Millet İttifakı'nda İstanbul Sözleşmesi’nin ‘adı’ yok ‘sözü’ var

Millet İttifakı'nda İstanbul Sözleşmesi’nin ‘adı’ yok ‘sözü’ var
Altılı Masa'nın hükümet programında İstanbul Sözleşmesi'ne değinilmemesi tepki çekti. İYİ Partili Özlale'nin "Bütün uluslararası sözleşmelere dönüyoruz. Çünkü biliyoruz ki 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır" demesi, "Söz uçar yazı kalır" şeklinde yorumlandı.

Seda TAŞKIN


ANKARA - Millet İttifakı’nın altı siyasi parti genel başkanının katılımıyla açıkladığı 244 sayfalık 'Ortak Politikalar Mutabakat Metni'nde, en çok merak edilen konulardan biri İstanbul Sözleşmesi'nin geleceği oldu. Kadına karşı şiddetin engellenmesini hedefleyen ve Türkiye'nin ilk imzacısı olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararıyla çekildiği İstanbul Sözleşmesi metinde yer almazken, sözlü olarak ifade edildi.

Sosyal Politikalar alanında yaşanacak değişiklikleri anlatan İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin, "Bütün uluslararası sözleşmelere geri dönüyoruz. Çünkü biliyoruz ki 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dedi. Ancak kadın örgütleri yapılan açıklamayı yeterli bulmayarak, “Söz uçar yazı kalır“ dedi.

Altılı Masa bir süredir gerçekleştirdiği toplantılar kapsamında, mülteciler, İstanbul Sözleşmesi ve cumhurbaşkanı yardımcıları konusunda uzlaşıya varamamıştı. İstanbul Sözleşmesi’nin metinde yer almaması Altılı Masa’nın bu konuda uzlaşamadığını yönünde yorumlara neden oldu. Metinde konuya ilişkin sadece, “Kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edecek, şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümlerini etkili şekilde uygulayacağız” denildi.

Altılı Masa’nın hazırladığı metinde İstanbul Sözleşmesi’nin adının anılmaması ve metnin erkekler tarafından açıklanması da ayrı bir tartışmayı beraberinde getirdi. Görüştüğümüz kadın örgütleri metinde sözleşmenin yer almamasını ve kadın konusunun erkekler tarafından açıklanmasını eleştirdi.

'BÜYÜK EKSİKLİK'

Konuya ilişkin Artı Gerçek’e konuşan Eşitlik için Kadın Platformu Üyesi avukat Hülya Gülbahar, İstanbul Sözleşmesi’nin metinde yer verilmemesini büyük bir eksiklik olarak nitelendirdi. Saadet Partisi’nin ittifaka katıldığı ilk günden bu yana kadın erkek eşitliğine ilişkin tüm düzenlemeleri engellendiğini söyleyen Gülbahar, "Kadınlar açısından sadece bir liderin ve bir partinin, yani Erdoğan ve AKP’nin gittiğini ama kadınlarla ilgili felsefenin aynen devam ettiği bir gelecek istemiyoruz" dedi.

‘TÜRKİYE BU TABLOYU HAK ETMİYOR’

Kadın hakları ile kısmın erkekler tarafından açıklanıyor olmasına da tepki gösteren Gülbahar, Altılı Masa kurulduğunda da cinsiyet eşitsizliği konusunda partilere eleştirilerini sunduklarını belirtti. Gülbahar, Türkiye’nin bu tabloyu hak etmediğini ve partilerden birisinde kadın genel başkan olmasının da bu tabloyu değiştirmediğini söyledi.

Gülbahar, “Metinleri yazdıranlar erkekler, metinleri yazanlar erkekler, okuyanlar erkekler, kamuoyuna takdim edenler erkekler. Bu tablo Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını kurmak iddiasına yakışmıyor. Kurucu iktidarın içinde kadınların yer almadığını bir kez daha topluma göstermiş oluyorlar” diye konuştu.

KCDP: 244 SAYFALIK METNE ÜÇ KONU MU FAZLA GELDİ?

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise “244 sayfalık bir metinde üç konu mu fazla geldi?” diye sordu. Metinde İstanbul Sözleşmesi, LGBTQIA+ ve Kürt sorununa ilişkin meselelerin yer almamasına tepki gösteren Ataselim, “İstanbul Sözleşmesi’nin adının yazılmasından imtina ederek, LGBTQIA+ ve Kürt halkının sorunlarını görmezden gelerek özgürlükçü bir gelecek vaat edemezler” dedi.

‘SÖZ UÇAR YAZI KALIR’

"Altılı Masa’nın iktidara aday olma perspektifi ortaya koymaya çalışırken bu tür metinlerle ileri gitmesi gerekirken geriye doğru gidiş emareleri gösterdiğini" söyleyen Ataselim, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Halbuki toplumun yaşadığı temel eşitsizlikler ve sorunlarla ilgili mutlaka bir şey söylemeniz gerekir. Altılı Masa içindeki kimi görevlilerin sözlü olarak 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülecek dediğini duyabilirsiniz. Ancak bu konuşmalar yeterli değildir. Yapısal değişiklik ve dönüşümlerin olması için toplumun geliştirdiği bu reflekslerin yazılı olarak metinde yer alması gerekir. Nitekim söz uçar yazı kalır.”

‘NE OLURSA OLSUN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ UYGULATACAĞIZ’

“Ortaklaşamadığınız için mi metinde yer almadı, o nedenle mi sözlü açıklama yapıyorsunuz?” diye soran Ataselim, kendilerinin bir mücadele örgütü olduğunu söyleyerek, “Ne olursa olsun biz İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız” dedi.

TKDF: DENGE POLİTİKASI İÇİN METİNDE YER ALMADI

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ise Saadet Partisi’nin İstanbul Sözleşmesi konusunda bir hassasiyeti olduğunu belirterek, İstanbul Sözleşmesi’nin metinde yer almamasını “denge politikası” olarak yorumladı. Saadet dışındaki diğer partilerin bu konuya ilişkin taahhütte bulunduğunu belirten Güllü, “Sadece uluslararası sözleşmeler de değil, bütün kadın taahhütleri noktasında daha fazlasının da olacağını düşünüyorum” dedi.

Güllü, metnin erkekler tarafından açıklanmasına ilişkin ise “eşitlik dengesini görmek isterdim” açıklamasında bulundu.

"Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi" 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul'da hayata geçirildiği için İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılıyor.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Uluslararası hukuk kapsamında bir insan hakları anlaşması olan İstanbul Sözleşmesi, taraf devletleri toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı önleme, müdahale, koruma ve yasal yaptırımlar konusunda kapsamlı tedbirler almakla yükümlü kılıyor.

İstanbul Sözleşmesi TBMM tarafından 14 Mart 2012'de kabul edilmiş, Türkiye onay veren ilk ülke olmuştu. Ancak Ankara, Cumhurbaşkanlığı kararı ile 20 Mart 2021'de İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi. Karar, "Türk aile yapısını bozduğu" ve "Eşcinselliğe yasal zemin hazırladığı" gibi iddialar nedeniyle belirli muhafazakar kesimler tarafından eleştirilmişti.

Öne Çıkanlar