Ahmet Nesin
‘Canım sıkıldıkça adam öldürüyordum’ Ülkücüler ve Terörizm!
MHP’nin kurucusu ve ilk başkanını anlatmaya çalıştım, ta 1940’lardan 80’lere ne kadar temiz bir parti olarak geldiğini okudunuz. Bu yazıları esasında HDP ve devrimcilere terörist diyenler okusun istiyorum ama büyük bir çoğunluğunun okumakla bir alakası yok. Bugünkü yazıyı yazarken şunu da söylemeliyim, adliye ve sıkıyönetim muhabiri olarak başta Mehmet Ali Ağca olmak üzere kimi ülkücülerin davalarını takip ettim, kimi ifadeler beni çok şaşırtmıştır. Bir önemli şey daha var, hemen hemen hiçbirimiz Meral Akşener dışında ülkücü bir kadın tanımıyoruz.
İlk anlatacağım kişi Veli Can Oduncu, mahkemede onu ilk gördüğümde henüz 18 yaşındaydı ve 7 cinayetten yargılanıyordu. Ülkücüydü ve kendisi gibi bikaç çocuk daha 18 yaş altı olarak kullanıldı ve kendilerinin bundan haberi yoktu. 7 cinayet işlemiş birisini dinlemek gerçekten çok zor, hem acıyorsunuz, hem de kızıyorsunuz, fakat kendilerine öyle bir güven verilmiş ki, çıksa yada kaçsa daha beterini yapacak gibiler.
Veli Can Oduncu ilk olarak sendikacı Erol Doğan’ı komünist diye öldürüyor. "Olay günü de Zeytinburnu hat boyunda karşılaştık. ‘Komünist misin?’ diye sordum, ‘Komünistim’ dedi. Tabancasını görünce korktum, elini cebine atınca ben tabancamı çekip karnına ateş ettim, yere düşünce başına da 2 el ateş edip Edirnekapı Yurdu’na kaçtım, durumu anlattım. Beni buradan Tekirdağ Yurdu’na gönderdiler, bir oda verdiler" diyen Oduncu daha sonra 6 cinayet daha işliyor ve "Canım sıkıldıkça adam öldürüyordum" diyor. Veli Can Oduncu 10 yıl hapiste yattı ve sözüm ona Turgut Özal’ı öldürmesi istendi ve kabul etmediği için şişlenerek öldürüldü.
Veli Can Oduncu gibi 18 yaş altı cinayetlerden yargılanan Ferhat Tüysüz de "Canımız sıkıldı, adam öldürmeye çıktık" diyen bir Ülkücü ve 1995 yılında cezaevinde yaşamını yitirdi.
Anlatacağım üçüncü kişi Mihri Belli’yi yaralayan, Bedri Karafakioğlu’nu öldüren Cengiz Ayhan. Cengiz Ayhan’ın suç dosyası bu kadar değil, Süreyya Eminsoy, Şahin Aydın, Metin Yıldırımtürk, Devrim Çelenk, Cuma Oruç, Suat Kaçar, Haluk Tandoğan ile Mesih Yörük’ün öldürülmesi. Sevcan Bilgisoy, Ömer Özdikici ve Rasim Kolcu’nun yaralanması da yaptığı işler arasında. 91 yılında Terörle Mücadele yasasından yararlanarak serbest kalıyor. (Bu kara mizah bile olamaz ama Türkiye’de oluyor, Çakıcı örneği çok yeni.) Cengiz Ayhan Almanya’ya gidiyor ve Ayşe Kaymakçı ile Ramazan Erol’u öldürmek suçundan müebbet hapse mahkûm oluyor. Derin devletin nasıl çalıştığını daha iyi anlamak için T24’te çıkan bu yazıyı okumanızı öneririm.
Hepinizin bildiği sağlam Ülkücülerden birisi de Abdi İpekçi’yi katleden Mehmet Ali Ağca var. Cinayetten sonra Beyazıt’ta ülkücüler tarafından saklandı. Hapishaneden kaçtıktan sonra Bulgaristan’a kaçtı ve oradan Avrupa’ya çıkarak Papa’yı vurdu. Ağca her duruşmada birbirinin zıddını konuşarak zaman kazandı ve bu sayede kaçtı hapishaneden.
Alaattin Çakıcı’yı fazla anlatmama gerek yok, Ülkücüler davasında yargılandı, 44 kişiyi öldürmeye azmettirmekten delil yetersizliği nedeniyle tahliye olan herhalde dünyadaki nadir kişilerden biridir. Eşini de öldürten Çakıcı bir anlamda Devlet Bahçeli’nin idolü gibi.
Gelelim Abdullah Çatlı’ya, ilk olarak Doçent Dr Bedrettin Cömert’in öldürülmesi var, arkasından Ankara’da 7 TİP’linin öldürtülmesi ve bizzat kendisi tarafından öldürülmesi geliyor. Bunca cinayete karşın devletle anlaşmalı olarak ASALA’ya karşı mücadele için yurtdışına MİT tarafından gönderildi. Darbe sonrası eylemleri:
1982 yılında Ermeni asıllı TKP/ML üyesi Nubar Yalımyan'ın Hollanda'da öldürülmesi. Fransa'da Ermeni aktivist Ara Toranian'ın öldürülme teşebbüsü. 3 Mayıs 1984 yılında Paris'te Ermeni anıtının bombalanması. 24 Ocak 1984 Paris'te uyuşturucu ticaretinden dolayı polis tarafından aranma çıkarılması. Kürt asıllı yazar Kendal Nezan'e göre Kürt-Ermeni uyuşturucu kaçakçısı Behçet Cantürk'ün Sapanca’da öldürülmesi. Gazinocular kralı olarak bilinen Ömer Lütfi Topal cinayeti. Kürt asıllı İranlı kaçakçılar Lazım Esmaeili ve Askar Simitko'nun öldürülmesi.
Muhsin Yazıcıoğlu bu grubun en ilginç isimlerinden biridir, yaşamını yitirdiğinde kimileri neredeyse ağıt yaktılar ama kendisi hem Bahçelievler’de 7 TİP’li gencin katledilmesinden sorumluydu hem de Kahramanmaraş Katliamı’nın. 12 Eylül darbesinde 5.5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl hapis yattı ve sonunda beraat etti.
Kahramanmaraş Katliamı sanıklarından birisi de Ülkücü Ökkeş Kenger’dir, daha sonra soyadını Şendiller yaptı ve milletvekili seçildi. Onca ölüme karşın delil yetersizliğinden beraat etti.
Ünal Osmanağaoğlu’nu hem Bahçelievler Katliamı’ndan hem de DİSK genel başkanı Kemal Türkler’in katliamından. Osmanağaoğlu Bahçelievler Katliamı davasından her ölüme karşı idama mahkûm edildi ancak Yargıtay baş aktör olmadığı gerekçesiyle bozdu. Mahkeme direndi ve aynı kararı verdi, 2002 yılında idam cezası kalkınca 25 yıl yatmak kaydıyla müebbete çevirdi. Kemal Türkler davasında ise mahkeme beraat verdikçe Yargıtay bozdu ve sonunda dava zaman aşımına uğradı ve Osmanoğlu 2014 yılında kalp krizi geçirdi ve ameliyat masasında kaldı.
Son olarak da İdi Amin lakaplı Haluk Kırcı’dan bahsedeyim, Bahçelievler Katliamı cinayetlerinden sorumludur. Katliam sırasında "Bu böyle olmayacak. Siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp çıkarım" diyebilecek kadar da gözü dönmüş birisi. Ayrıca Susurluk davasından da 4 yıl hapis cezası aldı.
Sizler terörist parti mi arıyordunuz, daha bitmedi, devam edecek. Zaten yazdıklarım da sadece olayların binde biri gibi bişey.