Babasından habersiz okuyup Sorbonne'da doktora yapan Sultan, yaşadıklarını kitaba döktü
Manisa'nın, okulu olmayan Beydere Mahallesi'nden, okumasını istemeyen babasından gizlice ayrılarak Sorbonne'a uzanan yolculuğunu anlatan Sultan Çetinkaya Tahtacı, kız çocuklarına ilham olmak istiyor.

Artı Gerçek - Manisa’nın Yunusemre ilçesine bağlı 20 haneli Beydere Mahallesi’nden çıkarak Fransa’nın önemli üniversitelerinden birinde doktorasını tamamlayan Sultan Çetinkaya Tahtacı, yaşam hikayesiyle örnek oldu.
Havva-Ramazan Çetinkaya çiftinin dört çocuğundan üçüncüsü Sultan Çetinkaya Tahtacı, ilkokulu bitirdikten sonra babası ortaokula gitmesine izin vermedi. İçindeki okuma sevgisi dinmeyen Tahtacı, babasından gizli okumaya karar verdi.
Yumurta, tereyağı ve fesleğen satarak 17 yaşında açıköğretim üzerinden ortaokula başlayan Tahtacı, liseyi de büyük zorluklarla yine açık öğretim üzerinden tamamlayarak 23 yaşında mezun oldu.
EVİ TERK ETTİ
Okumak için evi terk edip Manisa’ya giden Tahtacı, yazın çalıştığı domates fabrikasından kazandığı parayla dershaneye gitti. Üniversite sınavında İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazanan Çetinkaya, üniversite üçüncü sınıfta başarısı ile Erasmus Projesi’yle Fransa’ya gitmeye hak kazandı. Bir yıl okuduktan sonra ülkeye dönerek lisansını bitiren Tahtacı, daha sonra Fransız edebiyatında yüksek lisansını tamamladı.
Bir vakıf üniversitesinde okutman olarak göreve başlayan Tahtacı, doktora için Sorbonne Üniversitesi’nin Grand Ekolü olan EPHE’den kabul gördü. 6 yılın ardından doktorasını tamamlayan Tahtacı, sınır ötesine taşıdığı başarısıyla “Kız çocukları okuyamaz” diyenlere ders verdi.
Yaşadığı Paris’te evlendiği Ayhan Tahtacı ile hayat kuran Sultan Çetinkaya Tahtacı, başarı hikayesini Türkiye’deki genç kızlara ilham, umut ve motivasyon kaynağı olması amacıyla ‘Okulsuz köyden Sorbonne’na adlı kitabında anlattı.
188 sayfalık kitap, internet üzerinden satışa sunuldu.
“OKULU OLMAYAN KÖYDE DOĞUP BÜYÜDÜM”
Yaşamını sürdürdüğü Fransa’dan, Beydere Mahallesi’ndeki ailesinin evine ziyarete gelen Sultan Çetinkaya Tahtacı, kitabına dair açıklamalarda bulundu:
“Okulu olmayan bir köyde doğup büyüdüm. Büyük bir okuma ve başka kültürleri tanıma merakım vardı. Bu merakımın önüne geçemiyordum. Köyden tek çıkış yolu benim için okumaktı. Hem köyümüzde okul olmadığı hem de ailem istemediği için uzun yıllar eğitimden uzak kaldım. Yıllar sonra 17 yaşında gizlice ortaokulu bitirdim. Daha sonra lise ve ardından girdiğim üniversite sınavında İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandım. Yazın fabrikada çalıştım, tereyağı, köy yumurtası ve fesleğen sattım. O paralarla kitaplarımı aldım ve okula gittim. Çok zorlu bir eğitim hayatım oldu.”
“KÖYLÜ KIZININ IŞIĞA TIRMANMA ÇABASINI ANLATTIM”
“Yıllarca çabaladım ve çalıştım, hayal ettiğim gibi dünyanın en iyi üniversitelerinden olan Sorbonne Üniversitesi’nde doktoramı bitirdim. Mücadele verdiğim uzun yolda, birçok engelle karşılaştım ve çok sıkıntılar çektim. Bu engelleri teker teker aştım. Bu yolda öğrendiklerimin ve tecrübelerimin benimle mezara girmesini istemedim. Öğrendiklerimin, Türkiye’deki pek çok kız çocuğuna yardımcı olacağını, ilham ve motivasyon olacağını düşündüğüm için kitaplaştırdım. Kitabımda kör kuyulara düşmüş bir köylü kızının ışığa tırmanma çabasını anlattım. İğneyle kuyu kazarak, bu ışığa nasıl ulaştığını anlattım. Kitabı Türkiye’deki okumak isteyen ve ‘Ben ne yapabilirim?’ diye çaresiz olan genç kızlara armağan ediyorum.”
“GURUR DUYUYORUM”
Baba Ramazan Çetinkaya ise “Maddi imkansızlıklar nedeniyle karşı çıkmıştım ama engellerin tümünü tek başına aştı, tüm zorlukları yendi. Kızımla gurur duyuyorum. Kızım olduğu için minnettarım” diye konuştu. (DHA)