Erol Katırcıoğlu

Erol Katırcıoğlu

AKP'lilerin anlayamadıkları

FETÖ’cüleri en yakından tanıyanlar AKP’lilerdir. Çünkü insan ancak kendisine en çok benzeyeni ayırt edemez ve kilit görevlere getirir.

AKP’nin yetkililerinin, AKP’nin Fettulahçı çetenin mayalandığı yer olduğunu bizlere unutturmak istercesine etrafta FETÖ’cü ararken sanki aklımızla dalga geçer gibiler. Bu insanlarla herhangi bir ilgileri olmayan ya da "geçerken" değmiş olmanın ötesinde bir ilgileri bulunmayan insanları OHAL’in verdiği imkanlarlaFETÖ’cü diye sorgusuz sualsiz hapislerde tutabiliyorlar. Son olarak CHP milletvekili Enis Berberoğlu’na MİT tırları davasından dolayı 25 yıl ceza verilmesi.  Enis Berberoğlu ve ona benzer kişilere FETÖ’cü demekle aslında yapmak istedikleri FETÖ’cülerin kendi çevrelerinden olmadığı izlenimi vermek. Oysa ne yaparsa yapsınlar FETÖ’cü diye niteledikleri insanların kendi doğal çevrelerinin doğal insanları oldukları gerçeğini örtmek mümkün değildir. Çünkü FETÖ’cüleri en yakından tanıyanlar AKP’lilerdir. Çünkü insan ancak kendisine en çok benzeyeni ayırt edemez, "Ne isterse verir" ve en kilit görevlere  getirir. İnsan tanımadığı birini neden hassas görevlere getirsin ki?"Şu tarihten önce onlar bizdendi, şu tarihten sonra değil" demek de bu gerçeği örtbas etmeye yetmez. Bu toplum bugün değilse bile yarın bunun hesabını nazikçe sorumlulara uzatacaktır.AKP’lilerin anlayamadıkları konulardan biri budur.

AKP’lilerin Gezi’yi de anlamadıkları  çok açıktır. "Bir kaç ağaç için ayaklanma girişimi!", " Üst aklın darbe denemesi"vs demeyi seviyorlar. Hala Gezi’nin ne anlama geldiğini anlamayan ya da anlamak istemeyen bir akılla karşı karşıyayız.  Oysa Gezi, bugünün gençlerinin iktidarlara "hayatımıza karışamazsınız" mesajı vermekten başka bir amacı yoktu. Olsaydı böyle olur muydu hiç? Şu ya da bu biçimde devam etmez miydi?

Böyle bir aklın Gezi’yi anlayamadığını nereden mi çıkarıyorum. Çünkü Gezi’nin "birkaç ağaçla" ilgili olduğunda ısrar edip "Oysa biz her gün binlerce ağaç dikiyoruz, şimdi onlar mı çevreci biz mi?" diye soran aklın "ormandaki ağaçla", "ağaç dikmenin" aynı şey olduğunu sanmasından. Çünkü ormandaki ağaçla, herhangi bir yere dikilen ağaç aynı ağaç değildir. Çünkü orman ağaçlardan oluşan bir "varlıktır", ağaçsa yalnızca bir ağaç. Ormandaki ağaçın önemi yalnızca kendine ait değildir. O, aynı zamanda diğer ağaçların da bir parçası bir bütünleyicisidir. Yolun kenarına dikilmiş bir ağaçsa, yalnızca yolun kenarına dikilmiş bir ağaçtır. O kadar!

AKP’lilerin anlamamakta ısrar ettikleri bir başka konu da "seçilmişlik" meselesidir. Evet demokrasi bir seçim mekanizması üzerinden varolur, bu doğrudur. Demokrasilerde seçilmişin meşruiyeti kendi özelliklerinden kaynaklanmaz. Onu seçenlerin iradeleridir bu meşruiyeti ona veren. O nedenle de demokrasilerde seçilmiş olana ben seni tanımıyorum diyemezsiniz. Hele hele hapse hiç atamazsınız bugün olduğu gibi. AKP’liler bu kadar basit bir demokrasi kuralını bile tam anlayamadılar. O nedenle de bir gün mutlaka önlerine konacak bir başka fatura da bence bu.

Bir başka mesele de AKP’liler seçilmiş olanın her şeyi yapmaya hakkı varmış gibi anlamaları. Bu da tuhaf bir durum. Çünkü insanlar sizi seçerler ama kendi hayatlarını etkileyecek her türlü kararı rahatlıkla alabilesiniz diye seçmezler. Seçim vaadlerinizde "hayatınızla ilgili her türlü kararı alacağım" diye bir vaadiniz olmayacağına göre (ki olsaydı eminim seçilemezdiniz), o zaman seçilmiş olmak her türlü kararı alabilirim demek değildir. Ama ne yazık ki AKP’liler bunu da anlayamadılar. Anlayamadıklarını anlamak için Cumhurbaşkan’ına ya da Belediye başkanlarına bakmaları yeter.

Evet maalesef ülkeyi on beş yıldır yöneten AKP toplum hayatıyla ilgili çok önemli bazı meseleleri anlayamadı. Yukarıda altını çizdiklerim ise bunlardan bir kaçı idi. Umudum anlamaya başlamış olmaları.

Ortadaki tek seslilik de bundan mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erol Katırcıoğlu Arşivi