Belçika Federal Ulaştırma Bakanı Gilkinet, Nazi rejimine göndermede bulunan plakaların kendisini şok ettiğini belirterek, yasaklanmış plakalar listesini genişleteceklerini açıkladı.
Türkiye’de 1961 den sonra Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanan tek kitap 1993 yılında Salman Rüşti’nin 'Şeytan Ayetleri' kitabı olmuştu.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un Hitler'in yorumları hakkında İsrail Başbakanı Bennett'ten özür dilediği iddia edildi.
İsrail, Rusya'nın Tel Aviv Büyükelçisi'ni Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 'Hitler Yahudi'ydi' şeklindeki ifadeleri üzerine Dışişleri Bakanlığına çağırdı.
Avrupa'nın Putin'e öfkesini anlamak için Adolf Hitler ve Neville Chamberlain dönemine dönmek gerekiyor. Hiçbir Avrupalı lider tarihe Chamberlain olarak geçmek istemiyor.
Otoriter bir rejimde kimsenin tadı tuzu olmaz haliyle. Ancak insanlık olarak tarihten dersler çıkarıp kendimize çeki düzen vermedikçe tatlı hayatlara ulaşmak da hayal olur.
Bir diktatör kolay yetişmiyor, faşistler faşist olarak doğmuyor. Onları el birliğiyle var eden suç ortakları mutlaka oluyor.
Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra yeni sağ, muhafazakar, otoriter ve popülist bir rejime evrilebilen ve faşizme dönüşme potansiyeli taşıyan bir süreç içinde.
Erdoğan’ın tek okuduğu kitap mantığımı 2 kitaba çıkartıyorum. Erdoğan önce Hitler’in Kavgam, sonrasında da Aziz Nesin’in Zübük kitaplarını okumuştur.
ARTI TV'de ekrana gelen 'Söz Sırası' programının konuğu hukuçu Fikret İlkiz oldu.
Kemal Korkut, Dilek Doğan’ın neredeyse çoğu şiddet olayında gördüğümüz görüntülerin kaydını birileri almamış olsaydı bizler haberdar olacak mıydık yoksa devreler silecek miydi?
İktidarın uyguladığı basınç kuvvetini aynı yönde bir kuvvetle etkisiz hale getiremezsiniz; tam tersine iktidarın gücünü artırırsınız.
Yurt dışındaki muhaliflerin mal varlıklarını dondurma uygulamasıyla Tayyip iktidarı cuntacılığın ve darbeciliğin kendi fıtratında bulunduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Artık geçmişin olgusal hakikatleri yoktur, siyasi alanın içi boşaltılır, ideolojik güç her alanı kaplar. Yalan siyasetin ve hayatın dili haline gelir.
O gün ne zaman gelir bilmem ama geldiğinde her yanından müjde havalanan halle fırlayacağız sokağa. Sesimiz her birimizin kapısını tek tek çalan haberci olacak dudaklarımızda.
1932’de Almanya Komünist Partisi’nin 6 milyon, Sosyal Demokrat Parti’nin ise 7,5 milyon oyu vardı. Bu iki parti Nazilere karşı birleşip önüne geçmek yerine kendi iç çelişkilerini öne çıkardı
Goebbels, 'Eğitilmiş Alman aydınları bir pislikten ibarettir' sözlerini sert bir şekilde dile getirmişti.
'Hitler zamanında muhalefette bulunduğunda iki şeye başvurdu.'
'Nefes Alamıyorum' eylemlerine katılanları terörist diye yaftalayan Trump, Kongre’yi işgal edip 4 kişinin ölümüne yol açan güruhu “vatanseverler” diye selamladı.
Mozart'ı ve eserlerini politik açıdan oldukça etkili işlevlere ram etme yönündeki en akıllara durgunluk verici “sosyal mühendislik” örneği, Nazi Almanya tarafından becerilmek istenendir.
Kaçınılmaz yazgı… Ne SS’ler Hitler’in, ne Kara Gömlekliler Mussolini’nin kaçınılmaz akıbetlerini önleyebildi…
Avustralya'daki BP rafinerisinde çalışan bir teknisyen patronların maaş müzakerelerindeki tavrını Hitler'e benzetince şten kovuldu. Şirkete Dava açan işçi, 200 bin dolar tazminat kazandı.
Siyasette zor kullanarak ya da dini araçlarla ilerleyebilirsin. Kültür ise bambaşka bir mecra. Parayla, üçkağıtla, silahla kültür inşa edemiyorsun. Yaaa…
Hitler öyle büyük cürümler işlemiştir ki bu sefer değil sadece Almanları bütün Hristiyanları mahcup bir sessizliğe boğmuştur.
‘Almanya bizi kıskanıyor’ diyorlardı ya, evet, doğrudur. ‘Goebbelsizm’i, ‘Neo-Goebbelsizm’ aşamasına çıkarttığı için Türkiye’yi kesin olarak kıskanıyordur Almanya; ama Hitler Almanya’sı!
Lueger'in davranışlarından ve kullandığı dilden çok şey öğrenen Adolf, iyi bir taklitçi ve takipçi oldu.
Çünkü kitap bütün işkencelerden, zindanlardan, her türlü silahtan daha güçlüdür.
Dersim kıyımını yapıp Nazım Hikmet’i zindana attıktan sonra Hitler’le dostluk anlaşması imzalayan o kafa, şimdilerde islamcılığın yeşiliyle renklenmiş, hükümferma olmaya devam ediyor.
bugün kendi vatandaşlarının ulaşamadığı maskeleri sağa sola göndermek, 'büyük ülke' hayaline dayanarak rıza üretmenin bir parçası.
Kırım’dan sivil ve yaralı askerleri tahliye eden gemide, saldıra uğradığı an 6 ilâ 10 bin kişi olduğu belirtiliyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.