'Musa Orhan’ı sahiplenen iktidar Nadira Kadirova için ne yaptı?'
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, parti genel merkezinde kadın gündemine dair değerlendirmelerde bulundu. 18 yaşındaki İpek Er’e tecavüz etmekten yargılanan Musa Orhan’ın iktidar tarafından sahiplenildiğini belirten Başaran, AKP’li Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Nadira Kadirova için ne yapıldığını sordu.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlayan Başaran, savaştan en çok etkilenenlerin kadınlar olduğunu belirtti. Batman’da İpek Er’e tecavüz ve intihara sürükleyerek ölümüne neden olmaktan yargılanan Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tutuklandıktan 1 hafta sonra serbest bırakılmasını hatırlatan Başaran, bu durumun "özel bir yönelim" sonucu olduğunu kaydetti. Başaran, Orhan’ın serbest bırakılmasına karşı kadınların itirazlarını yükselttiğine dikkat çekerek, "Ancak maalesef iktidara yakın basın aracılığıyla ve iktidar sözcüleri tarafından Musa Orhan’ı sahiplendiklerini görüyoruz. Her gün İpek Er’i suçlayıcı, neredeyse suçlu gösterecek, Musa Orhan’ı mağdur gibi gösterecek bir takım yazıların yazıldığını, bunun örgütlendirildiğini çok iyi görüyoruz" dedi.
‘FAİLİN KİMLİĞİ KORUMA KALKANI’
Fail Orhan’ın üniformalı olmasının cezasızlık politikasını beraberinde getirdiğini kaydeden Başaran, "Ve gördük ki failin kimliği bir koruma kalkanı. Kendisi ifade etmişti; ‘bana bir şey olmaz’ diye. Musa Orhan’a bir şey olmadı, dosyada suçu sabit olmasına rağmen Musa Orhan serbest bırakıldı. Görevinden ihraç edildi ancak elini kolunu sallayarak bu suçu işleme iradesini devam ettiğini görüyoruz" diye belirtti.
‘BAKANLIĞIN TAVRI AŞKIN TARİFİNİ YAPMAK OLDU’
Ağustos ayı içinde 27 kadının erkekler tarafından katledildiğini aktaran Başaran, kadın cinayetleri karşısında iktidarın takındığı tavrı eleştirdi. Başaran, "Aile ve Sosyal Bakanlığının takındığı tavır bir kitapçıkla aşkın tarifini yapmak oldu. Bu katledilen kadınların büyük çoğunluğunun evin içerisinde beraber yaşadığı erkekler tarafından katledildiğini, yüksek sesle sokaklarda ve alanlarda haykırmıştık. Kadınlar olarak öldüren aşk istemiyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aşkın tarifini yapacağına pandemi başladığı zaman istediğimiz gibi acil eylem planı açıklamalıydı, kadınların can güvenliğini güvence altına almalıydı" şeklinde konuştu.
‘İNFAZ YASASIYLA SERBEST BIRAKILDILAR’
Başaran, İnfaz Yasası ile kadına yönelik şiddet uygulayanların serbest bırakıldığının, yasa ile serbest bırakılan erkeklerin bu suçu işlemeye devam ettiğini söyledi. Başaran, şunları söyledi: "Yine iktidarın bazı alanlarda istismarcıları ve tecavüzcüleri nasıl koruduğuna yönelik bir örneği de Sakarya’da bir tarikat liderinin istismar olayında gördük.
Yine bir örnek Kilis’ten. 17 yaşında genç bir kadın tecavüze uğradı, ancak çocuk doğurunca bu anlaşıldı. Musa Orhan vakasında olduğu gibi önce bu erkek tutuklandı, sonra serbest bırakıldı. İşte iktidarın kadınlar ve çocuklar için yarattığı ortam bu."
‘KADIN MÜCADELESİNE SALDIRI’
İktidarın HDP’yi hedef göstermesine tepki gösteren Başaran, "Tuma Çelik meselesinde onlarca defa söyledik. Kadının beyanının öncesinde farklı olduğunu ve bundan dolayı mekanizmalarının işletilmediğini ve fezleke ile beraber kadının beyanının tecavüz olması nedeniyle tavrımızı ortaya koyduğumuzu net bir biçimde ifade etmiştik. Ancak iktidar bu meseleyi partimize, partimizdeki kadın yapısına, Türkiye kadın mücadelesine, Kürt kadın hareketine, feminist kadın hareketine bir saldırı aracı haline getirdiğini görüyoruz" dedi.
‘GİZLİLİK KARARINI KİM İHLAL EDİYOR?’
Milletvekili Tuma Çelik’in dosyasının şu anda Meclis komisyonunda olduğunu ifade eden Başaran, komisyonun bir rapor hazırladığını ve bu rapor doğrultusunda dokunulmazlığının kaldırılacağı, yargılanması için çalışma yürütüldüğünü belirtti. Başaran, "Kadının beyanı esas alınarak, hiç bir araştırmaya gerek kalmadan erkek yargısı değil gerçek yargı ile yargılanmalıdır. Ben milletvekili olarak komisyon tutanaklarına ulaşamazken, komisyon tutanakları ve müştekinin beyanları gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Partimizdeki iki kadın arkadaşımıza yönelik iftiralarla dolu beyanlar köşelerde yazılıyor. Gizli olarak yürütülen bir komisyon ve ortak alınan gizlilik kararını kim ihlal ediyor? Ben milletvekili olarak bu tutanaklara ulaşamazken bir köşe yazarı nasıl ulaşabiliyor" ifadelerini kullandı.
‘AKP’NİN DERDİ KADININ MAĞDURİYETİ DEĞİL’
Başaran, sözlerinin devamında şunları söyledi:
"Görevlendirilmiş köşe yazarları bu tutanakları partimizi hedef haline getirildikten sonra neden bunlarla ilgili iktidar cephesinden tek bir söz kurulmuyor? Meseleyi çok iyi biliyoruz. Burada meselesinin AKP cephesinde kadının mağduriyeti olmadığını biliyoruz. Kadının mağduriyetini esas alsalar bu tutanakların çarşaf çarşaf yayınlanmasına izin vermezdiler. Kadının defalarca bir daha travma yaşamasına izin verilmezdi ama iktidarın derdi kadının mağduriyeti değil. Derdi partimiz ve kadın mücadelemize saldırarak, bu mağduriyeti araçsallaştırmak, kendini aklama siyaseti."
‘AKP NADİRA KADİROVA İÇİN NE YAPTI?’
AKP’li Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Nadira Kadirova için iktidara "Ne yaptınız?" diye soran Başaran, "Bırakın dokunulmazlığının kaldırılmasını, dosya takipsizlikle sonuçlandırıldı. Ailesi defalarca çağrı yapmasına rağmen bu konu ile ilgili bir araştırma yapılmadı ve üstü örtüldü. Genç bir kadın bir milletvekilinin evinde, silah kullanmasını bilmediğini söylenmesine rağmen yaşamını yitirdi. Bizden hesap sormaya çalışanlar bu konularda en son hesap soracak kişiler. AKP tüm kurumlarında erkekliği inşa eden bir iktidardır. Meclis’ten partisine sokaklara kadar her alanda erkekliği inşa ediyor, her alanda erkekliği kadınlara karşı bir saldırı aracı olarak kullanıyor. Kadınlar bu ülkede güvende değil."
Başaran, son olarak kadınlara seslenerek, "Güvensiz bir yaşam oluşturdular, yaşam alanı bırakmadılar ancak bunlara karşı çok güçlü kadın gücümüzün olduğunu, mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi ve bu erkek egemen düzeni hep birlikte yeneceğimizi biliyoruz" dedi.