Kadınlar Danıştay kararını protesto etti: Kararları verenler kadın cinayetlerinin doğrudan failidir
Yağmur Kaya
+GERÇEK- İstanbul Sözleşmesini Uygula Kapmanya Grubu, Danıştay 10. Dairesi'nin İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının iptal istemini 2'ye karşı 3 oyla reddettmesini Kadıköy'de Eminönü İskelesi'nde protesto etti.
İstanbul Sözleşmesini Uygula Kampanya Grubu, Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptal davasında verdiği karara karşı "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz! Kararı geri çekin!" demek için Kadıköy Eminönü İskelesi önünde eylem gerçekleştirdi. Yüzlerce kadının katıldığı eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Hüda Kaya ve Züleyha Gülüm de destek verdi.
Eylemde, mor renkle yazılı İstanbul Sözleşme'ni taşıyan kadınlar ve LGBTİ+lar, "Danıştay kararını tanımıyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" yazılı pankart taşıdı. Eylemde sık sık, "Kadınlar sokağa özgürleşmeye", "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Boşanmayı değil cinayeti engelle", "Kadın, trans cinayetleri politiktir" sloganları atıldı.
Kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını, hayatımıza, haklarımıza Danıştay kararı yok hükmündedir, tanımıyoruz", "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilenler, eşit değilsiniz diyenleri, kadın cinayetlerini önlemeyenleri, haklarımıza göz dikenleri, şiddet failleri ve Dayanıştay hakimleri suçlusunuz", "İsyanımız, mücadelemiz her yer de", "İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayacağız", "bedenimizin sömürüsünü, onların hizmetçisi olmayı, onlara hayır dememeyi kabul ederiz sanıyorlar. Biz ise 'biter mi sandın' diyoruz" diye hep bir ağızdan haykırdı.
Eylemde, katledilen kadınların isimleri okunarak "Burada" diye haykırıldı ve kadın cinayetlerinin münferit değil politik olduğu bir kez daha vurgulandı. Kadınlar, hakları, hayatları için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğinin altının çizdi.
'HER BİRİ BİRER HUKUK DERSİ VERDİ'
Basın açıklamasını okuyan Rüya Kurtuluş ve Selin Top. Kurtuluş ve Top açıklamalarında şunları söyledi:
Danıştay 10. Dairesi Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davaları reddetti. Bu karar aylardır Ankara’da Danıştay’da kadın örgütlerinin, siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin ve baroların kalabalık katılımıyla her biri birer hukuk dersi gibi olan, kadınların Erdoğan’ın çekilme kararını yargıladığı ve Danıştay savcılarının her seferinde 'Cumhurbaşkanı İstanbul Sözleşmesi’ni feshedemez' görüşünü açıkladığı duruşmaların ardından verildi.
'DANIŞTAY'IN VERDİĞİ KARARA ŞAŞIRMADIK'
Danıştay’ın verdiği karara şaşırmadık. Ama Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi kararı ülkenin gidişatı açısından son derece kritik ve önümüzdeki günleri belirleyecek bir karardır. Türkiye’de erkek adalet uzun süredir kadınlar lehine işlemiyor. Sadece kadınlar açısından değil, toplumun her kesimi açısından adaleti arayacağı hukuki mekanizmalar halk üzerinde birer baskı aracına dönüşmüş vaziyette. Düşünün ki bütün gün AKPlilere sosyal medya üzerinden hakaret edildiğini farz edip sadece bu dosyalara bakan ağır ceza mahkemeleri var. Şaşırmadık ama olağanlaştırmıyoruz da.
'BU KARAR 'DANIŞTAY'I TEK ADAMA BAĞLADIK' KARARIDIR'
Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı kararıyla çekilinmesini onaylayan kararı, meclisin yasama yetkisini Cumhurbaşkanı’nın keyfi kararnamelerle gasp edebileceğini hukuki içtihat haline getirebilecek niteliktedir. Üstelik temel insan hakları metni niteliğinde olan İstanbul Sözleşmesi’nden Anayasa’ya aykırı bir şekilde Cumhurbaşkanı’nın aldığı bir kararla çekilebileceğini de söylüyor bu karar. Bu karar siz ne derseniz deyin, ülkede ne yaşanıyorsa yaşansın 'biz Danıştay’ı tek adama bağladık kararıdır. Kabul etmiyoruz.
'ÜLKE KADINLAR VE LGBTİ+LAR İÇİN ARTIK DAHA GÜVENSİZ BİR ÜLKE'
Tam iki yıl önce yine yaz aylarında bir grup tarikat ve cemaatin talebiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmaları başladı. İki yıl önce yine burada Pınar Gültekin’in öldürülmesinin üzerine 'bir kişi daha eksilmemek için İstanbul Sözleşmesi’ni uygula' pankartıyla eylemdeydik. Maalesef geçtiğimiz günlerde yine bu meydanda Pınar Gültekin’i yakarak üstüne beton döken, katil Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından haksız tahrik indirimi uygulanarak 23 yıla indirilmesini protesto etmek için eylemleydik birçoğumuz. Geçen iki yılda sonuç ortada. Bu ülke kadınlar ve LGBTİ+’lar için artık daha güvensiz bir ülke. Katiller hanemizde, katiller sokakta, katiller devlet tarafından korunuyor. Ve kadınları, çocukları, göçmenleri, engellileri, LGBTİ+’ları her türlü ayrımcılığa, şiddete karşı koruyup, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayın diyen, bunun için somut yollar zorunlu koşan sözleşme bütün itirazlara rağmen 20 Mart 2021’de gece yarısı kararnamesiyle 12 Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından feshedildi. Yine bu süreçte sözleşmenin bu şekilde feshinin hukuken mümkün olmadığı ve sözleşmenin kadınlar için hayati nitelikte olduğu bilindiği halde 19 Temmuz 2022’de Danıştay Cumhurbaşkanı bir kararnamesiyle sizin yaşamlarınızla oynayabilir dedi.
'BU KARARI VERENLER ERKEK ŞİDDETİNİN DOĞRUDAN FAİLİDİR'
Bu kararları verenler bu ülkedeki her kadın cinayetinin, maruz kaldığımız her erkek şiddetinin doğrudan failleridir. Devlet en tepesinden mahkemesine, kolluğuna kadar bir suç örgütüne dönmüştür. Karşımızda adeta halka karşı açılmış bir savaşı yönetenler var. Bu savaşı yönetenler bugün kadınları ve LGBTİ+’ları haklarını gasp ederek öldürürken, sınır ötesine bomba yağdırarak sivillerin canını almaktadır.
Elbette ki bu saldırılar karşısında bugüne kadar susmadık, geri adım atmadık bundan sonra da susmayacağız, direneceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı da Danıştay kararı hukuksuzdur, yok hükmündedir."