Kekeme kara mizah gösterisi Dû Ziman: 'Yaşadıklarımı gülerek anlatıyorum ama içimde acı var'

Kekeme kara mizah gösterisi Dû Ziman: 'Yaşadıklarımı gülerek anlatıyorum ama içimde acı var'
Salih Yıldızöz, Dû Ziman gösterisi ile kekeme kişilerin gündelik yaşamda karşılaştıkları sorunları kendi yaşadıkları üzerinden Kürtçe anlatıyor. Kendisi de kekeme olan Yıldızöz, hazırladığı turne öncesinde Artı Gerçek'in sorularını yanıtladı.

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR - Amed Şehir Tiyatrosu'nda ilk gösterimini yapan ve seyirciden büyük beğeni toplayan Salih Yıldızöz'ün Dû Ziman isimli stund up gösterisi kekeme kişilerin toplum içinde karşılaştığı zorlukları trajikomik bir şekilde Kürtçe anlatıyor ve farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Kendisi de kekeme olan Yıldızöz, Mardin, Van ve Batman'da da stund up turnesine hazırlanıyor. Turne öncesinde Artı Gerçek'in sorularını yanıtlayan Yıldızöz ile Kürtçe stund up'ın durumunu, kara mizahını, gelişim seyrini, kamusal alanda kekeme insanların karşılaştıkları zorlukları ve ana dilde eğitim gibi birçok konuyu konuştuk.

'İLK DEFA ŞEHRE GELİNCE PARA İLE TANIŞTIM'

Öncelikle sizi tanımak istiyoruz. Salih Yıldızöz kimdir?

"1992 yılında Silvan'ın Çavdere köyünde dünyaya geldim. Çocukluluğumda köy boşaltmaları oldu. Köyümüz yakıldı. Şehirlere doğru göç ettik. Bununla beraber yoksulluğumuz başladı. Köyde durumlarımız gayet iyiydi. Diyarbakır'a gelince ekmeğe muhtaç durumda bırakıldık. Ben ilk defa şehre gelince para ile tanıştım. Çok ilginç gelmişti. Ondan sonra ilk okula başladık. Orada da çok zorlu bir süreç geçirdik."

Neler yaşadınız bu dönemde?

"Sürekli hocalardan dayak yerdik. Bir de üstüne kekeme olunca iyice dışlandım. Sınıf arkadaşlarımı geçtim hocalar bile gülerdi ben konuşmaya çalışırken. Bu ciddi bir travmadır. Okul okumuş her Kürt az ya da çok bunları yaşamıştır."

'KAYYIMIN İLK İCRAATI KONSERVAUTUVARIMIZI KAPATMAK OLDU'

Stand-up serüveniniz nasıl başladı?

"2010 yılında Aram Tigran Konservatuarı ile tanıştım. Kendi dilimizde eğitim veren böylesi ciddi bir sanat kurumunun olması bizler için çok değerliydi. Farklı sanat dallarında verilen eğitimlerin tamamı Kürtçe idi. Bu bize çok iyi geldi. Tabii sonrasında kayyımlar atandı. İlk icraati ise konservatuarımızı kapatmak oldu. Tüm Kürt sanat kurumlarını kapattı ya da Türkçeleştirildi."

Sonra siz ne yaptınız?

"Bu tabi ki bizi yıldırmadı. "Kurumlarınızı kapattık gidin evinizde oturun" dediler. Arkadaşlar, 20-30 gün sonra Galeria'da Amed Şehir Tiyatrosunu açtılar. Orada Kürtçe kurslar, oyunlar ve stund up gibi birçok faaliyet yürütüldü. Öncekine göre daha çok güçlenerek süreci yönettik. Ben de 2016'da ilk hikayelerimi yazdım. Amed Şehir Tiyatrosu'nda bu hikayeler üzerine çalışma yürüttük. O zamanlar hikayelerimin zayıf olduğu kanısına vardım. Daha çok gelişmesi ve olgunlaşması gerekti. Aynı yılın sonlarında 10 dakikalık kısa bir gösteri düzenledik. Zamanla daha çok gelişti ve 2024'e girerken şimdiki haline başladık."

Salih Yıldızöz

'STUND UP İLE TOPLUMA YANIT VERİYORUM'

İlk sahneye çıktığınızda neler hissettiniz?

"Gösteri başlamadan on dakika önce o kadar heyecanlandım ki korku sardı beni. "Sahneye çıkmayacağım" dedim. Kaçmayı bile düşündüm. Kekeme bir kişi olarak buna cesaret edip sahneye çıkmak çok zordu. Bu tür bir sorgulamaya girdim ve arkadaşlarım sağ olsun beni motive ettiler. Sahnenin ilk beş dakikasında titriyordum. Tabi seyircilerin alkışlamaları ve gülmeleri beni rahatlattı. Son tiradı bitirdiğimde "ne çabuk bitti" dedim."

Kekeme biri olarak stund-up yapıyorsunuz ve bunu Kürtçe icra ediyorsunuz. Bu gösterinizin anlatmak istediği nedir?

"Kekeme insanlar ile ilgili farkındalık yaratmak ve insanların bizi anlaması üzerine bu gösteriyi düzenliyorum. Toplumda kekeme olan insan sürekli konuşulur. "Şu çocuk konuşamıyor" derler. Ama ben buna sahneye çıkıp stund-up yaparak yanıt veriyorum. Çünkü zaten ben hem bir Kürt, hem de bir kekeme olarak çok daha dezavantajlıyım. Sosyalleşmede çok sıkıntı yaşıyoruz. Kamusal alanda derdimizi anlatamıyoruz. Bu gösterimle tüm bunları göstererek son tiratla her şeyi bağlıyorum.

'GÜNLÜK HAYATTA CİDDİ PSİKOLOJİK TRAVMALAR YAŞIYORUZ'

Sizin için stund up ne anlama geliyor?

"Stand up her şeyden önce eleştirel komedidir. Sert bir sanattır. Underground (yeraltı) diye tabir ettiğimiz kültürden gelir. Toplumu, sistemi ve kendini korkusuzca eleştirir. Bu konuda en önemli olan husus verdiğin mesajdır. O mesajı hangi olaylar ile anlatmak istediğindir. İçeriğindir. Halkın seni beslemesidir. Bir yandan bu olayları gülerek anlatıyorum ama aslında içimde acı var. Anlatırken bile gözlerim doluyor hep."

Neden?

Çünkü bizi 'normal' insanlar olarak değerlendirmiyorlar. Günlük hayatta ciddi psikolojik travmalar yaşıyoruz. Mesela hiçbir müşteri hizmetleri yetkilisi siz konuşurken telefonu yüzünüze kapatmaz. Ama ben kekeme olduğum için telefonu yüzüme kapatıyorlar. Ben birkaç defa bu olayı yaşadım. Geç konuştuğumuz için bunları yaşatıyorlar. Toplum içinde daima suçlu olan odur. Çünkü kendimi ifade edemez. Bu da bizim en büyük dezavantajımızdır. Tabii karşımızdaki insanlarda da sorun var. Kekeme insanlara konuşurken tıkandığımız yerde cümleyi tamamlaması bizi daha çok geriyor. Bir de biz konuşurken acımaları, heyecanlanma demeleri çok rahatsız ediyor.

'BATININ STAND UP ANLAYIŞINDAN KOPMAMIZ LAZIM'

Son olarak Kürtçe stund up'ın gelişimini nasıl görüyorsunuz?

"Tabi yeni başlamış durumdayız. İlk olarak Özcan Ateş'in stund up'ını izledim. Öncesinde Murat Batgi vardı. İlk stund up'çılar arasında. Yakın zamanda Erdal Kaya çıktı. Bizler de birbirimize destek olamaya daha çok üretime girdik. Daha çok öncellerim bana destek oluyorlar. Bunun için yeni bir zemin hazırlanıyor şu an. Batı'nın stund up anlayışından kopmamız lazım. Çünkü sadece küfre dayalı cinsiyetçi malzemeler olmadan güldüremiyorlar. Kürtçe stund up'ta ise küfür ve cinsiyetçi ifadeler neredeyse yoktur. Seyircilere de sorumluluk düşüyor. Bu tür şakalar yapıldığında refleks gösterip tepki vermeli. Meşrulaştırmamalı."

Öne Çıkanlar