Ahmet Nesin
Bu ne pişkinlik Doğu Perinçek!..
Tam artık söylenenlere yada yapılanlara "ŞAŞIRMAYACAĞIM" diye bir karar alıyorum, birisi çıkıp öyle bir açıklama yapıyor yada yazı yazıyor ki, ben yeniden özüme dönüp, her insan gibi "ŞAŞIRIYORUM." Esasında bu yazacağım tümceye Sıvas Madımak katliamının baş suçlusu Doğu Perinçek olunca şaşırmamam gerek ama sanırım bende bir gariplik var ve "İnsan bu kadar da kendi aleyhine itirafçı olamaz, kim adına çalışıyorsa, kendisine biraz bişeyler öğretmişlerdir" diyorum, ancak yanılıyorum.
Önceki gece yine sado-mazoşist anlarımdan birisiydi ve Doğu Perinçek’in de çıktığı bir programı izliyordum. Önceki haftalarda yüzüne karşı Abdullah Öcalan’la görüşmeye gittiği söylendiğinde "Ben Öcalan’ı teslim almaya gitmiştim" diye yanıtladı da, programda kimse kendisine ne adına ve hangi yetkiyle gittiğini sormadı. Kandil’e yada Öcalan’ın olduğu bölgeye gideceksiniz ve kendisine bunu söyleyeceksiniz, sonra da "Olmadı, gelmedi" deyip, tıpış tıpış döneceksiniz. O kadar insan gitti ki Kandil’e görüşmeye –Öcalan’ın yakalanması öncesi yada sonrası- bu konuda çok sabırlı olduklarını biliyorum ama bu kadarı da biraz fazla geldi bana.
Hadi programda kimsenin sesi çıkmadı ama bu konuşma sonrası devlet de Perinçek’i ifadeye çağırıp "Doğu Perinçek, geçen gün televizyonda böyle bir açıklama yapmıştınız, sizi kim ve ne adına böyle bir olaya gönderdi" diye de sormadı. Perinçek o günkü konuşmasında bu talebini Öcalan’ın yüzüne söylediğini ama kendisini dinlemediğini söylüyor. Komedi filmi desem değil ama Perinçek bu, yazar mı yazar.
Bu anlatacağım geçen haftaki konuşmasından da beter. Programın başını kaçırdım ilk 10 dakika, o yüzden Perinçek’in ne dediğini bilmiyorum, çok da önemli olmadığından tekrar bakmıyorum, çünkü yanıtlamak için programa bağlanan MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı Mehmet Eymür’ün yanıtları ve Perinçek’in yanıtı yetiyor.
Eymür programda Perinçek ve Aydınlık Gazetesi’nin kendisini ve Hiram Abbas’ı ihbar ettiğini ve Hiram Abbas’ın öldürüldüğünü açıklıyor. Bu Aydınlık Gazetesi ve Perinçek için çok da şaşılası bişey değil, 12 Eylül öncesi de gazetelerinde isim ve kroki vererek arkadaşlarımızı ihbar etmişler ve bu arkadaşlardan ülkücü yada MİT tarafından öldürülenler olmuştu. O dönemin yazı işleri müdürü, sonra da genel yayın müdürü olan Oral Çalışlar’ın bu konuda özeleştirisi bile vardır, kendisi yazdı.
Mehmet Eymür bu suçlamayı yapınca telefondan, Perinçek gülümseyerek (Terbiyeli olsun diye gülümseyerek diye yazdım) "Sizi hedef göstermedik, bakın yaşıyorsunuz" dedi.
Kanım dondu, kimse itiraz etmedi, konuşmalar havada uçuştu ve kayboldu. Ben hemen kendime geldim ve söylediği tümceyi kelimesi kelimesine not aldım.
12 Mart döneminde arkadaşlarını sattığı söylenen (ki programda kendisine soruldu bu konu ve çok kızdı) 12 Eylül öncesi zamanın Dev-Genç genel sekreteri Bülent Uluer’in ev adresine kadar yayınlayan ve arkadaşlarımızı ihbar eden, Madımak katliamının başlatıcısı, Ergenekon sanığı, 15 Temmuz darbesini önceden haber verebilen ve 15 Temmuz sonrası ordudan atılacak subayların listesini devlete veren Doğu Perinçek, nasıl bir yetki ve güce sahipsin ki, sırıtarak "Sizi hedef göstermedik, bakın yaşıyorsunuz" diyebiliyor ve hiçbir soruşturmaya uğramıyorsun. Gerçekten, BU NE PİŞKİNLİK DOĞU PERİNÇEK!..