Erdoğan'ın bugünkü açıklamasının yeni bir sürecin habercisi olduğunu belirten Celal Başlangıç, Türkiye'yi 7 Haziran-1 Kasım arası dönemden daha beter günlerin beklediğini ifade etti.
Sedat Peker’in itirafları ülkenin gündemini sarsarken, ülkenin her geçen özgür seçim yapılamayacak bir ortama doğru sürüklendiğini de gözden kaçırmamak gerekiyor.
‘Ömrüm devlette geçti’ diyen Peker’i ‘gayrinizami harp aparatı’ olarak tanımlıyor Soylu. Eninde sonunda ortaya çıkacak Peker’in, hangi devlet adına, kimlere karşı gayrinizami harp yaptığı.
Devlet-mafya-siyaset kıskacında çürümüş Saray iktidarı, Peker'in suçlamaları karşısında kendi bakanını bile savunamadı. Erdoğan’ın bakanını savunmak başka bir suç örgütü liderine düştü.
Mafya dünyasını ustalıkla anlatan Puzo’nun Aptallar Erken Ölür kitabını videolarında masanın en görünür yerine yerleştiren Peker, Ağar’a 25 yıl önceki bir cinayetle ilgili mesaj mı veriyor?
Özellikle 1980’li yıllardan itibaren başka bir aşamaya evrilen Kürt sorununu çözemeyen Türkiye, devlet olma anlayışını her adımda biraz daha ‘rutin dışı’na taşıyarak çeteleşmenin önünü açtı.
Gerçeklerden daha da çok korkuyor Saray iktidarı. Bu yüzden yalan haber ürettiriyorlar kendi medyalarına, zulümleri görünmesin diye cep telefonuyla çekim yapılmasını bile yasaklıyorlar.
Tamam, haberciyiz falan ama biz de et, kemik ve sudan müteşekkiliz kardeşim. Tabii bir de sinir sisteminden.
Saray’ın intikam ve ikbal davası daha ilk duruşmada çöktü. Çünkü sanık HDP’liler, avukatları, insan hakları savunucuları Sincan’a yargılanmaya değil Saray iktidarını yargılamaya gelmişlerdi.
Erdoğan kısa bir süre önce 'milli roketimizle Ay'a sert iniş yapacağımızı' söylüyordu, bugün insanlar iş ve aş için devletin gri pasaportlarıyla kaçıp Almanya'ya sert mülteci inişi yapıyor.
Daha ortada seçim falan yokken ‘128 milyar dolar nerede’ afişlerinin başına gelenler de apaçık gösteriyor ki muhalefet partileri bir an önce Seçim Güvenliği İttifakı kurmalıdır.
Bir sorunun bile Saray’ı ne hale getirdiği ortada. Bu kampanya da gösteriyor ki muhalefet partileri güçlerinin ne kadarını kullandıklarının ciddi bir muhasebesini yapmak zorundalar.
Artı TV programcısı Erk Acarer, emekli amirallerin yayınladığı bildiriyi değerlendirdi.
Saray iktidarı aslında var olmayan sahte darbelerin ticaretiyle oy avcılığı yapıyor. Artık bu faaliyet tüccarlıktan çıkmış, giderek dolandırıcılığa evrilmiş. Bu yüzden inananı da kalmamış.
'Sürecin geldiği noktada DİSK, Artı Medya, tüm çalışanlar ve Basın-İş kazançlı çıkmıştır.'
İlk kavgaya tutuşanlar batan geminin fareleri oldu. Sırada miçolar var. Yakında makinistlere, kamarotlara, çarkçıbaşına kadar tırmanacak bu paylaşım savaşı.
Artı Gerçek yazarı Armağan Kargılı, AB Liderler Zirvesi bildirisini ve AB'den Türkiye'ye bir yaptırım kararı çıkmamasını Artı TV'de değerlendirdi.
Berlin’deki Maksim Gorki Tiyatrosu’ndan Ankara’daki AKP kongresine; hayaller 2071’de, gerçekler 1908’in 'Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet' kıvamında.
Hangi partiyi desteklediğiniz yada desteklemediğiniz hiç önemli değil, iktidarın önemli bir kişisi böyle bir tümce kuruyorsa ben o iktidarın hepsinden şüphe ederim
HDP’ye karşı oynanan oyunlara büyük bir coşkuyla ve kitlesel olarak gerçekleştirilen Newroz kutlamalarıyla verilen yanıt Erdoğan ve avanesini şaşkına çevirdi.
Dünyaya kepenklerini kapatmış, göstermelik seçimleri bile kaldırmış, diktatörlüğünü ilan etmiş bir iktidar bekliyor Türkiye’yi. Bu oyunu ancak tabanda da bütünleşmiş demokrasi ittifakı bozar
HDP’yi, Kürt siyasetçileri, hatta Kürt seçmenleri şeytanlaştırmak için o kadar ölçüsüz saldırdı ki Erdoğan ve avanesi, artık siyaset ve toplum doyum noktasını aştı, hatta kusmaya başladı.
İçeride iktidarını kaybetmemek için Ay’a, uzaya gidişi yeniden keşfediyor. Dışarıda kural tanımaz bir devlet durumundan kurtulmak için kaşına gözüne insan hakları makyajı yapıyor.
Şimdi bu panik ve kızgınlıkla sadece HDP’ye, sosyalistlere değil, bütün muhalefete, Saray’a biat etmeyen, soru soran, eleştiren çok geniş bir kesime daha ağır bir saldırıya hazırlanıyorlar.
'Artı Gerçek' programında AKP'nin MHP ile birlikte yeni anayasa hazırlama girişiminin ve uzay programının arka planları değerlendirildi.
Cumhurbaşkanı olarak var olan anayasaya uymadığı için 2017’de anayasa değişikliği yapılmıştı. Belli ki bu da dar geliyor Erdoğan’a ve uyabileceği yeni bir anayasa istiyor; bu işin sonu yok.
Aslında bu iktidara muhalefet kaybettirmiyor; ülkeyi kötü yönettikleri için, halkı çok derin bir ekonomik krizle karşı karşıya bıraktıkları için kaybediyorlar.
Oyları düştükçe Erdoğan’ın muhalefeti parçalama hamleleri artıyor. Millet İttifakı’nda bir ‘HDP çatlağı’ yaratmak istiyor. Ama işin aslı ‘HDP’ diye yazılır, ‘Kürt sorunu’ diye okunur.
Saray, baskı uyguladığı HDP’den farklı köklerden iki Kürt partisinin, PİA ve KDP’nin kuruluşunu hilelerle engelliyor. Bu da gösteriyor ki iktidarın PKK ile değil, Kürtlerle meselesi var.
Cumhur İttifakı, seçimi kazanabilmek için aynen 7 Haziran-1 Kasım seçimleri arasında olduğu gibi gergin, çatışmalı ve giderek daha kanlı olacak bir sürecin başlama vuruşunu yapmıştır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.