Mühdan Sağlam
Avrupa için Azerbaycan Rusya’nın alternatifi mi?
Avrupa doğal gaz piyasası Rusya’nın neredeyse Avrupa’ya gaz akışını bitirme noktasına gelmesi nedeniyle sarsıntılı günler yaşıyor. Kış mevsiminin bu yıl, ancak temelde önümüzdeki yıl Avrupa’da yıkıcı etkiler yaratabileceğine ilişkin senaryolar gündemde. İşte bu nokta Brüksel, Rusya’nın çekilmesinin Avrupa Birliği (AB) içinde sert dalgalanmalara neden olmaması için hızla alternatif arayışına girdi. ABD, Norveç (kapasite artırımı), Cezayir ve Katar bu anlamda ilk akla gelen adreslerdi. 11 Temmuz’da AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Azerbaycan ziyaretiyle bu alternatif arayışına yeni bir tedarikçi daha eklendi: Azerbaycan.
AB Azerbaycan, Rusya’ya alternatif mi? Bakü’nün üretim ve ihracat verileri bu konuda ne söylüyor? Azerbaycan gaz üretimini artırırsa bunu Avrupa’ya nasıl aktaracak? AB Azerbaycan’dan ne bekliyor, bu adımın Azerbaycan için anlamı ne? Bu analizde değinilen sorulara yanıt arayacağız.
AZERBAYCAN ÜRETİM KAPASİTESİ AÇMAZI VE OLASI SENARYO
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre Azerbaycan, 1,3 trilyon metreküp doğal gaza sahip. Bununla beraber üretim verilerinin daha mütevazı olduğu söylenebilir. IEA raporuna göre Bakü, 2021’de yaklaşık 44 milyar metreküp (bcm) gaz üretti. Bu üretimin 18,9 bcmlik kısmı (8,5 bcm Türkiye, 8,2 bcm Avrupa) ihraç edildi. Avrupa ve Türkiye’den kalan 2,2 bcmlik gaz Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhan Aliev’in geçtiğimiz şubatta yaptığı açıklamaya göre Gürcistan ve Bulgaristan’a satıldı.
Durumun anlaşılması için Azerbaycan ile Rusya’nın rezerve ve üretim, ihracat verileri fikir verebilir. Rusya, dünyada en fazla doğal gaz rezervine sahip ülke ve Statista’ya göre rezervi yaklaşık 37.4 trilyon metreküp. Rezerv miktarı geleceğe dönük bir projeksiyon sunuyor olsa da üretim miktarı bir o kadar önemli. Örneğin İran dünyada en fazla rezerve sahip olan ikinci ülkeyken üretimde çok daha gerilerde yer alıyor. Rusya, üretimde ABD’den sonra ikinci sırada, geçtiğimiz 762 bcm’lik üretim yaptı. Üretilen bu gazın 210 bcm’ini boru hatları üzerinden ihraç etti. 40 bcm düzeyindeki sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) da dikkate alındığında toplam ihracatın 250 bcm civarında olduğu söylenebilir.
Rusya’nın ana ihracat pazarı Avrupa’ydı. 2021 verilerine göre Rusya’dan Avrupa’ya toplam 165 bcm gaz gitti, bunun 155 bcmlik kısmı doğrudan AB’ye ihraç edildi. Ancak Ukrayna savaşıyla Moskova ve Brüksel arasındaki restleşme Avrupa’dan Rusya’nın neredeyse çekilmesine neden oldu. Bu durumda alternatif arayışına başlayan Avrupa, Azerbaycan ile Temmuz ayında bir anlaşma imzaladı. Peki Azerbaycan bu noktada bir alternatif olabilir mi?
Öncelikle Azerbaycan’ın üretiminin Rusya’nın Avrupa ihracatının dörtte biri olduğu gerçeği, AB tarafından da göz ardı edilmiyor. Zaten benzer bir tutumu Azerbaycan da dile getirdi. Yani Azerbaycan, Avrupa’nın yeni Rusya olmak gibi bir iddia değil, ancak Avrupa’nın darboğazının hafifletilmesine katkı sunabilir. Azerbaycan yetkilileri bu yıl geçtiğimiz yıldan farklı olarak Avrupa’ya 1,5 bcm fazla gaz aktararak ihracatlarını 10 bcm’ye çıkarmayı hedefliyor.
2027’deyse Azerbaycan’ın kendi tüketim dinamikleri de dikkate alınarak Avrupa’ya aktaracağı gazın 20 bcm’e çıkması planlanıyor. Bunun için Bakü’nün üretiminin yaklaşık 60-70 bcm’e çıkması gerekiyor. Bunu sağladığında pazar payını iki kat arttırdığı gibi üretim kapasitesinin artışı konusunda hem dış yatırımcılar hem de AB daha cesur davranabilir. Ancak önümüzdeki 5 yıl bu açıdan dikkatle izlenmesi gerekiyor.
GAZ NASIL AKTARILACAK: BORU HATLARI CEPHESİ
Üretim kapasitesinin yanında Avrupa ile Azerbaycan arasındaki gaz aktarımını belirli sınırlar dahilinde tutan bir faktör daha mevcut: Hat kapasiteleri. Bu çerçevede ilk olarak Azerbaycan’dan Avrupa’ya (Yunanistan, İtalya, Bulgaristan) gazın nakil aşamalarına bakmak gerekiyor. Öncelikle Azerbaycan gazı güney koridoru üzerinden AB’ye giriyor. Bununsa üç aşaması var. İlk olarak gaz, Güney Kafkasya Hattı üzerinden Türkiye’ye geliyor. Buradan The Trans-Anatolian Natural Gas Pipeline (TANAP) aracılığıyla Trans-Adriatic Pipeline(TAP) ulaştırılıyor. Hali hazırda kullanılan ana güzergâh burası, işte bu noktada kapasite genişletilmesi gündeme geliyor.
İlk olarak gaz Azerbaycan’dan çıktıktan sonra TANAP’a ulaşıyor. TANAP’ın kapasitesi 16 bcm. Burada bir miktar artışı gündemde ve bunun 31 bcm olması planlanıyor. Ancak TANAP tek başına yeterli değil, Avrupa’ya aktarımda diğer bir arter olan TAP’ın da kapasitesi artırılmalı. Yapılan açıklamalara göre TAP’ın 10 bcm olan kapasitesinin iki katına çıkarılarak 20 bcm’e ulaşması planlanıyor. Ancak bu iki kapasite artırımının kısa vadede değil, uzun vadede hayata geçeceği hesaba katılmalı. Burada uzun vadeli bir planlama yapılmasının nedeni, AB’nin ihtiyacının kısa süreli bir darboğaz olarak değil, istikrarlı bir ihtiyaca dayandığı yaklaşımı etkili. Nitekim AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in 11 Temmuz’da Bakü’ye gerçekleştirdiği ziyarette de Azerbaycan’dan gaz alımının iki katına çıkarılmasına dönük stratejinin 2027’de etkin olması yapılan anlaşmayla da teyit edildi.
Anlaşmanın bu şekilde olmasının nedeni, hem Azerbaycan’ın üretim kapasitesini artırması için desteklenmesi ve bunun sağlanması hem de TANAP ve TAP’ın buna hazır olması. Yeni bir hattın düşünülüp düşünülmediği bilinmiyor. Ancak enerji otoriteleri AB’nin yeni bir hattı gündeme almamasında üretim artışının istenen seviyeye ulaşamama riskinin etkili olduğu görüşünde.
Sonuç olarak yaygın kanının aksine AB, Rusya’nın yerine Azerbaycan’ın geçebileceğini düşünmüyor. Basit bir matematik hesabında Azerbaycan’ın yıllık üretiminin zaten Rusya’nın AB’ye ihraç ettiği azın neredeyse çeyreği olduğu biliniyor. Burada Azerbaycan, Rusya yerine alternatif arayışında 2027’de bugün olandan 12 bcm fazla gazın Avrupa’ya girmesini sağlama gayretine dayanıyor. ABD, Cezayir ve Norveç’in AB’ye tedarik ettiği gazın kapasitesini artırma çabasıyla Azerbaycan ayağı bir bütün olarak düşünülmeli. Bununla beraber, Azerbaycan da temkinli bir seyir izliyor. Örneğin Bakü, bu yıl AB’ye aktaracağı az miktarını 1-1,5 bcm artırabileceğini, üretim artışı için finansal ve teknolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu iletiyor. Bu çerçevede hem Avrupa hem de Türkiye Azerbaycan’ın üretim ve ihracat kapasitesindeki artışı zamana yayarak izleyecek. Bir bütün olarak duruma bakıldığında AB, Azerbaycan’a Rusya’ya ödediğinden daha fazla ücret ödemek durumunda kalabilir, ancak tedarik darboğazını aşabildiğini göstermek sadece enerji politikası açısından değil, AB’nin geleceği açısından göze alınabilecek bir ek bedel. Azerbaycan içinse yeni anlaşma, beklediği yatırımları alarak üretim hem ihracat kapasitesini genişletmesini, ekonomik kazancını artırmanın ve küresel doğal gaz piyasasında görünürlüğünün pekişmesini sağlayacak.