Ahmet Nesin
At izi, it izini boşver, çubuk mu, kazık mı?
Son günlerde Alaattin Çakıcı'yla ilgili yazı yazanlar yada hakkında konuşanları izliyorum da, 12 Eylül darbesi öncesi işlediği yada işlettiği cinayetlerden bahseden yok. Oysa Çakıcı 12 Eylül'de 41 kişiyi öldürtmeye teşebbüsten yargılandı ve Ermeni örgütü Asala'ya karşı mücadele etmesi için anlaşılarak başka isimle MİT tarafından yurt dışına gönderildi. Abdullah Çatlı ve Alaattin Çakıcı bence 80 öncesi Ülkü Ocakları'nın en aktif bikaç elemanından biriydi ve temiz oldukları söylenemezdi.
Çakıcı'yla ilgili bana en ilginç gelen konu karısı Uğur Kılıç'ı öldürmeden önce kayınpederi Dündar Kılıç ile yaptığı telefon konuşmasıdır. Bu telefon konuşmasını bir dergi ek olarak vermişti ama şimdi o konuşma internette yok yada hiç yüklenmemiş. O konuşmada ilginç 2 bölüm var. Baba Dündar Kılıç Çakıcı'ya taktik veriyor: "Ben söylersem inanmaz ve gitmez, sen telefon aç ve onu Uludağ'a davet et, sen çağırırsan gelir" Bu davet kızının öldürülmek için istenilen yere nasıl götürüleceğinin taktiği, tüylerim diken diken olmuştu dinlerken. Ve Dündar Kılıç devam ediyor: "Eğer Uğur'u orada öldürmez yada öldürtmezsen, bana bir daha baba deme"
Kaç gündür konuştuğumuz, tartıştığımız ve Devlet Bahçeli'nin siyasi ve ülkücü arkadaşı Alaattin Çakıcı böyle birisi.
Gelelim tartışmalara, bu gayri siyası ama ülkücü tartışma esasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamasıyla başlamadı, Çakıcı ilk olarak Berat Albayrak'ın istifasıyla ilgili 5 tweet attı. Bakanla cumhurbaşkanı yada kayınpederle damat arasına Çakıcı neden girdi, onu ne anlamda ilgilendiriyor, kimse bir açıklama yapmadı yada yapamadı. Yapamadı diyorum, çünkü ev hapsinde olan Berat Albayrak bir açıklama yapamıyor, çocuk yasaklı.
Gelelim Çakıcı'nın Kemal Kılıçdaroğlu'na verdiği yanıta. Hükümet ekonomi ve hukukta yeni reformlar yapacağını açıklayınca Kılıçdaroğlu "Mafya liderlerini uyuşturucu kaçakçılarını serbest bırakıp düşüncü suçlularını hapsetmekten vazgeçecek misiniz? Düşünce özgürlüğünü savunacağız derseniz ben inanırım ki bunlar hukukta bir reform yapacaklar. Hakkında hüküm olmadığı halde 3.5 yıl bir insanı hapiste tutacaksın. Sen bunu yarın sabah tahliye ettirecek misin?" diye bir açıklama yapıyor. Okuduğunuz gibi burada herhangi bir isim geçmiyor. Geçmiyor ama bunlardaki zeka oranı belli bir ölçüde olduğundan hemen üstlerine alıp yanıtlıyorlar ve suç üstleniyorlar.
Anımsarsanız ben de isim vermeden meclisten gelen 4 bakan üzerine bir yazı yazmış, bakanlardan birisinin Almanya'da iş kurma çabalarından bahsetmiştim ve isim vermediğim yazıya içişleri bakanı Süleyman Soylu hemen dalmış, hatta hakkımda soruşturma açtırmıştı.
Çakıcı da Soylu gibi bu konuyu üstüne alınmış ve hemen yanıtlamış, yok fasulye çubuğu, yok bakla kazığı derken TV'lere yeni gündem oluştu, herkes batmakta olan ülkenin en önemli sorunu haline getirdi. Sorunlardan birisi de Çakıcı'nın edepsizliği yada türkçesindeydi. Üstüne üstlük bir de Bahçeli Çakıcı'nın siyasi arkadaşı olduğunu söyleyince iş iyice rayından çıktı.
Çakıcı'nın türkçesine laf söyleyenlere tek yanıtım var, bunlar siyasetçi diye Ülkü Ocakları'na alınan tetikçiler. Anımsarsanız Mehmet Ali Ağca Türkiye'ye geldiğinde hemen hapishanede Çakıcı'yı ziyaret etmişti, yani birbirlerini hemen buluyorlar.
Çakıcı'nın türkçesi ve argosu konusunda en ilginç yorumu CNNTürk'te Mehmet Metiner yaptı. Metiner konuşmasında "Kazığa oturturum diyorsa hangi anlamda kazığa oturtuyor, bu bir tehdit midir, belki kendisine sorarsanız" diyor. Demek ki Metiner daha önce sormuş, deneyimi var ama fasulye çubuğu mu, bakla kazığı mı, yoksa bamya çıtası mı, onu bilemiyoruz.