Ahmet Nesin
Demokrasi için darbe, barış için füze, ben de terörist…
Bu yazıyı okumaya başladığınız saatlerde Recep Tamam Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan darbede nasıl cesurca mücadele ettiğini anlatmanın hazırlıklarını yapıyor olacak. Bunları anlatırken darbe girişiminden daha önce haberdar olduğunu ve bunu önleyerek onca insanın katledilmesine engel olabileceğini söylemeyecek.
Bütün darbeciler gibi darbecileri nasıl alt ettiklerini ve bu sayede demokrasiyi getirdiğini anlatırken esas demokratların da nasıl birer terörist olduklarını anlatacak. Evet, Erdoğan ve arkadaşları demokrasi mücadelesi verirken ben de o teröristlerden birisiyim. O yüzden konsolosluk bana çalınan nüfus kağıdım ve pasaportum yerine yenisini vermiyor. Sadece onlar da değil, ben Türkiye’de kimi işlemlerimin yapılması için konsolosluktan vekalet de gönderemiyorum.
Bunları yapamıyorum ama devlet benim üzerimde istediği oyunu oynuyor. Mesela beni yargılıyor, kimliksiz teröristi yargılıyor, kimliğim olmadığı için esasında kimi yargıladığını ben de bilmiyorum. Sadece yargılamıyor, hakkımda soruşturma da açıyor ama ben yine kimliksizlikten E devlet numarası alamadığımdan o soruşturmaların ne durumda olduğundan haberdar da olamıyorum.
Kolay mı, Erdoğan darbeyle darbe girişimini önledi ve demokrasiyi getirecek. Nasıl mı, KHK ile pasaportlarına el koyduğu binlerce kişinin pasaportunu geri verecekmiş. Bana faydası var mı, yok, çünkü ben KHK ile biyerden atılmadım ki, ben KHK cezalısı değilim yani. O yüzden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hakkımda başlattığı ve emniyet bülteninde yayınlattığı soruşturmanın ne alemde olduğunu bilmiyorum.
Önceki akşam Celal Başlangıç’la sohbet ederken bir oyun gibi geldi esasında bana yapılan, çünkü aylar önce de 50-60 bin kişinin pasaportunu vereceklerini açıklamışlardı ve ben yine onların arasında yoktum. Hatta Türkiye’de olmadığımdan ifadem alınmamış ve serbest bırakılmak üzere hakkımda tutuklama çıkmıştı. Ve bana hiçbir kimliği vermeyen bu devlet Fransa adalet bakanlığına yazarak benim ifademi istedi ve sonuçta ifadem gidince hakkımdaki tutuklama kararı kaldırıldı. O zaman da başvurmuştum pasaport için ama yine vermediler.
Ben bilmediğiniz tür bir teröristim sanırım. Örgütüm de yok, daha doğrusu HDP üyesiyim ama bunca zaman aidat ödeyemeyince haliyle düşmüştür belki de, olması gereken de o zaten. Yani artık sade bir sempatizanım. Kimliksiz bir sempatizan.
Sadece demokrasi getirse iyi, Erdoğan barış da getirecek, dün bütün gün bunu konuştu, barış için aldığı füzeleri öve öve bitiremedi. Kürtlerle de barışı böyle sonlandırmış, Sur, Şırnak, Cizre derken heryeri kan gölüne çevirmiş, en azından ölenler artık barış yada savaşı bilmeyecek noktadaydılar.
Barış için kan, barış için Suriye Kürtlerini hedef al, barış için Irak Kürtlerinin referandumuna bozuk çal, sonunda da bir NATO üyesi olarak NATO’nun karşıtı bir ülkeden füze al. İşte dün bunu öyle bir mantıkla açıkladı ki ben bile neredeyse hayranlık duymaya başladım zekasına. Hani yandaş medya kendisini dahi diye tanımlıyor ya, bence dahi ötesi birisi Erdoğan. NATO’yu ikna konuşması aynen şöyle: "NATO'yu nasıl etkiler noktasında, NATO'yu güçlü etkiler. NATO'nun bundan mutlu olması lazım. NATO'nun en güçlü ayağı 3-5 ülke varsa, bunun bir tanesi Türkiye'dir. Hele hele bu bölgede Türkiye NATO'nun en güçlü ayağıdır. Ödeme planlarına baktığımız zaman ABD'den sonra 2. ve ya 3. sırada ödemelerini en sağlıklı şekilde yapan ülke de Türkiye'dir. Avrupa'nın meşhur zenginleri var ya onların hiç birisi bizim gibi ödeme yapmıyor. Bu tür vecibelerini yerine getiren Türkiye'ye karşı aldığımız bu S-400'ler malzeme noktasında da güvenlik noktasında da savunma sistemleri noktasında da güçlü olmamız kime güç katacaktır? Aynı zamanda NATO'ya güç katacaktır."
Gördünüz değil mi siz de bu dahi ötesi açıklamayı. NATO bizim aldığımız füzeyle güçlenmiş. Bu füzeleri güçlü Türkiye kime karşı kullanabilir, sadece satan ülke dışındaki NATO ülkelerine karşı kullanabilir. Yani Rusya’dan aldı ya, en azından Şenghay ülkelerine karşı kullanamaz, geriye de NATO ülkeleri yada kimi bağımsızlar kalıyor. NATO’yu bombalayarak NATO’ya güç katan Erdoğan, ilahi başkan, sen çok yaşa e mi, hatta bu işleri bırak da artık bir mizah kitabı yaz, hatta yazma, sen konuş, ben not tutatyım, Aziz Nesin’i solamazsan bak bana da füze at.
Ben teröristim, karşımda demokrasi için darbe yapan, barış için füze alan birisi var ve ben bu teröristliğimi sevdim, artık söylene söylene benimsemeye de başladım. Tek sorunum var terörist olarak, böyle açıklamalar yapan bir cumhurbaşkanıyla aynı ülkeyi paylaşmaktan kimileyin utanıyorum, yabancılar sorduğunda açıklayamıyorum. Terörist dediğiniz utanır mı diyebilirsiniz, öyle bir utanıyorum ki hem de, Bülent Arınç görse ağlar…