Rojbash filminin yönetmeni Özkan Küçük: Kürtçe fiilen yasak olma halini yaşıyor
Rojhat ABİ
DİYARBAKIR- Rojbash, bir grup Kürt tiyatrocunun 25 yıl sonra bir araya gelişinin ve karşılaştıkları zorlukların hikayesi. Filmin oyuncu kadrosunda Kemal Ulusoy, Erdal Ceviz, Yıldız Gültekin, Cabbar Barış, Nazmi Kırık, Rugeş Kırıcı, Murat Batgi, Yavuz Akkuzu, Ömer Şahin ve Rêzan Kaya yer alıyor.
Kısa film ve belgeselleriyle tanınan yönetmen ve yapımcı Özkan Küçük’ün ilk uzun metrajlı filmi 'Rojbash', 10. Duhok Uluslararası Film Festivali'nin Kürt Sineması bölümünde gösterildi. Sinemacılar tarafından olumlu eleştiriler alan film Türkiye’deki festivallerde gösterilmedi.
Yönetmen Özkan Küçük, Artı Gerçek'in sorularını yanıtladı.
'DUHOK'TA SEYİRCİ İLGİSİ ÇOK AZ, SİNEMACILAR BULUŞMASI VAR'
Filme gelmeden önce, Duhok Film Festivalindeki atmosferi nasıl buldunuz?
Bu yıl dünyanın her yerinden buraya gelen Kürt filmleri var. Fransız yönetmenlerin yoğun katılımı göze çarpıyor. Kalabalık bir sinemacılar buluşması var diyebilirim. Ama seyircisi çok az. Halkın katılmadığı bir festival gözlemledim. Bu beni biraz rahatsız etti. Zira bu bizim için çok önemli bir nokta.
Rojbash, bize neyi anlatıyor?
Rojbash, Türkiye’deki bir grup Kürt tiyatrocunun hikayesi. Bir grup tiyatrocunun yıllar önce oynadıkları Rojbash isimli bir oyun var. Gerçekten de oynadıkları bir oyun. 25 yıl aradan sonra yine bir araya gelip ve oyunumuzu oynayalım diyorlar. Filmde de bir araya gelişlerinin hikayesi işleniyor. Aynı zamanda Kürtlerin son 30 yıldır sürdürdükleri kimlik mücadelesinde değişen olguları, kazanımları ve 90’lı yıllardaki Kürtçenin yasak olmasını anlatıyor.
'KÜRTÇE OYUNLAR YASAKLANIYOR, SALONLAR MÜHÜRLENİYOR'
Bugün Kürtçe farklı bir durumda mı?
Elbette hayır. Bugün Kürtçe resmi olarak yasak olmamasına rağmen çeşitli şekillerde kriminalize ediliyor. Kürtçe oyunlar yasaklanıyor, salonlar mühürlenip kapatılıyor. Yani Kürtçe fiilen yasak olma halini yaşıyor diyebilirim.
'KÜRT TİYATROSU, İSTANBUL'DA BİR BODRUM KATTA BAŞLAMIŞTI YENİDEN ORAYA DÖNDÜ'
Peki Rojbash nasıl ortaya çıktı?
Film fikri 2017 yılına dayanıyor. O yıl kayyum atamaları başlamıştı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde çalışan tiyatrocu arkadaşlarımız bir anda işsiz kaldılar. Oradan çıkarıldılar. Kendilerine yeni bir yer aradılar. O süreç ilerledikçe fikir gelişti. Zira ilk Kürt tiyatrosu İstanbul’da bir bodrum katında başlamıştı. Şimdi yeniden bodrum katına döndüler. Bu da geçmişle gelecek arasında nasıl bir köprü kurulabilirim fikrini yeşertti. Ve Rojbash için altı yılın ürünü, emeği olarak çıktı.
Film ekseninde Kürt tiyatrosu ne durumda?
Kürt tiyatrosu çeşitli baskılar altında. Bütçe bulamıyorlar, salon bulamıyorlar. Çok kolay erişilebilecek koşullara erişemiyoruz. Zira Kürtçe resmi dil değil. Çocuklar dillerini öğrenemiyor. Bu bir asimilasyondur. Yıllardır bunu yaşıyoruz. Kültürümüzden koparılıyoruz. Aslında kimlik sorunsalı çözülmedikçe hiçbirimize rahat yok. Kürt sanatı da tiyatrosu da en büyük zorluğu bu sorundan görüyor.
'SİNEMADA DİL HASSASİYETİ OLMALI'
Festivalde Kürtçe çekilen kaç film vardı?
Az önce de bir gösterimden çıktım ve Türkçe yoğunluklu bir film idi. Burada Kürt sineması dalında yarışan yedi yapım var. Ve bu filmlerden bir tanesi Arapça, biri tamamen İngilizce, sadece iki yapım ağırlıklı olarak Kürtçe. Bu çok ciddi bir sorun. Çok iyi imkânlarla çekilen filmler bile Kürtçe çekilmiyor. Bence Kürt sineması Kürtçe yapılır. Bu konuya biraz daha ciddi yaklaşılmalı. Kürtçe'den bu kadar kolay vazgeçilmemeli. Özellikle sinemada dil hassasiyeti olmalı.
Sizce Kürt sinemasında anlatım, içerik ve dil bakımından neden bir konsensüs oluşturulamıyor?
Öncelikle Kürtler olarak çok parçalı bir coğrafyaya dağılmış durumdayız. Sürekli savaşlar içerisindeyiz. Bugün Rojava’yı görüyoruz. Her parçada apayrı dertler var. Mesela Kuzey’de üretilen filmlere baktığımızda genel olarak Türkiye sinemasının baskısı altında kalıyor. Kürt sineması Türkleşiyor, Türkiyelileşiyor ya da Avrupalılaşıyor. Fon kaynakları oluşturulmuyor. Hal böyle olunca fon aldığı yere göre şekillenen filmler çıkıyor. Bunlarda ortak bir dil kurulmamasına neden oluyor ve bir konsensüs oluşturulmasını engelleniyor.
'FON KAYNAKLARI OLUŞTURULMALI, FESTİVALLER SÜRMELİ'
Son olarak, tüm bu durumları göz önüne alırsak Kürt sinemasında konsensüs nasıl oluşturabilir?
Dört parçada da film festivalleri sürmeli. Bu çok önemli. Fon kaynakları oluşturulmalı ki film yapanlar ya da yapacak olanlar kendilerinden veya senaryolarında feragat etmek zorunda kalmasın. Diyarbakır’da bir fon verebilse ve o fona göre kriterler oluşturulursa Kürt sinemacılar çok daha hızlı bir şekilde bir araya gelebilirler. Film yapabiliyor olmak lazım. Şu an Kürt sineması çok az film üretiyor. Üretimin ivme kazanması için Kürt film festivallerinin ve fon kaynaklarının artması gerekiyor. Ortak dil ve tema konsensüsü ancak bu şekillerde oluşabilir.