raporların devletin ilgili yerlerine iletildiğini de yine yeri gelmişken aktarayım." yazdı.

Şardan'ın T24'te "Soylu ile Bahçeli arasında mekik dokuyan polis müdürleri…" başlığıyla yayımlanan yazısının bir kısmı şöyle:

HOŞNUT KALINMAYAN ATAMA

Yeri gelmişken bir anekdot daha aktarayım. Soylu, 2020'de yayımladığı kararnameyle büyük bir kentin emniyet müdürünü Emniyet Genel Müdür Yardımcısı yaptı. 

Soylu'nun ekibi bu atamadan "kendilerinin talebi doğrultusunda olmadığı" gerekçesiyle rahatsız oldular. Ama atamanın bizzat Erdoğan'dan olması nedeniyle ses çıkaramadılar. Zira bu atama da MHP Genel Merkezi üzerinden "rica" edilmişti. 

Ankara'ya gelmeden önce adı geçen emniyet müdürü, görev yaptığı kentte "Ankara'nın zaman zaman siyasi baskılarına karşın" FETÖ ile ciddi mücadele yapmıştı. Ayrıca, adı teşkilat içinde "iyi" olarak tanınmış ve herhangi bir olumsuz olayın içinde yer almamıştı.

Fakat MHP Genel Merkezi ile doğrudan bağlantılı olan ekip bu atamayı bir türlü engelleyemedi. 

Ankara'ya gelen yeni genel müdür yardımcısına görev dağılımında önemli daireler bağlanmadı. Şimdi ise, önümüzdeki günlerde yapılacak yurt dışı görevlendirme içinde yer alması bekleniyor. Bir bakıma Ankara'dan uzaklaştırma!

Yerine gelecek isim olarak Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci'nin adı geçiyor. İnci, Yılmaz ve Holoğlu gibi Emniyet istihbaratında yetişmiş bir polis müdürü. Holoğlu ile Polis Koleji ve Polis Akademisi'nden dönem arkadaşı. Yılmaz'dan bir dönem önce. 

İnci'nin adı geçiyor ama Adana'da yaşanan son olaydan sonra Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na ataması yapılır mı, yapılmaz mı? Zaman gösterecek. 

Bu ismin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan olmadığını özellikle belirteyim. Çalışkan'ın süreci başka türlü işliyor. Soylu ve ekibi, Çalışkan'ın tamamen devre dışı kalmasını sağlamak konusunda zaman zaman bürokrasiyi yokluyorlar ancak henüz başarılı olmuş değiller!

ÖZEL MENÜLÜ DAVETLER

Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeki üst düzey polis şeflerinin siyasetle özellikle Soylu'ya açık destek veren MHP Genel Merkezi ile temasları bununla bitmiyor.

Edindiğim bilgilere göre, gerek Bahçeli'nin etkin bir danışmanı –ki bu danışmanın Menzilci olduğu iddiaları var– gerekse MHP'li isimler, Emniyet Genel Müdürlüğü karargâhında oluşturulan "kış bahçesi"nin müdavimlerinden. Özel aşçıların elinden çıkan davetlilerin damak tadına göre hazırlanmış "kişiye özel yemek menüleri"nin baş konukları oluyorlar. 

Tabii bu iletişim sayesinde "siyasetten gelen kimi önemli talepler"in de ev sahiplerince yerine getirildiğini söylememe gerek yok sanırım! 

Bir nevi "kazan – kazan" hâli demek yanlış olmaz. 

Teşkilat bu kadar siyasetin içinde anlayacağınız…

Bunca işler yaşanırken, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın da "sade yurttaş" misali olayları izlemesi garip! 

Soylu ekibinin içinde yer almayan teşkilat mensupları, Aktaş'ın ne zaman kendisini gösterip, harekete geçeceğini merakla bekliyor.

TAKİBE-TAKİP!

Bu satırları okuduktan sonra, "polis müdürleri bu kadar güçlü mü?" dediğinizi duyar gibiyim. 

Uzun yıllar meslek gereği emniyet teşkilatını yakından izleyen bir gazeteci olarak sizlere yanıtım "bunlar daha ne ki!" olur. 

Kaldı ki, Soylu'nun ekibinde yer alan polis müdürlerinin siyaset merkezli çalışmalarının, devletin başka kurumlarının da dikkati çektiğini ilave edeyim. 

Soylu'ya muhalif olan isimler üzerinde "hedef çalışması" yapanların, kendilerinin de başkalarının hedefi olduğunu, kendileri hakkında hazırlanan kimi resmi raporların devletin ilgili yerlerine iletildiğini de yine yeri gelmişken aktarayım. 

Pek de kullanmaya alışık olmadığım cümlelerle anlatmak gerekirse; "âlemde herkes, herkesi biliyor".

Süreci izlemeye devam edelim hep birlikte…

Öne Çıkanlar