Havle Kadın Derneği'nden T'ürkiye’de Aile: Hayaller ve Gerçekler' raporu

Havle Kadın Derneği, toplumun farklı kesimlerinden kadınların ve 19 sivil toplum kuruluşunun "aile" tariflerini içeren bir araştırma raporu yayınladı: "Aile hem idealde hem gerçekte sürekli olarak kurulum aşamasında."

Havle Kadın Derneği'nden T'ürkiye’de Aile: Hayaller ve Gerçekler' raporu

Artı Gerçek - Havle Kadın Derneği, “aile” kavramının çeşitli toplumsal kesimler ve çeşitli toplumsal cinsiyet politikaları güden sivil toplum kuruluşları için ne anlama geldiğine dair araştırmasının sonuçlarını yayınladı. Araştırmaya 2021’den bu yana toplumun çeşitli kesimleriyle yürütülen görüşmeler ve yine “aile” konulu atölyeler öncülük etti.

Prof. Dr. Nükhet Sirman ve Dr. Feyza Akınerdem’in koordinatörlüğünde gerçekleştirilen araştırmanın ekibinde Ayşe Kudra Akdeniz, Burcu Kalpaklıoğlu, Büşra Kılıç, Damla Barın, İlke Cambazoğlu, Hümeyra Dinçer ve Sena Arslan yer aldı.

Yayınlanan Türkiye’de Aile: Hayaller ve Gerçekler raporunda, beş farklı gruba ayrılan kadınların “aile” tariflerine, konu etrafındaki güncel sorunlara ve çözüm önerilerine yer verildi. Raporda ayrıca sivil toplum kuruluşlarının “aile”ye yaklaşımları, odak noktalarına göre “aile”ye bakış açıları ve sosyal politikalara getirdikleri eleştirilere de yer verildi.

KADINLAR ‘AİLE’DE NE BULUYOR, NE İSTİYOR?

Havle Kadın Derneği, araştırma sürecinde görüştükleri kadınlardan benzer profile sahip 5 odak grup oluşturdu:

1. Seküler, orta yaşlı, çocuklu, eğitimli (üniversite)
ve en az bir kere evlenmiş kadınlar
2. Dindar, genç, evli, çocuklu, eğitimli, çalışan kadınlar
3. Dindar, orta yaşlı, evli, çocuklu, eğitimsiz ev kadınları
4. Dindar, orta yaşlı, evli, çocuklu, eğitimli (lise),
çalışan kadınlar
5. Seküler ve dindar, genç, çocuksuz, yüksek
eğitimli, çalışan kadınlar

Birbirleriyle benzer ve farklı görüşlerine yer verilen kadınlarla ilgili "Değişim ve çözüm önerileri" bölümünde şu ifadeler yer aldı:

'AİLENİN KUTSAL GÖRÜLMEMESİ OLUMLU BİR DEĞİŞİM'

"Kadınlar aileyi genellikle nesiller arasında evliliği sürdürme, ebeveynlik, aile kurma, dayanışma, iletişim gibi konulara dair kıyaslamalar yaparak tarif ettiler. Görüştüğümüz kadınlar doğrudan sormamış olmamıza rağmen değişen aile dinamiklerinden sıklıkla bahsettiler. Ailenin statik olmadığı, sürekli bir değişim içinde olduğunu sohbet boyunca vurguladılar. Değişimin hem kendi hayatlarında, hayat döngüsünün kendisinden hem de toplumsal değişimlerden kaynaklandığını ifade ettiler.

Hayat döngüsünden söz ederken çocukların olmasının eşler arasındaki ilişkiyi derinden etkilediğini vurguladılar. Toplumsal değişimlerin bazen kadınların ve ailenin lehine bazen ise aleyhine olabileceğini ifade ettiler.
Kadınlar arasında genel olarak artık evlilik ve aile kurma baskısının yeni nesilde hissedilmediğini, ailenin kutsal görülmemesini olumlu bir değişim olarak ele alanlar oldu."

'İLETİŞİM VE ANLAŞILMA ARZUSU ÖNE ÇIKIYOR'

Yine değerlendirme kısmında kadınların aile tariflerinin "ideal" aileyi de kapsadığı şöyle ifade edildi:

"Kadınların aile tarifleri hemen her grupta aileye dair hayallerini ve ideallerini de içeriyordu. Kadınların hemen hepsi aile tanımını sevgi, saygı gibi ifadelerle dile getirdi, ama daha eğitimli kadınlarda iletişim, anlaşılma vs gibi arzular öne çıkıyor ve aile o şekilde tanımlanıyor. Hatta çoğu zaman gerçekte yaşanan aile ile hayalleri birbirine karışabiliyordu. "

19 STK İLE GÖRÜŞÜLDÜ

Dernek, ortaya koydukları araştırma için toplamda 19 sivil toplum kuruluşuyla görüştü ve onları 4 grup altında topladı.

Rapora göre, Bazı kurumlar aileyi ve ailenin korunmasını esas işleri olarak belirlediklerini, bazıları ise “ne aileci ne aile karşıtı” olarak konumlandıklarını ifade etti. Bu kurumlar aile içi bireylerin birbirlerinin iyi olma halini desteklediği, herkesin kararlara eşit katıldığı ideal bir aile tarifi yaptılar. Ancak konuştuğumuz tüm gruplar aile içi ilişkilerin daha
eşitlikçi olması gerektiğini, kadın ve çocukların aile içinde ezilmemeleri gerektiğini ve kendilerinin de ailedeki güçsüzlerin iyi olmalarını sağlamak için çalıştıklarını da dile getirdiler.

KADINLAR İÇİN POLİTİKA YAPARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?

Dernek, araştırma sonuçlarının ardından feminist
politika yürüten kurumlara ve toplumsal cinsiyet alanında çalışan tüm
aktörlere kadınlar için politika yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiği noktasında şu değerlendirmeyi yaptı:

- Kadınlar için politika yaparken kadınların hayatında ailenin kapladığı yeri, kadınların “aileyi aile yapmak” için
verdikleri emekle kurduğu ilişkiyi, “kurulu düzen” olarak tanımlanan tutamacın kadınların hayattan beklentilerine dair
söylediklerini her zaman masada tutmak gerekiyor.

- Aile hem idealde hem gerçekte sürekli olarak kurulum aşamasında. İdeal aile bir hayalet ve onunla dövüşmek feminist politika açısından her zaman en verimli yol değil. Kadınların menfaatini esas alarak kadınların gerçekte kurduğu ve içinde yaşadığı aileyi gören, kadınların gerçekliğini de tek bir mağduriyet ve ezilmişlik hikayesine
indirgemeyen politikalara daha çok ihtiyacımız var.

'KADINLAR AİLEYİ HER GÜN YENİDEN KURUYORLAR'

- Kadınların menfaati ve gerçekliği olduğu gibi, bir de arzuları var. Kadınların aileyle kurduğu ilişki her zaman bir sömürü ve mecburiyetler evreni yaratmıyor. Kadınlar duygularının karşılık bulabileceği bir yakınlığa ve ilişkilenmeye ihtiyaç duyuyor, bunu arzuluyor. Hayal kırıklıkları yaşasalar da aile denilen o dünyayı kurmak, onarmak ve sürdürmek için sebepleri tükenmedikçe aileyi her gün yeniden kuruyorlar.

- Mevcut refah rejimi ve toplumsal cinsiyet iklimi içerisinde, evet kadınlar için “aile dışında bir hayat var” fakat bu oldukça zor bir hayat. Hatta, bazen aile içerisindeki hayattan bile daha zor. Bir kısım kadın aile kurumunu arzuluyor, bir kısım kadın aile kurumuna ihtiyaç duyuyor, bir kısım kadın ise aile kurumuna mecbur kalıyor. Feminist politikanın önceliği arzulara yön vermek değil, kadınların mecburiyetlerden özgürleşmesi olmalı."

Havle Kadın Derneği'nin 2021'den bu yana yürüttüğü bir çalışmanın ürünü olan Türkiye'de Aile: Hayaller ve Gerçekler raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.