5. Çevrimdışı İstanbul Uluslararası Şiir Festivali’nin ardından
Mehmet ALTUN
Artı Gerçek - Onur Konuğunun Hilmi Yavuz olduğu ve 3-5 Kasım tarihleri arasında, 12 ülkeden toplam 22 şairin katılımıyla gerçekleşen festivalin, "Zaman Yolcusu Kalmasın! Geçmişe mi Geleceği mi, siz ne tarafa gidiyorsunuz?” adlı manifestosu, festivale davetli tüm şairlerin katıldığı yuvarlak masa toplantısında enine boyuna tartışıldı.
Tartışmaların ardından festival koordinatörü Gökçenur Ç.’nin ifadesiyle, “Şairler, şairlerin yazarak geçmişi ve geleceği şimdiye taşıdıkları, böylece geçmişin mirasının unutulmasına izin vermedikleri gibi okurlara bir gelecek tasarımı sundukları, yazdıklarının yazılır yazılmaz geçmişe dönüştüğü ve her okunduğunda âna döndüğü, bu nedenle şairlerin ve şiirlerin daima genişletilmiş bir şimdide yaşadıkları sonucuna vardılar.”
5. Çevrimdışı İstanbul Uluslararası Şiir Festivali’nin onur konuğu Hilmi Yavuz adına yapılan etkinlikteki panelde Nilay Özer ve W. Bahadır Bayrıl, Gökçenur Ç. moderatörlüğünde Hilmi Yavuz şiirini konuştular. Konuşmacılar Hilmi Yavuz’un Yahya Kemal’den günümüze uzanan uzun bir şiir geleneğinin son temsilcilerinden biri olduğu, şiire adanmış bir hayat sürdürdüğü, şiirlerinde genellikle yaz imgelerine rastlandığı; şiirinin kış, soğuk, yağmur, çamur, karanlık imgelerden uzak olduğu tespitinde bulundular. Bu tespitten yola çıkan panelistler, Hilmi Yavuz’un bir yaz ve haz şairi olduğu, dünyadaki varlığını dolulukla anlamlandırdığı ve bu nedenle ölümün değil yaşamın şairi olduğu görüşlerinde birleştiler. Aynı zaman da Bilkent Üniversitesi’ndeki lisansüstü çalışmaları sırasında Yavuz’un öğrencisi de olan şair Nilay Özer yaptığı değerlendirmede, Hilmi Yavuz’daki kuyu imgesinin büyük bir boşluğu anlama çabasından kaynaklandığını dile getirdi. W. Bahadır Bayrıl ise Yavuz’un büyük bir edebiyat geleneğinin güçlü bir temsilcisi olduğunu ifade etti.
Düzenlenen panelin ardından Hilmi Yavuz sahneye çıkarak katılımcılar için şiirlerini seslendirdi. Gökçenur Ç.’nin, Hilmi Yavuz’un tüm kitaplarından yaptığı geniş bir “Seçilmiş Şiirler” İngilizce çevirisi, festivale katılan dünya şairlerine armağan edildi. Bu çabayla Hilmi Yavuz şiirinin dünyada tanınmasına bir çentik daha katkı sağlanmış oldu.
BOĞAZİÇİ VE YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ’NDE BİRER ETKİNLİK DÜZENLENDİ
Festival kapsamında Boğaziçi ve Yeditepe Üniversitesi’nde de birer etkinlik düzenlendi. Paydaşlardan Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen etkinlikte dünyada çağına tanıklık etmesiyle tanınan ve Amerika’da yayınlanan Nazım Hikmet’ten seçilmiş şiirlerinin önsözünü de yazmış olan şair Carolyn Forche bir konuşma yaptı. Forche konuşmasında, Nazım Hikmet’in Amerikan şiirindeki etkileri üzerinde durdu. Aynı anda Yeditepe Üniversitesi’nde gerçekleşen programda ise Çevrimdışı İstanbul’un da üyesi olduğu “Avrupa Şiir Platformu” etkinliği düzenlendi. Etkinlikte Versopolis direktörü Aljaz Koprivnikar, “Avrupa Şiir Festivalleri Network”ü hakkında bilgi verdi. Todorce Tanevski ise direktörü olduğu Avrupa’nın en eski şiir festivali, “Struga Şiir Akşamları”nı tanıttı ve geçen yıl festivalde Altın Defne ödülünü alan şairler adına hazırlanan özel kitapları takdim etti.
Tüm dünyadan çok sayıda festival organizatörünün hayranlıkla izlediği Çevrimdışı İstanbul Festivali, Kadıköy Yaykoop’ta dünya şairlerini buluşturduğu etkinlikle devam etti ve DAM Şiir Kütüphanesi’nde gerçekleşen kokteyl ve Hindistan’dan Amerika’ya, İsveç’ten İrlanda’ya 12 ülkeden 22 şairin yer aldığı görkemli bir etkinlikle kapandı.
İSVEÇLİ ŞAİR İDA BÖRJEL’İN "EVİ ARA"SI VE CAROLYN FORCHE'NİN "ALBAY"INA BÜYÜK İLGİ
Festivalde özellikle İsveçli şair İda Börjel’in, Ukrayna’daki savaş sırasında evlerini arayan Rus askerlerin istihbarat dinlemesine takılan görüşmelerinin kayıtlarını birebir kullandığı belgesel şiiri “Evi Ara”, Carolyn Forche’nin 1978’de savaşın hemen öncesinde gazeteci olarak görev yaptığı El Salvador’daki gerçek deneyimlerinden yola çıkarak kaleme aldığı “Albay” adlı şiiri ile Altay Öktem, Nilay Özer ve Didem Gülçin Erdem’in şiirleri büyük ilgi gördü. Nihat Özdal’ın “Dalgalar Nasıl Oluşur” adlı kitabından parçalar, ilgili şiirleri yapay zekâ yazılımına yükleyen çağdaş sanatçı Ecem Dilan Köse’nin yapay zekâ tarafından yaratılan görsel eserleri eşliğinde izlendi.
OFFLINE İSTANBUL KAMU DESTEKSİZ DÜZENLENEN ULUSLARARASI BİR ŞİİR FESTİVALİ
Yıllardır hiçbir bakanlık ya da belediye tarafından desteklenmeden bağımsız olarak gerçekleştirilen “Çevrimdışı İstanbul Uluslararası Şiir Festivali” bir kez daha şiirin birleştirici gücünü göstermiş oldu. Makedonya, Slovenya ve Yunanistan’dan gelen kültür aktivistleri ile yaratıcı iş birliklerinin karşılıklı şiir çeviri atölyeleri ile sürdürülmesi konusunda hem fikir olundu.
Festivale ilişkin edebiyatseverlerin yorumlarının yanı sıra, festival koordinatörü şair Gökçenur Ç., katılımcı şairlerden Mustafa Köz, Selahattin Yolgiden ve Kadir Aydemir de Artı Gerçek’e değerlendirmelerde bulundular.
Mustafa Köz, festivale ilişkin değerlendirmesinde; “Şu şiir ne tuhaf bir şey! Sözcük denen görünmez ipliklerle farklı dilleri birbirine bağlıyor. Farklı ruhları da doğal ki. İstanbul Offline Şiir Festivali’nde bu duyguyu yeniden yaşadım. Hani Nazım, “Gelmiş dünyanın dört bir ucundan / Ayrı dillerle konuşur anlaşırız / Yeşil dallarız dünya ağacından / Gençlik denen bir millet var, ondanız” diyordu ya, bu gençlik, tazelik şairleri hiç terk etmiyor. Şairler bu heyecanla kıpır kıpırdı festivalde de. Bu festivalin bu heyecanı yaratmasında birçok festivalde yaşanan çeviri sorunun olmamasıydı. Bunun için öncelikle festival komitesini kutluyorum. Festivalle karnavalı ayıran bu sorunun giderilmesi belki de. Offline Şiir Festivali’ni farklı kılan bu ağırbaşlılık oldu kanımca. Kötü düzenlenen festivallerden şiiri unutarak çıkıyorum. Bu festivaldeyse şiiri yeniden anımsadım. Emek verenlerin dillerine, ruhlarına sağlık” dedi.
Selahattin Yolgiden ise şunları dile getirdi: “İstanbul Offline ile yapmak istediğimiz, özellikle de bizim workshop atölyelerimizi de düşünürsek, şiiri daha anlaşılabilir ve herkes için ulaşılabilir hale getirmek aslında. Gerçi bu sene workshop yapamadık ama yine de festival için birçok şiir cevirdik. Bunca imkânsızlık içinde dünyanın dört bir yanından, birçok ülkeden çok iyi isimleri ağırladık. Ben şahsen, bu seneden çok memnunum. Özellikle kapanış gecesi çok iyi geçti. Her seferinde şöyle düşünüyorum festival bittiğinde; şiir bitti diyenlere ders olsun.
Şiir hala dipdiri ve her birimizin elçiliği ile elden ele geçerek yaşamaya devam ediyor bu. Yani şiir akan bir ırmak ve biz o ırmaktan su dağıtan sakalarız bu festivalde. Aynı zamanda o ırmak daha gür aksın diye damla damla kendimizi de ekliyoruz.”
Festivalin en başından beri içinde olanlardan biri de Kadir Aydemir’di. Aydemir, festivale ilişkin değerlendirmesinde; “5. Çevrimdışı İstanbul Şiir Festivali, oldukça verimli ve keyifli geçti bana göre. Hem yurdumuzdan hem de dünyanın dört bir yanından şairlerle-çevirmenlerle bir arada olmak önemliydi. Bu tür etkinlikler kültürlerarası diyalog için güzel bir köprü kuruyor. Corona süreci sonrasında dünya halkları büyük bir çalkantı yaşıyor. Kültür sanat etkinlikleri bir köşeye kaldırıldı, destekler azaldı, ilgi kaybolmaya yüz tuttu. Kitap-dergi yayını sanırım en zor dönemlerini yaşıyor. Bu daralma içinde festivallerin emek yoğun şekilde gerçekleşmesi çok değerli. Çevrimdışı İstanbul Şiir Festivali umarım daha nice yıllar devam eder ve sanatçıları, farklı sesleri bir araya getirir” dedi.
Festival Koordinatörü Gökçenur Ç. ise bu yıl 5.sini düzenlediklerini söylediği Festivalin çok başarılı gittiğini ve uluslararası anlamda edebiyat çevrelerinden büyük ilgi gördüğünü belirtti.
Gökçenur Ç., “Onur Konuğu”nun Hilmi Yavuz olduğu ve 3-5 Kasım tarihleri arasında, 12 ülkeden toplam 22 şairin katılımıyla gerçekleşen festivalin, "Zaman Yolcusu Kalmasın" Geçmişe mi Geleceği mi, siz ne tarafa gidiyorsunuz?” adlı manifestosu festivale davetli tüm şairlerin katıldığı bir yuvarlak masa toplantısında tartışıldığını aktardı. Ç., “Bu toplantıda yer alan şairler, şairlerin yazarak geçmişi ve geleceği şimdiye taşıdıklarını, böylece geçmişin mirasının unutulmasına izin vermediklerini bu yöntemle okura bir gelecek tasarımı sunduklarını, yazdıklarının yazılır yazılmaz geçmişe dönüştüğü ve her okunduğunda ise âna döndüğünü, bu nedenle şairlerin ve şiirlerin daima genişletilmiş bir şimdide yaşadıkları sonucuna vardıklarını” söyledi. (KÜLTÜR SANAT)