Ahmet Nesin
Biden - Ermeni - patates ve soğan...
Önceki akşam eşim Hilal’le telefonda sohbet ediyorduk. Keyifli de bir sohbetti, gülüyorduk, neşeliydik. Derken önümdeki ekranda Erdoğan belirdi ve ben aşkımdan özür dileyerek telefonu kapatacağımı söyledim. Sanırım herkesin sinirleri bozuldu ki Erdoğan’a tercih edilmesine kızacakken, tam tersine öyle bir kahkaha attı ki, sormayın. O zaman anladım ki, o kahkaha bana bir acıma kahkahasıydı. Gerçekten de o güzel sohbet gitmiş, yerini bir kâbus almıştı. Esasında sohbete devam edebilirdim ama Biden’ın Ermeni Soykırımı açıklamasının ardından bu konuşma önemliydi ve dinlemem lazımdı.
Oysa Erdoğan’ın önemli bişey söylemeyeceği belli olmuştu, Biden’ın açıklamasından sonra herkes konuşmuş, Erdoğan susuyordu. O zaman anladık ki Biden’a "Heyttttt, bre deryalar, deryalar" denilemeyecekti. Biden’ın yada bizlerin Ermeni Soykırımı demesine kızan Erdoğan’ın 3 hedefi vardı esasında, 1923’ün 100. yılı 2023, Istanbul’un Fethi 1453’ün 100. yılı 2053 ve Malazgirt Savaşı 1071’in 100. yılı olan 2071.
Karışıklık esasında burada başlıyor, 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı, yani Osmanlı İmparatorluğu’nun sonu, bir anlamda hiçkimsenin tartışmadığı, Atatürk ve arkadaşlarının kendi emperyalizmlerine son vermeleri ve kendilerince bağımsız bir devlet kurmaları. Başaramasaydı ne olurdu, ne olacak Mustafa Kemal de Erdoğan gibileri tarafından tarihe aynı bizim gibi terörist olarak geçecekti.
İlk hedef yılı Osmanlıyı yıkan cumhuriyet ama ikincisi de Osmanlı’nın en önemli fethi olan 1453 ile Istanbul’un işgali. Daha sonra da 2071’de Türklerin Anadolu’yu işgalini ve Kürdistan’a girişini kutlayacak Biden’a Ermeni Soykırımı dediği için Erdoğan. Bunu yaparken de hep alışık olduğumuz üzere Amerikalıların Kızılderilileri nasıl işgal ettiklerini örnek verecek -ki o zaman işgalciler Amerikalı mıydı- bu da ayrı bir tartışma.
Biz NATO, ABD üslerine tavır filan beklerken Erdoğan sadece biraz bozulmuş tavrı koydu ve konuşmasına devam etti: "Biliyorsunuz, geçen hafta patates ve soğan dağıttık halkımıza" dedi ve ben önce dondum kaldım ve akabinde kahkahayı patlattım. Biden, Ermeni Soykırımından bu kadar hızlı patates ve soğana geçişi ne mizah yazarları Aziz Nesin’le Rıfat Ilgaz yazabilirdi, ne de tuluat ustalarının aklına gelirdi, sanırım olmayan zekayı varmış gibi göstermek de böyle bişey olsa gerek.
Derken sıra geldi kapanmaya, pandemi iktidarı fena yakaladı ve altından kalkamıyorlar. AKP bütün kongrelerini de yaptığına göre artık kapanma dönemi gelmeliydi ve Erdoğan kapanma dönemini nerelerin açık olacağını ve kapanma da nerelerden alış-veriş edeceğimizi ve hatta saat kaçla kaç arası olacağını söyledi.
Büyük-küçük neredeyse bütün esnafın açık olduğu bir tam kapanma nasıl bir kapanmadır, bunu kim anladı bilemiyorum ama sanırım En Çok Erdoğan anladı. Bu o kadar basit bir ekonomik hesap ki, gerçekten bunun için Erdoğan kadar ekonomi okumak gerekmiyor. Tam kapanmada bakkalı yada kasabı kapattığınızda devlet olarak ona bir şekilde ödeme yapmak zorundasınız. Kayıp 128 milyar dolar varken ödeme yapamıyorsanız eğer, kandırılmış bir şekilde dükkanları açarsınız, onlarda bu tam kapanma döneminde 4’te 1 kadar satış yapar ama çoğunun da sesi çıkmaz, hatta bir kısmı da devlete şükranlarını bile sunar. Meşhur lafımızdır, bu ara "Allah devlete zeval vermesin"i sık sık duyacaksınız.
Bütün dükkanlar açıkken sanırım Süleyman Soylu Erdoğan’ın gözünden kaçan tekel bayilerini de kapatarak tam kapanmayı dini kapanmaya çevirmekte hiç gecikmedi. Eeee, reis Ermeni Soykırımı’nın hemen arkasından patates – soğan derse, Soylu da bu kadarını yapsın artık. Ben merak ediyorum, bu kapanma döneminde elinde yada torbasında içki şişesi olan kimse yakalanıp, gözaltına alınacak mı diye, herşey olur diye bekliyorum.