Atik Mustafa Paşa Camii'ndeki restorasyon tarihe ışık tutuyor

Atik Mustafa Paşa Camii'ndeki  restorasyon tarihe ışık tutuyor
Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059'da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapıda, Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı freskler de keşfedildi.

Artı Gerçek - Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059'da inşa edilen ve İstanbul'un fethinden sonra Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından Atik Mustafa Paşa Camii adıyla camiye dönüştürülen yapının restorasyon sürecinde birçok tasvir ve bulguya rastlandı. Bu kapsamda sürdürülen çalışmalar sırasında Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı freskler keşfedildi.

11-2022-07112022-atik3.jpg

Atik Mustafa Paşa Camii, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret noktaları arasında yer alan önemli yapılardan biri olarak biliniyor. Yapı, Cabir bin Abdullah'ın mezarının burada bulunması hasebiyle halk arasında Hazreti Cabir Cami adıyla da biliniyor.

"İSTANBUL'UN KÜLTÜR TARİHİ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ"

Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz'ın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapıdaki restorasyon çalışmasının 2021'de başladığı belirtiliyor. Yılmaz, "Hiç şüphesiz yapının birçok evresi ve katmanı olduğunu biliyorduk. Hem Bizans hem de Osmanlı devrinde çok büyük özenle korunduğunu biliyoruz. İlk kez birçok veriyi bu restorasyon çalışmaları sürecinde elde ettik." diyor.

Yapının içi, bir metre kadar toprakla doldurulduğu için o katmanda kazı yapıldığına vurgu yapan Yılmaz, bu sayede Bizans devrinin özgün kotuna inildiğini ve zeminde zengin bir döşeme mozaiğiyle karşılaşıldığını söylüyor.

11-2022-07112022-atik2.jpg

Yılmaz, Bizans devri bezemesiyle ilgili çok fazla bilgi sunan yapıya ilişkin, "Bir kere anladık ki renkli mermer levhalar yapıda kullanılıyormuş. Bunlar daha sonraki evrede ama Bizans döneminde yapıdan sökülerek çıkarılmış. Bu veri ilk kez elde edildiği için çok önemlidir. O sökülen mermer levhaların yerine mermer taklidi freskolar yapılmış. Bazı yerlerde de dini konulu tasvirler hazırlanmış. Tasvirler özellikle batı cephesinde çok dikkat çekici, bunlar muhtemelen bir cehennem tasviri. Zaten Bizans kiliselerinde iç mekanda böyle bir tasvir hazırlamak adettir. Kıyametin kopmasının ardından cennet ve cehennem ehlinin halini tasvir eden sahneler bulunuyor. Burada bir bölüm korunabilmiş. Orada da bazı büyük günahların tasvirleri gösteriliyor. Bunlar diğerlerine göre mütevazı örnekler. Teknik açıdan belki daha zayıf ama İstanbul'un kültür tarihi açısından şüphesiz çok önemli ve İstanbul'da ilk kez ortaya çıkıyor" diyor.

Bulguların sanat tarihi araştırmalarına çok büyük katkısı olacağını aktaran Yılmaz, restorasyonun tamamlanmasıyla ortaya çıkarılan eserlerin zemine yapılacak cam döşeme yöntemiyle sergilenebileceğini de sözlerine ekliyor.

11-2022-07112022-atik4.jpg

"ÇOK DERİN ÇATLAKLAR OLDUĞUNU GÖRDÜK"

Restoratör Hüseyin Baş da kazıdan freskler çıktığında işe dahil olduklarına işaret ederek, "Belgeleme aşamasından sonra temizlik ve koruma çalışmalarına başladık. Temizlik aşamasından sonra desenler ve renkler daha iyi meydana çıktı. Bunları yaparken orijinal doku ve boyayı koruduk." diye konuşuyor.

Freskli sıvaların ana taşıyıcı duvardan ayrılan bölümlerine de işlem yapıldığını söyleyen Baş, restorasyon çalışmalarının hassasiyet ve özen gerektirdiğini, bütün çalışmaların mevcut sıvayı korumak ve geleceğe aktarmak için yapıldığının altını çiziyor. (AA)

Öne Çıkanlar