Ahmet Kaya unutulmadı
Mehmet ALTUN
Artı Gerçek - Ahmet Kaya, 28 Ekim 1957'de Malatya'da doğdu; 16 Kasım 2000 tarihinde, sürgünde bulunduğu Paris'te yaşadığı kalp krizi sonucunda hayata veda etti. Kaya, 1980 ve 1990'larda çıkardığı albümler ve verdiği konserlerle tanınmış Kürt bir müzisyen olarak neredeyse bütün şarkılarını Türkçe okudu.
Anadilinde bir beste yaptığını ve onu okumak istediğini söylediği ilk konuşmasında ise lince uğradı. Bu vesileyle etrafında dolanan yalan kardeşliğin de büyük bir riya olduğunu herkes gibi o da işte o anda gördü. Kendisine ilk fırsatta çatal atıldı. Ağızlarından insanlık dışı küfürler saçan kimseler tarafından tartaklandı. Terörist muamelesi gösterildi. Ardından gazete manşetlerine fotoğrafları kondu, hedef gösterildi ve nihayet ülkesini terk etmek zorunda bırakıldı.
Bugün, ülkesinden zorla sürülen Ahmet Kaya'nın ölümünün 22'nci yılı. Sevenleri ve dostları başta olmak üzere, Kaya'yı ölümünün yıldönümünde çok sayıda insan andı, onunla ilgili mesajlar paylaştı. Hepsinin de ortak bir vurgusu vardı. O bunca haksızlığı asla hak etmedi.
NE OLMUŞTU?
10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin bir otelin kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: "Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını biliyorum." dedi. Bu sözleri üzerine başta Serdar Ortaç, Osman Yağmurdereli, Adnan Şenses, Muazzez Ersoy, Ajda Pekkan, Reha Muhtar, Mahsun Kırmızıgül gibi davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, hatta küfretmeye ve kendisine çeşitli eşyalar fırlatmaya başladılar. Kaya, MGD görevlileri tarafından kongre salonundan olağandışı koşullarda dışarıya çıkartıldı.
"Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kaya'nın 1993 yılında Berlin'de Kürt İş Adamları Derneği'nin düzenlediği bir gecede verdiği iddia edilen bir konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanması üzerine "Bölücü PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı.
"AYIP ETTİN GÖZÜM" BAŞLIKLI HABER GERÇEĞİ YANSITMIYORDU
Ahmet Kaya 1999 yılında mahkemeye yaptığı savunmada bu iddialara yönelik olarak "İddianamenin suçlamaya esas aldığı, Hürriyet Gazetesi'nin 14 Şubat 1999 tarihli sayısında yer alan "Ayıp Ettin Gözüm" başlıklı haber gerçekleri yansıtmamaktadır. Yukarıda da belirttiğim gibi, 1993 yılı sonbaharında sanatçı arkadaşım Zuhal Olcay'ın da olduğunu hatırladığım bir Avrupa turnesine orkestramla birlikte katıldım. Berlin dahil Avrupa'nın birçok kentinde bu arkadaşlarımla birlikte konserler verdim. Bu konserler arasında Almanya'da sadece PKK'nın katıldığı ve 'Kürt İşadamları Derneği' adlı bir kuruluşun düzenlediği ileri sürülen bir konsere katılmadım. Böyle bir derneğin gerçekte var olup olmadığını dahi bilmiyorum. Söz konusu gazete haberi üzerine yaptığım araştırmada 1994 yılı başlarında Berlin'de 'Demokratik Esnaflar Birliği' adlı bir kuruluş tarafından düzenlenen bir geceye katıldığımı tespit ettim. Geceyi düzenleyen 'Demokratik Esnaflar Birliği' tarafından gönderilen yazıda da belirtildiği üzere, bu gecenin hiçbir örgüt ya da başka bir kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Bu kuruluş, hatırladığım kadarıyla Berlin'deki tüm yabancı esnafların bir araya gelip oluşturduğu bir meslekî kuruluştur. Savcılık ifademde de belirttiğim gibi, sahne sıram gelinceye kadar sahneyi daha önceden görme şansım yoktu.
Sahneye çıktıktan sonra fotoğrafta yer alan pankartı görsem dahi hiçbir şey yapamazdım. Konseri iptal etmem halinde salonu dolduran ve benim şarkılarımı dinlemek için gelmiş binlerce dinleyicinin haklı tepkisini alacak ve gecenin o atmosferinde, o salondan rahatlıkla ayrılabilmem bile mümkün olmayacaktı; ama sahneden fark ettiğim kadarıyla salonun çeşitli yerlerinde asılı başka pankartlar da vardı; fakat sahne ışıkları ve yüksek spotlardan dolayı benim onların içeriğini de görebilme şansım yoktu. Her zaman olduğu gibi kendi şarkılarımı söyledim ve sahneden ayrıldım. Bütün titizliğime rağmen bu konser sırasında çekilmiş olması mümkün olan fotoğrafın yıllar sonra ve tamamen gerçek dışı bir haberle birlikte kullanılması beni üzdü. Böyle bir fotoğrafın varlığı ve bunun bugüne kadar yayımlanmaması hiçbir ciddi habercilik anlayışıyla bağdaşmaz ve haberin gerçek dışı oluşunu ve başka amaçlara yönelik bir yayıncılık anlayışı olduğunu açıkça ortaya koyar. Bununla ilgili takdiri Sayın Mahkemenize bırakıyorum." demişti.
Yaşananlar bir türlü makul bir sürece evrilmeyince, Kaya, 16 Haziran 1999'da Türkiye'den ayrıldı. Devam eden yargılamaların sonucunda gıyabında toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı."
İşte bu sürecin sonucunda çıktığı sürgün hayatı, ülkesinden uzakta yaşadığı hasret kalbini yordu. Ve 16 Kasım 2000 tarihinde, sürgünde bulunduğu Paris'te yaşadığı kalp krizi sonucunda hayata veda etti. (KÜLTÜR SANAT)
PAYLAŞILAN MESAJLARDAN BAZILARI
"Ölürsem, hayatımda istediğim bir tek şey var; asla bu ülkeyi sevmiyordu demesinler. Ben Edirne'den, Ardahan'a kadar bu ülkeyi çok sevdim."
— HDP (@HDPgenelmerkezi) November 16, 2022
22 yıl önce bugün sürgünde, yüreğinde ülke sevgisi ve hasretiyle hayatını kaybeden #AhmetKaya'yı özlem ve saygıyla anıyoruz. pic.twitter.com/bEdlRmyASP
22 yıl önce sürgünde vefat eden barış insanı,sanatçı,değerli Ahmet Kaya’yı sevgi,saygı,özlem ve minnetle anıyorum. #AhmetKaya pic.twitter.com/bYPTBhD5TY
— Abdullah Zeydan (@AbdullahZeydan) November 16, 2022
(...)
— Nevzat Çelik (@NevzatNevzatC) November 16, 2022
bugün yanında olan yarın ölür
omuz başında hayali yürür
(...)
Nevzat ÇELİK#AhmetKaya #16Kasım2000 pic.twitter.com/P0tirxMNIv
Türkçe veya Ermenice bugün feryadımız çürümüş zihniyetle sürgünde ölümüne yol açtığımız Ahmet Kayamız için.
— UDİ YERVANT- ՈՒՏԻ ԵՐՈՒԱՆԴ (@udiyervant) November 16, 2022
16Kasım2000: #ahmetkaya (43)hayata veda etti
Şu dağlarda kar olsaydım olsaydım
Bir asi rüzgâr olsaydım olsaydım
Arar bulur muydun beni beni
Sahipsiz mezar olsaydım olsaydım pic.twitter.com/LzO5mCs7kC
Kasımın bu yaprak döken hüznünü sırtlayıp gittin. Geride anılar dolusu insanlar ve unutulmayacak hikayeler bıraktın. Sevgili dostum, bugün aramızdan ayrılışının 22. yılı.Senden sonra değişmeden duran bu kötülük çağında seni çok daha iyi anlıyor ve daha çok özlüyoruz. #AhmetKaya pic.twitter.com/gAWuvKt2mF
— FERHAT TUNÇ (@ferhatttunc) November 16, 2022
Ahmet Kaya’nın ölüm yıl dönümünde O’nu yine kendi hatıralarından biri ile anmak istedik…
— cem adrian (@cemadrian) November 15, 2022
Sevgili dostum Ecem Erkek ile çok sevdiğimiz bir Ahmet Kaya şarkısını beraber söyledik…
Gülten Kaya’nın nezninde tüm sevenlerine bizden nacizane bir hediye…
17 Kasımda yayında… pic.twitter.com/iENj1fI6ZZ
22 yıl.. Tehdit, hakaret, gözaltı, tutuklama.. Kaderimiz hiç değişmedi. Biz hep aynı yerdeyiz. Sevdik seni Ahmet Kaya???? pic.twitter.com/3fBxSKOw2a
— Eren Keskin (@KeskinEren1) November 15, 2022
Tarifi imkansız acılar içindeyim
— LeMan (@lemandergisi) November 15, 2022
Gurbette akşam oldu yine rüzgar peşindeyim
Yurdumdan uzak yağmurlar içindeyim
Akşam oldu sürgün susuyor…
16 Kasım 2000 /
22 yıl oldu. Özlemle ???? #AhmetKaya pic.twitter.com/JOSkNRtQjR
"Ölürsem, hayatımda istediğim bir tek şey var; asla bu ülkeyi sevmiyordu demesinler. Ben Edirne'den, Ardahan'a kadar bu ülkeyi çok sevdim."
— Mevzu (@mevzudergisi) November 15, 2022
Çok sevdiği ülkesinden uzakta kalmaya kalbi dayanmayan sevgili #AhmetKaya'yı aramızdan ayrılışının yıldönümünde saygı ve özlemle anıyoruz. pic.twitter.com/h8dUDARvLM
Ahmet KAYA’nın Paris’teki mezar taşında ölüm tarihi olarak, 16 Kasım 2000 yazar.. Sürgünde kaybettik, sürgün şehrinde toprağa bırakmak zorunda kaldık sağlam yürekli ozanı.. Ama sesi dünyanın bütün kentlerinde… Kuşaktan kuşağa dillerde.. Anısı önünde saygıyla.. BELGESELİMİZDEN pic.twitter.com/R6JzYazUdI
— Nebil Özgentürk (@nebilozgenturk) November 15, 2022