17-25 Aralık bakanlarından beter Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy!..

Ben şimdi merak içindeyim, bu oteller kaçak olarak kaç yılında kuruldu ve kaç yılından beri Mehmet Ersoy devleti dolandırarak para kazanıyor ve ailesinin geçimini bu yoldan sağlıyor?

Ben inatla şaşırmaya devam ediyorum, çünkü öyle açıklamalar yada suçlamalar okuyorum ki, bunları bir cumhurbaşkanının, baş danışmanın yada bakanın söylediğini okuyunca ağzım açık kalıyor. Şaka değil, terbiyesizliğin ve görgüsüzlüğün bu kadar uç noktaya geldiği bir dönem anımsamıyorum. Bu aralar yine 17-25 Aralık konuşulmaya başlandı. Recep Tamam Erdoğan'ın ve çevresindekilerinin zekâsından gerçekten şüphelenmeye başladım. Mutlaka zeki insanlardır ama iktidarda olmanın özgüveniyle mi bu kadar rahat konuşup hareket ediyorlar, işte bunu tam olarak anlayabilmiş değilim.

Erdoğan'ın bildiğimiz bir huyu var, kendisini eleştiren ve aynı siyasette olmayan herkesten nefret ediyor. Öyle beğenmemek filan değil, gerçekten nefret ediyor ve bunu da konuşmalarına yansıtıyor. Erdoğan'ın son kafaya taktığı kişi FOX TV'den Fatih Portakal. Portakal sabah haberlerinde halkın sokakta eylem yapamaz duruma geldiğine dair bir yorum yaptı. Sen misin yapan, Erdoğan hemen yanıtını vermiş, "Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, nedir sokağa çağırıyor. Haddini bil, haddini. Bilmezsen haddini bu millet patlatır enseni."

Birilerinin soyadıyla dalga geçmek, ilkokulda çocukların yaptığı bişeydir ama cumhurbaşkanı olmuş birisinin de bunu kendisine yakıştırması ayrı bişey. Yıllar önce Erdoğan buna benzer bişey daha yapmıştı, gezide karşılaştığı kızın adı Sümeye idi ve Erdoğan tek "Y"nin yanlış olduğunu söylemiş, kızınınki gibi 2 "Y" olarak düzeltmesini söylemişti. Aynı bölgede bir kızın da adını beğenmemiş ve değiştirmesini söylemişti. Bunun üzerine ben de bunun başkalarının isimlerine karşı saygısızlık olduğunu söylemiş ve kendi soyadının da sonuçta prematüre (Er doğan – erken doğum) anlamına gelebileceğini ve o yüzden uğraşmaması gerektiğini yazmıştım.

İkinci söylediği de ense patlatmak üzerinden gidiyor ki, bu bir cumhurbaşkanına hiç mi hiç yakışmıyor, çünkü mahalle kabadayısıyla kendisi arasında çok ciddi bir fark olduğunu artık idrak etmesi gerekiyor. Bir de insanların aklına bu tümcenin başka türlüsü gelir ki, gerçekten bir ülke cumhurbaşkanına hiç mi hiç yakışmaz. Ense ve tokat tehlikeli bölgelerdir, beyincik vardır ve çok ama çok hassastır.

İkinci açıklama Erdoğan'ın başdanışmanı Prof. Gülnur Aybet tarafından BBC'ye verilmiş bir açıklama, yazı uzun olmasın diye size Artı Gerçek'te çıkan haberin linkini vereceğim ve okuyup siz karar verin. Bu kadın bir profesör ve başdanışman.

Gelelim sonuncusuna, o da Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy tarafından yapılan bir açıklama. Biliyorsunuz İmar Barışı diye bişey çıkardı cumhurbaşkanı hükümeti. Kaçak binalar belli bir para karşılığında affa uğrayacak ve tapu alacak. Kimsenin malında gözümüz yok, bu bugüne kadar iktidara gelen bütün belediye başkanlarının oy uğruna izin verdiği bir gizli yolsuzluk esasında ve şimdiki ekonomi krizinde hükümet nakit toplamaya çalışıyor. Yani kaçak binalar kaçak olmaktan çıkartılıyor.

Başvuranlardan biri kim derseniz, işte bu isim de bizim şaşırmamaya karar verdiğimiz o refleksimizi tekrar şaşırmak üzere geri getiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy. Ersoy önceki gün yaptığı açıklamasında "Otellerim de lojmanlar da vardı galiba. Süre uzatımına hepsine başvurdum. Çok büyük avantaj niye kaçırayım? Rakamlar yüksek değil. İşletmelerin yarım sezonluk kârı. Devlet açısından yapılmış çok güzel bir jesttir. Bizden tahsisli yüzde 50'den fazlası başvurdu" dedi.

Ben şimdi merak içindeyim, bu oteller kaçak olarak kaç yılında kuruldu ve kaç yılından beri Mehmet Ersoy devleti dolandırarak para kazanıyor ve ailesinin geçimini bu yoldan sağlıyor? Hadi Mehmet Ersoy böyle bir yola başvurdu, Erdoğan kaçak inşaat üzerinden kâr eden birisini nasıl oldu da bakan yaptı, neyine güvendi, nasıl yakın buldu kendisini.

Yok Erdoğan dünyanın en zengin bilmem kaçıncı başkanıymış, yok Binali Yıldırım'ın şu kadar gemiciği ve şirketi varmış, yok önceki bakanın koluna 700 bin liralık saat takmışlar, para adalardan, modalardan gelmiş, bırakın artık bunları, önümüzde kaçak inşaatlar üzerinden nasıl kâr ettiğini açıklayan bir bakan var, daha ne bekliyorsunuz.

Ben şaşırmaya devam ediyorum ve cesur bakanın bu açıklamasının ardından istifa edeceği günü bekliyorum. İstifadenin istifaya dönüşmesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi